Talat Atilla 3-15 Ocak değişim zamanı! CB Yardımcı sayısı artıyor! İmamoğlu GB mı oluyor? Nefes! |
Ersan Yıldız Kabahat senin! |
Mihriban Başlı Yılların günahı ne ? |
Tuğba AYAN YARGIÇ MISIN? GÖZLEMCİ Mİ? |
Melike Topuk Çok önemli! |
Adnan Küçük BİR MÜSLÜMANLA BİR ATEİSTE YÖNELİK “AKIL” SEVİYE TESTİ |
Zahide Guliyeva Son çocuk doyuncaya kadar |
Cengiz Altınsoy Artık siyaset yazmıyorum... |
Kıvılcım Kalay KENDİME VE TÜM HEMCİNSLERİME ATFEN |
Canan Sezgin RETROLU YENİ YIL! |
Tuğrul Sarıtaş GAZETECİLİĞE İLK ADIM VE BÜLENT ECEVİT |
Tekin Öget KATİL BEŞAR ESED’İN KAÇARKEN İÇİMİZDE BIRAKTIĞI ŞEBBİHALARA DİKKAT |
Esra Süntar İZDÜŞÜM TEOREMDEN BAĞIMSIZSA KAPSANAMAZ |
M. Kürşat Türker ARA-SIRA |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Beklenen Kabine değişikliği için sona doğru yaklaşıyoruz.
Aldığım özel bilgilere göre 3 Ocak ve 15 Ocak arasında kabine değişikliği ihtimali oldukça yüksek görünüyor.
Kimlerin gideceği- geleceği elbette tahminden öteye geçmiyor.
Bu yüzden isimlere girmeyeceğim.
Ankara kulislerinde bu sefer Cumhurbaşkanı Yardımcılığı makamının artacağı yönünde ısrarlı bir bilgi var.
Bu sayının 4'e kadar çıkabileceği ifade ediliyor. Bu durumda eskiden icracı görevlerde bulunmuş bazı isimlerin de Kabine ve Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevlerine atanabileceği söyleniyor.
Her kabinenin doğal olarak farklı bir ruhu vardır. Mevcut Kabine tabiri caizse stabil bir duruşu temsil ediyor.
* * *
Yeni kabinenin daha aksiyonel, daha kuşatıcı olacağı öngörüleri de var Ankara'da.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin sürpriz DEM- Öcalan çıkışı...
Suriye'deki yine sürpriz diyebileceğimiz gelişmelere vaziyet alabilecek yeni kadro kurulma ihtiyacının olduğunu düşünüyorum.
Siyasetin içeride ve dışarıdan görülen matematiği çoğu kez farklıdır.
Bu yüzden hangi iç- dış denge ile yeni kabine kurulur kesin bir şey diyemeyiz.
Olağan akla ve gelen bilgilere biraz da kendi yorumumuzu katarak bir fotoğraf ortaya çıkarmaya çalışıyorum.
Politika bir yönüyle canlı tarihtir.
Andre Malraux'un tanımı ile de "Siyaset, başkalarına sezdirmeden değişme sanatıdır..."
Az kaldı.
Bekleyip göreceğiz.
İMAMOĞLU CHP'NİN BAŞINA GEÇECEK Mİ?
CHP Lideri Özgür Özel’in hitabet, pratik zekâ ve tecrübe gibi artıları olsa da genel başkanlık pozisyonunu yeterince tahkim edemediğini görüyoruz.
Partisinde sanki bir görünmez ya da görünür el Özel'in paçasını aşağı doğru sürekli çekiyor. Parti içinde kendisini liderliğe layık görmeyen, emanetçi olduğunu hissettirmeye çalışan iki grup birden var.
* * *
Vaziyet şöyle görünüyor.
Her şey İmamoğlu'nun siyasi yasak alıp-almayacağı üzerine kilitlenmiş gibi.
Ceza alırsa ki - çok yüksek ihtimal- İmamoğlu'nu CHP'nin başında görebiliriz.
Özel; normalleşme siyaseti ve partinin tarihsel kodları arasında seçim yapmasını isteyen diri bir iç muhalefetle çarpıştığını söyleyebiliriz.
DURUN, SİZ KARDEŞSİNİZ!
Nefes ve Sözcü Gazeteleri arasındaki söz düellosunun dozu giderek artıyor.
Sözcü yazarı Emin Çölaşan'ın "patronunuz kim?" sorusu ile başlayan tartışma, Nefes yazarları Deniz Zeyrek ve Ümit Zileli'nin kadifeye sarılmış ama demir gibi sert sözleriyle ivme kazandı.
Zeyrek, kendisi, ayrılan ve atılan meslektaşlarının hak ettikleri tazminatları Sözcü'nün ödemediğini iddia ediyor.
Böyle bir şey varsa bu da Sözcü'nün ayıbı olarak hatırlanır.
* * *
Gelelim hadiselerin başladığı noktaya...
Her şey Metin Yılmaz'ın Sözcü'nün patronu Burak Akbay'a kızarak yeni gazetenin yayın editörü olmasıyla start aldı.
Yılmaz'ın uzun yıllar genel yayın yönetmeni olarak görev aldığı Sözcü'den kritik teknik isimleri söküp götürmesi medya dünyasında bir intikam hareketi olarak algılandı.
Tabi ki Sözcü'nün patronunun çalışanlarına adil olmayan maaş düzenlemesi yapması bir hataydı.
Bu hatasında diretmesi daha büyük hataydı ancak...
Nefes kurmayları bu hatayı bir tramplen yaparak Sözcü'yü çökertme operasyonu yapınca, haklıyken haksız duruma geldiler.
Nefes, transfer ettiği bir kaç iyi yazarla yavaş yavaş gazeteyi toparlıyor gibi ama Sözcü'ye etkinlik ve tiraj olarak yetişmeleri kolay olmayacak.
Doğrusu medyada tek seslilik yüzünden bu tarz atışmaları özleyen bir kesim de varmış.
* * *
Süreç muhalefet medyasının Fenerbahçe- Galatasaray maç rekabeti lezzetine (!) doğru gidiyor.
Muhtemelen bu kavgaya gazetelerin diğer yazarları da girecektir.
Kısa süreli ateşkesler olsa da kapışma alev alev büyüme potansiyeli taşıyor.
Aslında yeterince başımız beladayken milleti hiç ilgilendirmeyen bu tartışmaları yapmaları gereksiz ve fazla lüks.
Hatta ayıp.
Milleti zerre kadar ilgilendirmeyen bir çatışma bu.
Bir nevi okura yapılan ukalalık.
Bir podyum gösterisi...
Neyse...
İki gazetede ağır abi rollerini sevenler, assolist olarak kavgaya girmek için tezahüratın artmasını bekliyorlar.
Birbirlerini çok zorlarlalarsa, camdan evde oturduklarını cümle alem görür!
Yol yakınken dönmelerini önerebilirim!
PAVYON PAVYON GEZEN PROF OYTUN BEY!
Prof. Dr. Oytun Erbaş "fakir tipi beslenme ömrü uzatıyor'" diyerek fakirliğe övgüler dizmiş.
Peki o zaman sen niye etleri lup lup götürüyorsun Oytun?
Belagat şehveti ve şımarıklık adamı böyle rezil eder!
Pavyon pavyon gezeceğine mesleğini yap! Şayet unutmadıysan!
VELHASIL: tesadüfe, tesadüf edilmez.- Sokrat
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 3429 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |