Ortadoğu’nun gizlice paylaştırılmasını içeren Sykes-Picot Anlaşması'nın 100. yılında, anlaşmanın Ortadoğu’ya etkilerini değerlendiren uzmanlar, bölgenin, orada yaşayan halkların iradelerine yine hiç önem vermeden daha küçük parçalara bölünmesini amaçlayan bir sürece sürüklendiğini vurguladı.
Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği (ORDAF) Başkanı ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Öğretim Üyesi Zekeriya Kurşun da Sykes-Picot Anlaşması'nın arkasındaki, İngiltere ve Fransa’nın nüfuz alanları oluşturma projesinin 300 yıl öncesine dayandığını söyledi.
Skyes-Picot Anlaşması'nın, çok daha eskiden başlayan bir süreçle ortaya çıktığını belirten Kurşun, anlaşmaya sonuçlarından hareketle taşıyamayacağından fazla anlam yüklendiğini görüşünü paylaşarak şöyle devam etti:
"Fransızların, Suriye ve Lübnan’a ilgisi ve özellikle bölgedeki Katolikleri himaye etme girişimleri biliniyor. İngilizler, 1600’lü yıllardan itibaren Basra Körfezi’nden başlayarak Şattül Arap’tan Musul’a ulaşma hedefleri 300 yıllık bir planlama. Bu nedenle anlaşmanın önemsiz olduğunu düşünmüyorum fakat çok fazla önem atfedildiği takdirde bölgede nüfuz alanları oluşturma stratejisi ve oyununun görülmemesine sebep olacağı kanaatindeyim."
Kurşun, anlaşmanın, Ortadoğu için bir kırılma noktası oluşturduğunu kaydederek "Bugün mevcut durumdan gerçekten rahatsız olup geriye dönmek isteyen bir Ortadoğu var mı?" gibi geleceğe yönelik soruların sorulması gerektiğini dile getirdi.
Skyes-Picot'nun, sınır çizme değil, nüfuz oluşturma çabasının sonucu ortaya çıktığını vurgulayan Kurşun, aynı nüfuz oluşturma çabalarının günümüzde de devam ettiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Çok büyük bir güç bölgeyi toparlayabilirse geri dönüş olabilir. Yoksa o günden bu yana küçülme devam ediyor. Anlaşma, 300 yıllık bir projenin gerçekleştirilmesiydi. Üzerinden 100 yıl geçti. 400 yıllık bir proje hala devam ediyor. Buna karşılık bölge halklarının, tabii ki Osmanlının en büyük varisi olan Türkiye’nin, yeni 300 yıllık planlamalar yapması gerekiyor. Biz şu anda yeni nüfuz alanları açmak için gayret etmeliyiz."
"Anlaşma güncelleniyor mu sorusunu hatırlamamıza yol açıyor"
Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayyar Arı da “Günümüzde bölgenin, yine orada yaşayan halkların iradelerine hiç önem vermeden daha küçük parçalara bölünmeyi amaçlayan yeni bir sürece sürüklendiğini görüyoruz. Bu, anlaşma güncelleniyor mu sorusunu hatırlamamıza yol açıyor.” dedi.
Arı, “Bu kriz (Suriye) iyi bir irade sergilenmiş olsaydı önlenebilirdi ama sanki doğal seyrine bırakılarak tarafların yorulması ve bölünme için ortamın uygun hale gelmesi arzu ediliyor. Bu bağlamda da bölünme, kimlikler üzerinden tasarlanan Ortadoğu’yu daha mayınlı hale getirecek ve bölge ülkeleri arasındaki fitneyi artıracaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
"Bugün de aynı gayeyle Ortadoğu'dalar"
Anka Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Çelik ise Skyes-Picot Anlaşması'nın, İngilizler ve Fransızlar arasında Ortadoğu'nun gizlice paylaşılması olduğunu hatırlattı. "O gün Ortadoğu'ya niçin geldilerse bugün de Ortadoğu'da aynı gayeyle bulunmaktadırlar. Bu kez yeni bir dizayna gidiyorlar.” diye konuştu.
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...