Bir yere varacakken, başka bir yer daha göze çarpar. Bir yere varınca ise, varılan yerden ötesine bakılır. Hep hüsran ile, gelinen noktadan ve ‘an’dan memnuniyet duyulamaz.
Halbuki ne kadar çok emek verilir..
Saatlerce çalışılır, uykusuz kalınır, sevdiklerinle muhabbet zamanından çalınır, eğlenceye katılınmaz, oyun oynanmaz, yürüyüşe çıkılmaz veya mecburiyetten yemek yenir.
Elde edilen başarıyı, tanıyanlar takdir eder..
Anne-baba, yetişkin çocuğuyla gurur duyar. Çocuklar, ebeveynini güçlü özelliklere sahip biri olarak tanır. Fakat kişi, kendisini yetersiz hissetmektedir.
Erişilemeyen çıtalar önündedir..
Doktora yapsa, profesör değildir. Altın madalya alsa, sadece bir tanedir, on tane değildir. Her çeşit Türk yemeğini pişirse, dünya mutfağına hakim değildir. Ne mükemmel bir çıtadır ki bu, dünya hayatında buna erişmek mümkün değildir.
Hep bir şey eksiktir..
Ev işlerinde her yer düzenlidir, temizdir ama bir renk çorap yıkamadadır ve eksik kalmamalıdır. Çarşaflar gece uyurken bozulur ve ilk gün serildiği gibi durmalıdır. Kapılardan birinin kolu bozulduğu gibi hemen yapılmalıdır. Haftalık kendine bakım, sağlık veya spor takipleri gerçekleştirilmelidir.
Bir kendini salma hali, rahatsızlık verir..
Saatlerce uyuyup dinlendiyse, içi rahat değildir. Yapılacak bir sürü verimli iş varken ayakları uzatıp oturmak, suçluluktur.
Dört dörtlük insan olma vasıflarının tamamı, kendi gözlerinin önüne serilir. Serilir serilmesine de, kişi huzursuzdur ve üzerine daha bir şeyler koymalıdır. Aklındaki “to do” listesi ile zaman yönetimine tekrar tekrar odaklanmalıdır.
Bir gün gücü yetmeyecektir..
Bir türlü kalkıp bir şeyle uğraşmak istemeyecektir. Bu durum uzun sürdüğünde, kendine inancı zayıflayacaktır. Dışarıdan bir motivasyon aracı arayışına girecektir çünkü bay/bayan mükemmeli oynamak zorundadır. Bu motivasyon aracı bir sevgili, bir spor dalı, bir sosyal etkinlik veya seyahatler olabilir. Ve enerjisini beslediğinde, önünde ulaşılması gereken hedeflere rota oluşturarak yola koyulur.
Hayat geçerken keyif alınan hatıralara dönmek zorlaştıkça, ileriki yaşlarda geçmişten kalan “yorgun savaşçı” modu devreye girebilir ya da sorgulama başlayabilir.
Sizce ileri yaşlara geldiğinizde, bedeniniz yavaşladığında ve daha çok düşünmeye fırsat bulduğunuzda, böyle bir hayat geçirseydiniz kendinizi NASIL değerlendirirdiniz?
Bence hala kendinizi düzenlemeye fırsatınız var.
2025 yılına, kendimize iyi davranmaya başlayarak girebiliriz.
Yeni yılınızı ailenizle, sevdiklerinizle ve yüzünüzü güldüren hatırlarla geçirmenizi dilerim..