İstanbul Büyükşehir Belediye’sinin hazırladığı Hünkâr Hacı Bektaş Veli'yi Anma etkinliğinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir araya geldi.
"YÜZYILLARDIR ZULÜM YÜRÜDÜ"
Özgür Özel yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Yapılan son seçimlerde Belediye Başkanı seçilen çok değerli Ali Kaim, biraz önce konuşmasında, teşekkürde bulundu, ülkeyi yönetenlere de sitemlerde bulundu. Kendisi şunu ifade etti: ‘Biz, üvey evlat değiliz’ dedi. Konuşmasında itiraz ettikleriyle, razı oldukları vardı. Razı olduklarının başında adını andığı, Hacıbektaş'ı birileri üvey evlat görürken, buradakileri öz kardeş bilen, başta Ekrem İmamoğlu ve tüm belediye başkanlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Bu topraklarda çok acı dönemler, çok acı günler, çok acı aylar, yıllar hep birlikte yaşandı. Yüzyıllardır kan, gözyaşı, zulüm, bir durduysa, üç yürüdü. Kerbela'da akan kan, Çorum'da, Maraş'ta, Sivas'ta akmaya devam etti. Kerbela'nın direnci, sokak ortasında katledilen bilim insanlarının, sendikacıların, gazetecilerin, Berkin Elvanların, milyonların katıldığı cenaze törenlerinde o direnç vardı. Kerbela'nın yası; kimi zaman Berkin’in, Ali İsmail'in, Abdullah Cömert'in mezarının başına bir sis gibi kondu. Hünkar’ın yolundan gidenler nefis karanlığını marifet ışığıyla, gönül karanlığını aşk ışığıyla aydınlatmaya devam ettiler. Ellerine bir gün silah almadan, şiddete hiç başvurmadan, cahiliye döneminin araçlarına bulaşmadan mücadelelerine devam ettiler. Mazlumlar, zalimin kötülüğüne ne boyun eğdi ne ortak oldu ne onlara uydu.
ALTERNATİF TÖREN TEPKİSİ
61. Ulusal, 35. Uluslararası Hacı Bektaş-ı Veli'yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri için Hacıbektaş'tayız. Ancak bir soruna buradan benim de dikkat çekmem, benden önceki kıymetli hatiplere iştirak etmem, katkı vermem gerekiyor. İktidar partisinin, burada yıllardır süren bilgeliği yok sayarak, buradaki canların meşru, resmi siyasi temsilcilerini akıllarınca dışlayarak, 15 Ağustos akşamı, apar, topar alternatif bir tören tertip etmelerini, en başta Hacı Bektaş'ın mirasına yapılmış büyük bir saygısızlık olarak görüyor ve kınıyorum. Bugün Alevilerin en etkin şekilde, -değerli dernekler ve vakıflar adına konuşan Başkanımızın da ifade ettiği gibi- çözüm bekleyen, katkı bekleyen sorunları var. Türkiye, vicdanları yaralayan, bir türlü açıkça ifade edilmeyen bir ayrımcılıkla, Alevilere eşit vatandaşlık haklarını vermemiştir. Yürürlükte olan Anayasa’daki tüm ifadelere rağmen, uygulama sırasında ve kanun yaparken, kanunları uygularken, Alevi vatandaşlara eşit yurttaş muamelesi yapılmamakta, ayrımcılığa tabi tutulmakta, ötekileştirilmekte ve haklı talepleri duymazdan gelinmektedir. Cemevleri, Aleviler için ibadethanedir. Bizler için de ibadethane olacaktır. Bu yasal hak tanınana, bu anayasal hak kabul edilene kadar sizin mücadeleniz, benim mücadelemdir.
MADIMAK MESAJI
Camilerin ibadethane görülüp, cemevlerinin ibadethane sayılmadığı; ‘ÇEDES Programı’ altında laik eğitimin örselenip katledildiği, Kültür Bakanlığı’na bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı adıyla, Alevilerin kabul etmediği bir kurumun ve işleyişin oluşturulduğu ve maalesef, vaktiyle, ‘Cemevi, cümbüş evi’ diyen, cemle cümbüşü bir tutan bir anlayışın yönettiği bu ülkede, cümbüşün yerinin Kültür Bakanlığı olduğu kabulüyle, bir inancı Kültür Bakanlığı’na bağlayarak, bu hakareti, bu hor görmeyi kurumsallaştıran bir anlayışa itiraz ediyoruz. Haklı itirazlarınızın yanındayız. Madımak utancıyla, bu devlet hala yüzleşmemiştir. Madımak bir ‘utanç müzesi’ olana kadar mücadelemizi, mücadelemiz olarak hep birlikte sürdüreceğiz. Yolculuğumuz, ülkemiz için barışa, adalete, hoşgörüye, güzel ahlaka, erdeme, bilime ve umuda giden bir yolculuğu temsil ediyor. Yolumuzu, bu toprakların değerleriyle; Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin, Abdal Musa'nın, Mevlana'nın, Yunus Emre'nin ve nice eren ve evliyanın öğretileriyle aydınlatıyoruz.
GENEL BAŞKANLARA VEFA
Biz doğru durmaya ve dost kapısını açık tutmaya devam edeceğiz. Aslan ile ceylanın bir arada yaşayabildiği, bereketin ve hoşgörünün egemen olduğu bir ülkeyi gelecek nesillere miras bırakana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Ve sözlerimin sonuna geldiğimde; vefanın başkenti Hacıbektaş'tan bir ifadeyi tekrar etmeme, benim için bir andı, bir ahdı, ifade etmeme izin veririz. Burada, Cumhuriyet Halk Partisi'nin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, ‘İki büyük eserimden biridir’ dediği partinin Genel Başkanı olarak bulunuyorum. Hacıbektaş'ta, vefanın başkentinden tüm Türkiye'ye söylemek isterim ki; bu partinin ilk genel başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e de tüm genel başkanlarına da benden önceki genel başkanı, çok kıymetli Kemal Kılıçdaroğlu'na da vefamızı göstermenin en önemli yolu, onların partisini iktidar yapmaktır. Hep birlikte bunu başaracağımıza ant içiyorum. Ant içiyorum. Ant içiyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
KILIÇDAROĞLU'NUN KONUŞMASI
Kemal Kılıçdaroğlu ise Hacı Bektaş Veli'yi anarak başladığı konuşmasında şunları söyledi:
"Sevgili dostlarım, aslında bu cümleyle Hacı Bektaş her karanlığın sonunun mutlak ışık olduğunu hatırlatır. Onun içindir ki kara bulutlar üzerimizde dolaşsa da hiçbir zulüm hiçbir işgal hiçbir hükümdarlık sonsuza kadar sürmemiştir. Eğer umudunu kaybedersen gel Hacı Bektaş'a, eğer yolundan varsa şüphen, 'her ne arar isen kendinde ara' de o sana doğru yolu gösterir. Peki ya bizler? Kimi zaman unutulan, kimi zaman onca kötülüğe uğrayan ama her fırsatta 'incinsen de incitme' diyenler 800 yıl önceden dünyamızı aydınlatmaya çalışan Hacı Bektaşi Veli'nin huzurunda ne diyeceğiz? Cellatlarla çocuklar aynı dünyada yaşamamalı. Analar ağlamamalı. Emek bölüşülmeli. Babalar da gülebilmeli. Ayrı gayrı olmamalı. İnsan üstün olacaksa kadın erkekten üstün olmalı. İnsan ayrılacaksa, Alevi Sünni, Türk, Kürt, siyah, beyaz diye değil; iyi ve kötü olarak ayrılmalı. 'Özünü bilirsen özürden kurtulursun' der Hacı Bektaşi Veli. O da biliyor ki okunacak en büyük kitap, insandır aslında. Ona göre insanlar ya arınacak birlik olacak ya da arınmadan sağılıp gidecekler. Evet biz arınacağız. Kötülükten, ihanetten, incitenlerden, menfaatperestlerden arınacağız. Sevgili dostlarım arındıkça azalmayacağız, arındıkça çoğalacağız. Arındıkça kardeşlik bağlarımız sımsıkı birbirimizi tutan ellerimiz güçlenecek. Arındıkça büyüyeceğiz. Arındıkça önce insan, sonra çağa çığır açan toplum olacağız. Bu bizim Hünkar Hacı Bektaş'a sözümüzdür. Bu bizim hünkar Hacı Bektaş'a, namus borcumuzdur. Arınmalıyız, ayağa kalkmalı ve haykırmalıyız, hep birlikte daha ileriye."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...