Kanal İstanbul Süreci Bilgilendirme Toplantısı'na katılan Prof. Dr. Naci Görür, "Kanal İstanbul'a 'evet' diyen yerbilimciler varmış, ben bu sorumluluğu alamam. Kanal İstanbul fay hattının üzerinde, canlı fayla cirit atıyor" dedi.
"BEN BUNUN SORUMLULUĞUNU ALMAM"
Görür, "Ben burada yer bilimleri ve deprem açısında bu yapılmak istenilen yapıyı ya da projeyi değerlendirmek istiyorum. Az önce izlerken bütün bilirkişiler hayır demiş, bütün yer bilimciler evet demiş... ben bunun sorumluluğunu alamam. Buna evet diyenlerde kimdir hiç bilmiyorum" şeklinde konuştu.
GÖRÜR ŞUNLARI SÖYLEDİ:
45 senemi bu ülkede geçirmiş bir yer bilimci olarak, iyi kötü ulasal uluslararası niteliği olan burada tek bir yer bilimci bir kişi bilmiyorum. Oda tuhaf. Ama o arkadaşlarla aynı görüşte değilim. Sebebi çok basit. Marmara Denizi’nin içerisinden Kuzey Anadolu fayının kuzey kolu geçiyor. Bunlardan bir tanesi adaların güneyinde biz ona adalar. Adalar Fayı diyoruz. Diğeri de Yeşilköy açıklarından Silivri açıklarına kadar uzanan Kumburgaz Fayı diyoruz. 10 sene o faylar üzerinde araştırma yaptık. Ben de araştırmanın başkanı olarak İtalyan, Fransız gemileriyle tam donanımlı Türkiye'de olmayan, dünyanın en donanımlı gelmeleri ve bilim adamlarıyla çalışmalar yaptık. Bu iki fayın kilitli olduğunu saptadık. Kilitli fay demek şu anda enerji biriktiriyor. Kırılmasını engel olan bir sürtünme kuvveti var. O sürtünmeyi yendeği anda deprem üretecek.
"HER AN GELEBİLİR"
Yapılan çalışmalar Parsosns ve diğerleri Amerikalı bir bilim adamının çalışmasıyla 30 sene içerisinde her an olmak kaydıyla kırılma olasılığı yüzde 64 dedi ilk çalışmasında sonra revize ettiler.
Geçen sene yüzde 47’ye düşürdüler. Şimdi bu kadar bariz, bu kadar yani her an olabilecek bütün dünyanın bilim dünyasının da kabul ettiği bir depremde herhangi bir sorun görmüyoruz demek yani akıl işi değil. Neyse onlar neye göre diyor onu bilmiyorum. Fakat ben size şunu şu kadarını söyleyeyim.
"BÜTÜN TÜRKİYE DİZ ÇÖKER"
Bu Kumburgaz fayı kırılırsa kendi başına ilk başta kırılacak faydır. Yedi nokta iki minimum deprem üretir. Adalar fayı yalnız başına kırılırsa en fazla yedi mertebesinde deprem üretir. İkisi birden kırılırsa yedi buçuğa kadar gidebilir. İstanbul'u tehdit eden yedi buçukluğunda bir deprem vardır.
Şimdi ben sizler de anlıyorsunuz falan ama ben inandığınıza da inanmıyorum depreme. Eğer inanmış olsanız bu kadar söze gerek yoktur. Bir an önce iş yapılırdı. Ben gerçekten bizim siyasilerimizin depreme yeterince hakikaten inandıklarını zannetmiyorum. Evet biliyorlar söylüyorlar konuşuyorlar ama öyle değil.
"4 MİLYON İNSAN ÖLÜMLE BURUN BURUNA"
Bizim ekonomistler, iş adamları, iş dünyası depreme hazırlanmayı bilmiyor. Onlar depreme hazırlanmak deyince sadece fabrikalarının sağlam olduğunu zannediyorlar bir de tahtaya vuruyorlar. Bana bir şey olmaz diyorlar. Emin olun ben bunu TÜSİAD'ın icra kurulunda da aynı konuşmayı yaptım orada gördüm. Bakın bu iş şaka değil. İBB'nin sırf yaptığı 97 bin binanın çok ağır hasar alacağını düşünürsek ölümün en fazla oradan olacağı, yüzde doksan yedi. Bir milyon yüz bin yapı stoku var, bina var.
97 binin içinden çöküleceğini düşünürsek ağırlıklı olarak 97 bin bina, yüz bin bina deyin. Her birini beş katlı söyleyin şimdi beş katlı kalmadı. Beş yüz kat demektir iki daire koyun, bir milyon daire. Her daireye dört kişi koyun, dört milyon insan ölümle burun buruna ölecek demiyorum. Ama ölümle burun buruna. Şimdi sizin vicdanınıza, insafınıza sığınıyorum. Dört milyon insanın kaçı yaşasın ya? Ne kadar azaltabilirsiniz? Yani tehlike büyük.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...