Sevgili Münire sayfasında paylaşmış. Hak verir gibi kafamı sallayarak okumaya başladım, sonra sesli güldüm.
"İnsan bir şeyleri unutmak zorunda olmamalı, bir şeyleri unutmak zorunda bırakılmamalı. Ne bileyim, dün mutluluk sebebi olanların bugün “üzüntünün” kendisi olması çok saçma. Kaşıkla verip sapıyla çıkaracak illa. Kafam basmıyor bazen, gofret bile paylaşmaya değmeyecek olan birini hayatına ortak etmek nasıl bir akıl noksanlığı… Ne kadar da çok değer vermişim. Değmezmiş, keşke hiç vermeseymişim çikolatanın fıstıklarını..." demiş eski sevgilisine.
Elbette, onunla vakit geçirmek yerine pek çok farklı aktivite yapabilirdi. En basitinden başka biriyle olabilirdi.. Harcadığı paralarla kendini tatillerle ödüllendirebilir, yurtdışındaki en lüks otellerin süit odalarında konaklayabilirdi. Adım gibi eminim ki,hiçbiri o tadı vermezdi.
O zaman için doğrusu buydu. Yapıldı.
Söylesenize, saksıdaki bitkiniz çiçek açmadı diye ona su vermekten vazgeçebilir misiniz?
“Oğlunuz hayırsız çıktı” diye onu doğurduğunuza pişman olabilir misiniz?
Biz yapmadıklarımıza bakalım. Belki anlayışsızdık biz de biraz, ya da empati kuramadık.
İyisiyle kötüsüyle, hüznüyle,sevinciyle yaşadık.
İyi ki yaşadık.
Geçmiş, dikeniyle değil, gülüyle dursun.
Fıstıklı çikolatalar da helal olsun.