CNN Türk’ü de açsanız orada Halk TV’yi de.
Kendini belli bir etiketle pazarlasa da başka etiketlere sahip hiçbir yayın organının ‘farklılığından(!)’ dolayı ona kapısını kapatmadığını görürsünüz.
Birbirinden çok farklı mecralarda, rahatça kendine yer bulabilir. Bu yüzdendir ki; televizyonların ‘konuşturulan gazeteciler’kontenjanının son zamanlardaki vazgeçilmezi o.
Peki, sırrı ne?
Hepsi ve hiçbiri olması mı?
Bir gün Atatürk’ü diktatör olarak gördüğünü ifade eder…
Bir gün Türkiye Cumhuriyeti’ne kin kusar…
Başka bir gün PKK ihanetlerini fantastik bulur…
Bir başka gün başka bir eli kanlı terör örgütü DHKP-C’nin sözcülüğüne soyunur…
Yetmez komünist pozlarında o paçavraların altında gurur fotoğraflarını “HATIRA!” mazereti ile çektirip yayınlar…
Bir taraftan bu coğrafyayı vatan yapan İslam’a ne kadar mesafeli durduğunu övünerek anlatırken…
Diğer taraftan etrafa “Namaz kıldıracak bilgisi” olduğunu fısıldar!
Ama bunları yaparken FETÖ’ye, FETÖ yöneticilerine, elebaşına, FETÖ’nün zihin yıkama projelerine bolca övgüler dizer, her fırsatta destekler.
Peki; bir insan bu kadar kılığa nasıl girer? Girdi diyelim… Bu kılıklardan birinde bile olanın devlet şu ya da bu şekilde yakasına yapışırken...
Hepsini aynı bünyede taşıyan ve bunu saklamadan gizlemeden yapan İsmail Saymaz’a bu özel dokunulmazlık fena halde sırıtmıyor mu?
Evet… Neresinden baksanız ilginç bir medya figürüyle karşı karşıyayız.
ÖNCE ÖLÜ BALIK TAKLİDİ YAPTI!
Zaman değişiyor, zamanın ruhu değişiyor, dengeler farklılaşıyor, değişimle birlikte herkese bir şekilde ‘dokunuluyor’ ama Saymaz görünmez bir elin koruyuculuğu altında her şeyden sıyrılıp yoluna devam ediyor. Radikal kapanıyor, onlarca gazeteci işsiz kalıyor ama İsmail Saymaz oradan Hürriyet’e sıçrıyor. Aylarca tek bir habere imza atmamasına rağmen görünmez bir el onu Hürriyet’e sabitleyip kimselere dokundurtmuyor!
Sonra Hürriyet’te büyük kıyım başlıyor. Hürriyet’i Hürriyet yapan onlarca isim kapı önüne konuyor ama Saymaz o fırtınadan da ölü balık taklidi yaparak yara almadan sıyrılıyor.
O temizlikten sonra bir anda tekrar piyasaya sürülüyor. Patron değişiminden sonra yandaş imajı oluşan Hürriyet’in bu imajını kurtarmak için kullandığı plastik bir APARAT haline geldi. İsmail Saymaz ile ilgili şu ana kadar yazdıklarımız bir yorum değil... Bir olgu… Yoruma ihtiyacı olmayan... Kayıtlara geçen tartışmasız belgelerden söz ettik.
Yetmiyorsa, bir belge daha sunalım…
Tarih 24 Ekim 2016…
Hürriyet’in manşetinde İsmail Saymaz’ın BYLOCK’u aklama haberi var!
YANDAŞ TEMİZLEME DETERJANI: İSMAİL SAYMAZ
Daha da ötesi sonradan iktidara yakınlaşan Güneş Gazetesi, İsmail Saymaz’ı “Fethullahçıları suçsuz göstermeye çalışan, BYLOCK soruşturmalarını itibarsızlaştırmaya çalışan” gazeteci olarak manşetten ilan ediyor.
Üstelik İsmail Saymaz’a “AYDIN DOĞAN’IN SON TETİKÇİSİ” yakıştırması ile…
Sonra ne mi oldu? İktidara en yakın gazete unvanını Sabah’tan almak üzere olan Hürriyet’in “Yandaş diyorsunuz ama bakın bizde de sol ve muhalif haber yapan biri var!” algısı için vitrine çıkardığı yine İsmail Saymaz oldu!
Yani, mesleğini hakkı ile yapan gazeteciler evine gönderilirken, İsmail Saymaz iktidarın muktedir elleri tarafından cam bir fanusta muhafaza edilmeye...
Üstelik, Saymaz'ın yaptıklarının tek birisini dahi sağ/sol gazetecilerden birisi yapsa, ömür boyu aforoz edilecek olmasına rağmen!
Çocukların bile kanmayacağı bu tiyatroya inanılmasını beklemek, bu coğrafyanın sağcı/solcu çocuklarının zekası ile dalga geçmektir!
KİRİNİ, ÇAMURUNU TEMİZLEYEN KİM?
Tescilli bir Atatürk düşmanı, FETÖ’den DHKP-C’ye terör örgütü sevicisi, sözde bir solcuya umut bağlayacak kadar acınacak hale düşen bir zamanların efsanesi Hürriyet apayrı bir analiz konusu ama asıl soru, en başta da değindiğimiz böylesi sorunlu bir portrenin nasıl olup da el üstünde tutulduğu?
Aslında doğru soru şu: İsmail Saymaz’ı adam saydıran, gazeteci saydıran, her attığı adımda çamur deryasına batmasına rağmen üstünün başının kirini çamurunu silip yola devam ettiren o muktedir kişi kim?
Çünkü İsmail Saymaz portresi, o sorunun yanıtında gizli!
En nihayetinde neresinden bakarsanız bakın kullanışlı bir aparat olmaktan ödeye gidemeyecek böylesi bir sıradanı, “gazeteci” kılığına sokup operasyondan operasyona koşturan o muktedir, aparat seçimi ve yönetimi konusunda pek bir mahir olmalı!
Bu durumlarda aparatlara değil, o aparatı kullanan ellere bakmak daha faydalı olur. Çünkü o “eller” sadece tek bir aparat kullanmaz. O “el”e gidip diğer aparatları da görünce İsmail Saymaz gibi aparatların hiç de size sunulduğu gibi “gazeteci” falan olmadığı, yığınla benzeri bulunan model numaraların farklı seri üretimlerden biri olduğu ortaya çıkar! Ki çıkacak. Belki de pek yakında…
ATATÜRK KARŞITI YAPTIĞI PAYLAŞIMLAR
FETÖ'YÜ DESTEKLEYEN PAYLAŞIMLARI
İSMAİL SAYMAZ'IN ERGENEKON'U DESTEKLEYEN HABERİ
TURKTIME/PORTRE
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...