Nobel ödüllü Orhan Pamuk İtalyan La Repubblica gazetesine konuştu: "Cumhurbaşkanı, demokrasi, insan hakları ve özgürlük ilkesine sadık olmalı. Cumhurbaşkanlarımız seçildikten sonra bu bu ilkeleri ihlal etti."
Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, İtalya'daki günlük haber gazetelerinden La Repubblica'da bugün yayımlanan demecinde, Türkiye ve gündemin ilk sırasındaki cumhurbaşkanlığı seçimi konularında değerlendirmelerde bulundu.
Pamuk, AKP'nin Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül'ün eşinin başörtülü biri olmasının Türkiye açısından bir sorun olup olmayacağına ilişkin soruyu, şöyle yanıtladı:
"Geçmişte çoğu kez, cumhurbaşkanı adayının kişiliğinin netice itibarıyla belirleyici bir rol oynamayabildiğini gördük. Önemli olan Cumhurbaşkanının, demokrasi, insan hakları ve özgürlük ilkelerine sadık olmasıdır. Ama muhtelif Cumhurbaşkanlarımızın, seçilmelerinin ardından, kendi işlerine gelir biçimde söz konusu ilkeleri kurban ettiklerini de gördük."
Pamuk, Türkiye'de "Türk milliyetçiliğinin kaygı verici boyutlarda bir tırmanış gösterdiği"ne ilişkin soruya karşılık da şunları söyledi:
"Evet, Türk milliyetçiliği, talihsiz bir ırkçılık eşliğinde güçlenmektedir. Bu durum, Türklerin Kürt sorunu konusundaki beceriksizlikleri, AB müzakereleriyle ilgili küçük düşürücü süreç ve bunların beraberinde getirdiği eziklik duygusuyla da ilintilidir. Milliyetçiliğin en kötü uzantıları da ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve başta ciddi bir baskıya maruz kalan Avrupa yanlıları olmak üzere aydınlara karşı sürdürülen nefret kampanyasıdır."
Orhan Pamuk, Türkiye'nin Avrupa Birliğine üyelik süreciyle ilgili olaraksa bu konuda bazı hayal kırıklıkları olduğunu belirtmekte birlikte, "Ancak halen, Türkiye'nin AB üyeliğinin her iki kesim için de bir avantaj olacağından eminim. Her halükarda bunun, bizim demokrasimiz, kültürümüz ve ekonomimiz açısından iyi olacağından eminim" diye konuştu.
"AVRUPA PROJESİ HÜZÜNLÜ BİR HİKAYEYE DÖNÜŞME EĞİLİMİNDE. BUNDA HER İKİ TARAFIN DA SUÇU VAR"
Pamuk, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda zaman zaman kendini hissettiren belirsizliklere de değinerek, "Avrupa projesi, hüzünlü bir hikayeye dönüşme eğiliminde. Bunda her iki tarafın da suçu var" dedi. Pamuk, "her iki tarafın da suçu var" cümlesiyle ne kast ettiğiniyse şöyle anlattı:
"Avrupalılar, kimi kez, insan haklarına saygı konusunda eksiklik denilen olayları -her ne kadar bunlara halen rastlanabiliyor olsa da- abarttılar ve de bunları kullanmaya kalktılar. Diğer taraftan Türk yetkililerse kimi ülkelerin bize ilişkin dile getirdikleri itirazlar karşısında aşırı bir tepki sergilediler. Bizim yöneticilerimizin kendilerine güvenleri yok. Elitlerimiz kendilerini incitilmiş hissederek, hayal kırıklıklarını açıkça dile getirdiler. Bu tepki, saldırı için her şeyi bahane olarak kullanan Avrupalıların itirazlarını da güçlendirdi. Onların bu ret yanlısı tavrı da Türk milliyetçilerine canlılık kazandırdı. Bu bir kısır döngüdür."
Pamuk, "Türkiye, Avrupa'yla bütünleşme konusunda hangi noktada?" biçimindeki soruyu da, "Mars'tan bakacak olursak yarı yola epey yaklaştık sayılır. Her halükarda bir gün bizim de Avrupa'nın parçası olacağımızı düşünüyorum" diye yanıtladı.
"TÜRKİYE DIŞINDAYKEN KENDİMİ DAHA FAZLA TÜRK HİSSEDİYORUM"
Pamuk, La Repubblica'daki söyleşide, yurt dışındayken kendini daha fazla Türk hissettiğine de değinerek, "Ulusal bilinç kimi kez şaşırtıcıdır. Türkiye dışındayken kendimi daha fazla Türk hissediyorum. Ama ülkeme döner dönmez, Avrupai boyutum ön plana çıkıyor. Bu da, Türk milliyetçileri başta olmak üzere bana muhalefet edenlerin, bana kabul edilmez saldırılarda bulunmaları için bir bahaneye dönüşüyor. Ama bunlar arasında, kendilerini bizim kültürümüze vakfetmiş olanların sayısı çok az. Bense bu işi, kitaplarımda onlardan daha fazla yapıyorum" dedi.
Nobel ödüllü Pamuk, "Sizin için İslam ne kadar önemli?" sorusunu da şöyle yanıtladı:
"Bana göre, biz Türklerden bahsedilirken hemen özellikle İslam'ın akla gelmesi korkunç bir şey. Sürekli din konusunda sorulara muhatap oluyorum. Soruların genelde olumsuz bir tonlamayla olması da beni çıldırtıyor. Evet, benim ülkemin insanlarımın çoğunluğu Müslümandır. Ama sizden her kim benim ülkemi gerçekten anlamak istiyorsa bu ülkenin tarihini ve de bakışını hep Avrupa'ya çevirmiş olduğunu da hesaba katmak durumundadır. Avrupa kültürü konusunda Türklerin bir tür sevgi ve kinden de söz edilebilir. Türkiye fiilen Avrupa'nın bir parçasıdır."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...