Ergenekon çevresindeki tartışmalara “müdahil” olmamak için insanın tüm duyarlılığını yitirmiş olması gerekiyor. Türkiye’nin “bağırsaklarını temizleme” şansının önüne geçmek isteyecekler bulunacağından kuşku yoktu. Ama, “sol” maskeli siyasi partilerin ve gazete köşelerini tutmuş, ekranlara hükmeden bu kadar çok sayıda kişinin, hakkındaki şaibeler yıllardır ayyuka çıkmış, işçi haklarından gayrı her konuda “finansörlük” işlevi yüklenen sözde sendikaların ve “fail-i meçhul üretim merkezleri”nin böylesine ateşli savunuculuğuna soyunacakları pek az kişinin aklına gelebilirdi.
Ergenekon soruşturması, aylardır her önemli dönemeci ve dalgasında “artık burda durur”, “Başbakan ile asker perde arkasında işi bağlarlar, bu gelinen noktanın ötesine geçilmez” kanaatlerini beraberinde getirdi. Her seferinde bu gözlemler ve tahminler boşa çıktı.
Devam ediyor. Ve, edeceğe benziyor.
İş öyle bir noktaya geldi dayandı ki, “yoğun kitle” kuramının (critical mass) kuralları işler artık. Buradan geriye gidemez, geldiği noktada da duramaz. Nereye kadar gidecek ise, nereye gitmesi icap ediyorsa oraya kadar gidecek.
Zira, Ergenekon soruşturmasının vardığı nokta, doğrudan doğruya Türkiye’nin bugünün nasıl tanımlanacağı ile, yarının nasıl şekilleneceği ile doğrudan ilgili hale geldi.
***
Türkiye’nin bugünün nasıl tanımlanacağı yarının nasıl şekilleneceğinin, Ergenekon üzerinden yürüyen “iç boyutu” kadar, en az onun kadar önemli bir “dış boyutu” var. Bu “dış boyutu” özellikle Amerikan yönetiminde gerçekleşen muazzam değişimden etkilenecek.
Özellikle iki ülkenin Ortadoğu’daki “karşılaşmaları”ndan etkilenecek.
Türkiye’de zaten kıtlığı hiç çekilmeyen anti-Amerikanizm’i pompalayan merkezler, Ergenekon’un Amerika karşıtlarını sindirmeyi hedef alan bir “Amerikan operasyonu” olduğu iddiasını yayıyorlar. İddianın kendisi saçma olsa da, Amerika’nın müttefiki bir ülkede Ergenekon soruşturmasının, özelliği itibarıyla, “hukukun üstünlüğü”ne dayanan bir devlet yapısına sahip olması yönünde giden bir “operasyon”dan sıkıntı duyması için hiçbir geçerli neden olamaz.
Peki, Barack Obama yönetimi Türkiye’yi ciddi biçimde kutuplaştırmakta olduğu görülen Ergenekon operasyonunu destekler mi?
Bu soruya muhatap olduğumda cevabı bana hayli kolay geliyor. 21 Ocak günü, Obama’nın yeni üst düzey Amerikan yetkililerinin yemin töreninde yaptığı ilk konuşmayı hatırlatıyorum. Barack Obama’nın Beyaz Saray’a yerleşmesinden sonra ilk sözleri onlar. Şöyle konuşmuştu: “Bu şehirde (Washington) işler pek gizli görülmüş. Amerikan devletini saydam hale getireğiz, hukuk üstünlüğünü yürürlüğe sokacağız.”
Amerika’nın yeni başkanı ağzından çıkan sözleri havada bırakacak biri olmadığını, uygulamaya sokacağını ilk iş olarak Amerika’nın kötü namlı Guantanamo hapishanesini kapatarak ve mahkumlara sorgulamada kötü muameleyi yasaklayarak ortaya koydu.
Kendi başkentindeki gizli-kapaklılıktan şikayet eden ve “saydamlık” ve “hukukun üstünlüğü” sözü veren Obama, müttefiki Türkiye’nin toprak altında saklı suikast silahları cenneti olmasını, “Darbe Günlükleri”nin hasıraltı edilerek hukukun kimi mekânlardan içeri girmesinin engellendiği bir ülke olarak yaşamasını niçin arzu etsin.
İşi başından aşkın Obama’nın bizler gibi Ergenekon’la yatıp kalkması söz konusu olamaz ama illa da “Obama Ergenekon’a ne der?” diye sorulursa, cevap basit:
Obama, Ergenekon operasyonuna arka çıkacaktır!
***
Demokrat ve liberal Obama’nın dünyanın en sorunlu bölgesi Ortadoğu başta olmak üzere, Türkiye ile işbirliğine ihtiyacı var. Demokratik, Avrupa Birliği üzerinden Batı’ya ve dolayısıyla Amerikan ittifak sistemine sağlam biçimde çapalanmış bir Türkiye’ye.
Amerikan Başkanı, Ortadoğu’da en acil ilgi isteyen Filistin-İsrail eksenindeki gelişmelere ilişkin oynayacağı “kartları” göstermeye başladı. Üstelik, çoklarının ben dahil- beklemediği bir çabuklukla. Tayyip Erdoğan’ın Obama’nın elini iyi okuması ve ince ayarlı bir Ortadoğu politikası izlemesi halinde ki, bu şansı son Gazze krizindeki bazı aleni ayarsızlıklarına rağmen, Türkiye’de sanıldığından çok daha fazla- yeni Amerikan yönetimi ile Ortadoğu’da
çok işlevsel bir işbirliğine girilebilir.
Türkiye’nin (Tayyip Erdoğan’ın), bu “şansı”nı Ortadoğu’nun “radar ekranı” olan Beyrut’tan gayet rahat ve net biçimde gözleyebiliyorum. Beyrut’a ayak basar basmaz, Gazze ve bundan sonrasını konuşmaya başladık.
Burada başka konu yok zaten. İsrail nezdinde ciddi bir “güven kaybı”na uğramasına, Amerikan Yahudi çevrelerinin Türkiye’deki belirgin “anti-Semitizm”den duydukları doğru ve haklı kanıya rağmen, Tayyip Erdoğan, Ortadoğu’nun Arap ortamında bugüne dek hiçbir Türk liderine nasip olmayan bir itibar elde etmiş durumda. (Ortadoğu izlenimlerine daha geniş biçimde önümüzdeki günlerde yer vereceğiz.)
Ortadoğu’da barış ve istikrar yönünde yol alabilmek için ilk ve acilen yapılacak iş, Filistinliler arasında Filistin Yönetimi ile Hamas- arasındaki kopukluğun tamir edilmesi, yaraların sarılması, uçurumun kapatılması ve “ulusal birlik”in sağlanması. Bu gerçekleşmediği takdirde, “Obama projesi”nin de yürüme ihtimali yok gibi.
İşte tam da bu noktada, Türkiye’nin oynayacağı rol var. Hamas’ı sürece sokmak şart. Hamas’ı dışlayarak gidilecek bir yol yok. Ancak, bunu “Filistinliler arası uzlaşma”yı sağlayarak gerçekleştirmekte yarar var. Şu sıra bölgenin içinden bakıldığında, bölgenin en etkili ülkesi profili çizen Türkiye, Başbakan’ın anlaşılabilir duygusal eğilimleriyle Filistinli fraksiyonlardan sadece birine sempati göstermek yerine, ona sempatisini koruyarak Filistinli fraksiyonların birbirleriyle kucaklaşması için yol gösterici rolüne soyunmak durumunda.
Türkiye’den bu bekleniyor.
Türkiye bunu yapabilir.
Bunu yapma çabası, Tayyip Erdoğan ile Obama’yı “Ortadoğu güzergâhı”nda yakınlaştıracaktır.
Öyle bir yakınlaşma ise, Ergenekon belasına ilişkin gereğinin yapılmasında en sağlam güvenceyi beraberinde getirecektir...
radikal
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...