Gazeteci-Yazar Ömer Lütfi Mete, Üsküdar'da düzenlenen etkinlikte anıldı. Kurtlar Vadisi'nin başrol oyuncusu Necati Şaşmaz'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda seveni, 'Ömer Reis' olarak adlandırdıkları Mete'nin çok tahammül dolu bir insan olduğunu söyledi. Babasının harika bir baba, iyi bir eş, hakiki bir dost olduğunu vurgulayan Hatice Hicaz Mete de, ''Benim için baba figürünün dışında, hayran olduğum, yolundan gitmek istediğim kahramandı.'' dedi.
Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde düzenlenen anma etkinliğine; Mete'nin kızları Hatice Hicaz, Fatma Berra ve Zeynep Mete ile Kurtlar Vadisi dizi oyuncularından Necati Şaşmaz, AK Parti Üsküdar İlçe Başkanı Zekeriya Erdim, Yazar Avni Özgürel, Nazif Okumuş, Senarist Bahadır Özdener, Senarist Hasan Kaçan, Yönetmen İsmail Güneş ve Müzisyen Gökhan Kırdar ile çok sayıda seveni katıldı.
Programın açılış konuşmasını yapan AK Parti Üsküdar İlçe Başkanı Zekeriya Erdim, Mete'nin bir dost, kardeş, ağabey ve gönülden sevdikleri değer verdikleri bir insan olduğunu söyledi. Bu anma etkinliğinin amacını, Mete'nin dostlarını, sevenlerini, yakınlarını bir araya getirmek ve birlikte yad etmek olduğunu anlatan Erdim, bundan sonraki niyetlerinin başlattığı hizmetleri devam ettirerek Mete'nin salih amellerinin sürekliliğini sağlamak olduğunu belirtti. Erdim, Ömer Lütfi Mete'yi bundan sonra yaşatmak için, biyografi halinde bir kitap yazacağını ve belgeselinin hazırlanması için öncülük edeceğini söyledi. Kendi literatüründe, Mete'yi ''Ömer Reis'' olarak adlandırdığını ifade eden Erdim, bundan sonra Mete'nin toplum için ürettiği değerleri doğru olarak anlamak ve anlatmak için çalışacaklarını aktardı.
Anma etkinliğinde daha sonra, Ömer Lütfi Mete'nin görüntülerinden oluşan sunum izlendi.
Etkinlikte bir konuşma yapan Mete'nin oğlu Ali Buhara Mete, babasından aldığı en büyük meziyetin kendisine aşılamış olduğu iyimserlik duygusu olduğunu söyledi.
Ömer Lütfi Mete'nin her zaman her şeye iyimser baktığını anlatan Ali Buhara Mete,''Bugün babam burada yok ama gamda yok, keder de yok. Hüzünlüyüz, bu hüzün bizi hiç bir zaman bırakmayacak ama O sevdiğine kavuştu. Ben babamdan her zaman dürüstlüğü ve mertliği örnek aldım. Babam bizi sevgisinden zerre kadar mahrum bırakmadı. Ne mutlu böyle bir babam varb'' dedi. Babasının kendisine çok güzel dostlar miras bıraktığını ifade eden Ali Buhara Mete, dostluğun ne demek olduğunu da babasından öğrendiğini dile getirdi.
Ali Buhara Mete daha sonra babasının 17 Haziran 2007 yılında, kendisi ve kardeşleri için yazdığı mektubu okudu.
Mete'nin kızı Hatice Hicaz Mete de, babasının insanlara çok değer verdiğini, insanlarla vakit geçirmekten aldığı keyfi anlattı. Babasının, harika bir baba, iyi bir eş, hakiki bir dost olduğunu vurgulayan Hatice Hicaz Mete, ''Benim için baba figürünün dışında, hayran olduğum, yolundan gitmek istediğim kahramandı.'' diye konuştu.
Diğer kızı Fatma Berra Mete ise, babasının önce sevmeyi, mutluluğu, fedakarlığı ve gülümsemeyi kardeşlerine ve kendisine öğrettiğini kaydetti. Fatma Berra Mete, ''Mükemmel bir baba ve yaren olduğu için, onu sevmeyi bize öğrettiği için Allah'a şükürler olsun.'' dedi.
Mete'nin küçük kızı Zeynep Mete de, babasının kendisini ve kardeşlerine olan sevgisinden bahsetti. Mete, çok sıkıldığımız zaman babam bize Allah var, gam yok derdi. Bize Allah'ın varlığını öğretti. O'nun var olduğu yerde sıkıntının olmadığını öğretti. Babamın dediği gibi Allah var, gam yok.'' şeklinde konuştu.
Yazar Avni Özgürel, Mete'nin hayatı boyunca zamanını telaş içinde geçirdiğini hep bir yerlere yetişmek için çalıştığını anlattı. Mete'nin güzel yönlerini anlatmaya gerek olmadığını söyleyen Özgürel, ''Ümit ediyorum ki, Allah herkese arkasında böyle güzel dostlar, aile ve sevenler nasip etsin. Ruhu şad olsun.'' diye konuştu.
Nazif Okumuş da, sözün bittiği yerde olduğunu belirterek, Mete'nin zaman zaman Karadeniz'in dalgaları gibi hırçın olduğunu zaman zamanda, Karadeniz'in bereketi gibi olduğunu aktardı. Mete'nin kendini hep derviş gibi gördüğünü söyleyen okumuş, kendisine göre onun mürşit olduğunu belirtti.
Senarist Bahadır Özdener de, Ömer Lütfi Mete'nin gittiğini ama arkasında kendisi gibi 4 evladını bıraktığını dile getirdi. Mete'nin yaptığı hiçbir işten acizlenmeyen bir insan olduğunu ifade eden Özdener, ''Paylaşmaktan, tartışmaktan, kavga etmekten ve barışmaktan hiç acizlenmezdi. Kendini saklamayı çok iyi bilirdi. Çok tahammül dolu bir insandı. Gençleri çok severdi. Ailesiyle birebir iyi ilişkiler kurabilen bir insandı. Öncelikle biz eş sevmeyi ondan öğrendik. Profesyonelce vatan seven birisinden amatörce vatan sevgisi öğrendik. Allah ağabeyimizi hiç yanımızdan ayırmasın.'' ifadelerini kullandı.
Senarist Hasan Kaçan da, Mete'nin müzmin ciddiyetten hiç hoşlanmadığını ve eğlenceyi gülmeyi seven bir insan olduğunu anlattı. Mete ile 90'lı yıllarda tanıştığını kaydeden Kaçan, Mete'nin çok güven verici bir yapısının olduğunu belirterek, onunla yaşadığı anılarını aktardı.
Yönetmen İsmail Güneş de, ''Böyle bir insanı tanıdığım ve işler yaptığım için, hem mutluyum, hem de gururluyum. Bana itibar eden nadir insanlardan biridir. Çok uzun zamandır tanıyorum. Dostluğumuz öyle bir gelişti ki sanki bin yıldır tanışıyormuşuz gibi aşkla sevgiyle.'' şeklinde konuştu.
Müzisyen Gökhan Kırdar ise, çok yakından tanımasa da bir araya geldiklerinde Mete'nin kendisine çok iyi davrandığını belirterek, ''O bir yıldızdı, uzaktan parlayışını görmek beni çok duygulandırdı. Onun anısının önünde aşkla eğiliyoruz'' diye konuştu. Kırdar, daha sonra Mete için bestelediği şarkıyı seslendirdi.
Anma etkinliğinde daha sonra, Ömer Lütfi Mete için Kuran-ı Kerim ve dualar okundu.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...