Ülkemizin genelinde etkisini gösteren kar yağışı ve aşırı soğuklar, beraberinde çeşitli rahatsızlıkları da getiriyor. Kış mevsiminde dışarı çıktığımız zaman, şiddetli rüzgar ve düşük sıcaklıklar, soğuğun deri üzerindeki etkisini değiştiriyor ve aslında pek bilinmeyen ama ciddi bir rahatsızlık olan soğuk ısırığına yol açıyor.
Yaz mevsiminde, cildimiz güneşe uzun süre maruz kaldığında güneş yanıkları oluştuğu gibi, kış mevsiminde de soğuk havaya maruz kalındığında cildinizde olumsuz etkiler oluşur. Özellikle havaların mevsim normallerinin altına indiği şu günlerde, cildimiz ve bedenimiz soğuğa karşı direnci iyice azalır. Çok soğuk bir yerden, sıcak bir alana girdiğiniz zaman, vücut ısı dengesini kaybeder. Tıpta nekroz-canlı maddelerin fiziksel ve kimyasal değişimi olarak bilinen bu rahatsızlık, halk arasında “soğuk ısırığı” olarak biliniyor.
Sıcak ortamdan çıkan birinin vücudu soğuk havayla temas edince temas bölgesine vücudun daha fazla kan pompalamaya başlamasıyla kızarır. Bu kızarıklık vücudun doğal bir refleksi olup, devam ettiği taktirde, derinin kendini koruyamaması ve deri tabakalarının ayrışmasıyla hızlanır. Adeta o bölgeye anestezi yapılmış gibi hissizleşmeye bırakır. Ardından da morarma ve su toplama şeklinde “nekroz” dediğimiz olay gerçekleşir. Soğuk ısırığında, kişiler farklı bir ısı ortamına geçmeden, yüzlerinde veya uzuvlarında oluşan bu olayı fark etmeyebilir. Soğuk ısırığına karşı gerekli müdahale yapılmadığı takdirde ise kangren olup, doku ve organ kesilmesine kadar ciddi müdahaleler gerektirebilir.
Soğuk ısırığı yüzeysel ve derin olmak üzere iki şekilde kendini gösterir. Yüzeysel soğuk ısırığı ciddiye alınmadığı kadar, derin olan büyük ölçüde doku ya da organ kaybına neden olabilir. Özellikle soğuk havada spor yapanlar ya da sıcak banyodan çıktıktan sonra, soğuk havaya uzun süre maruz kalanlarda görülür. Soğuk ısırığının en büyük tehlikesi ise, bu rahatsızlıkla karşılaştığınızda daha sıcak bir ortama girmediğiniz sürece, anlamanızın zor olması. Soğuk ısırığına karşı gerekli müdahale yapılmadığı takdirde, kangren olup, doku ve organ kesilmesine kadar ciddi müdahaleler gerektirebilir.
Düşen sıcaklık ortalamalarıyla beraber, hayati tehlikeler oluşturabilecek bu durumun önüne önlem alarak geçebilirsiniz. Soğuk Isırığına Yakalanmamak için Dermatolog Gökhan Gökler’den öneriler;
El, ayak, burun ve kulakların soğuk ısırığının önlenmesi için özellikle el, ayak, burun ve kulakların aşırı soğuklarda soğuktan korunması gerektiğini ifade eden Gökler; burun ve kulakların ise atkı ve bereyle mutlaka korunması gerektiğinin altını çizdi.
Uzun süre soğuğa maruz kalacağınız zamanlar, kan dolaşımınızı hareketlendirmek için çeşitli hareketler yapılması yararlı olur.
Dar ayakkabı, eldiven ve bunun gibi kan dolaşımınızı etkileyen giysiler, soğuk ısırığını tetikler. Bunun yerine daha rahat ama sizi daha sıcak tutacak giysi ve ayakkabıları tercih edebilirsiniz.
FUTBOLCULARIN DA KORKULU RÜYASI
Soğuk ısırığı, mevsim normallerinin altında seyretmesiyle, futbol karşılaşmalarında da sık rastlanan bir rahatsızlık haline geldi. Uzun süre soğuk havaya maruz kalan kişilerde bu risk daha da artar.
Sıcak havadan bir anda soğuk bir ortama giderek ve uzun süre soğuk havayla temas edince futbolcular içinde kaçınılmaz bir rahatsızlık haline geliyor. Bu rahatsızlıktan etkilenmemeleri için futbolcular, maça çıkmadan bir süre, aşırı soğuk ve sıcak olmayan, ortalama sıcaklıkta bir yerde 45 dakika kadar ısınma hareketleri yapmalılar. Böylece soğuktan etkilenmeyi minimuma indirebilirler.