Soner Yalçın bugünkü yazısında "Meral Akşener'in genel başkanlığı bırakmasını; toplumsal cinsiyet kavramı, toplumsal cinsiyet eşitsizliği- ayrımcılığı bağlamında da tartışmak gerek…" ifadelerini kullandı.
İŞTE SONER YALÇIN'IN YAZISI
Üzgünüm; Meral Akşener genel başkanlığa veda ettiği için değil; bir kadın siyasetçinin daha parti başkanlığını yürütemediği için…
İdeolojisinden/ siyasi anlayışından farklı cinsiyet temelli sosyal eşitsizlik içeren bir konunun altını çizmek istiyorum:
Türkiye'de kadın liderlerin siyasi ömrü erkeklere göre neden kısa oluyor? Tansu Çiller, Emine Ülker Tarhan… (Behice Boran, 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbelerine maruz kaldığı için kapsam dışında tutuyorum. Emirle koltuğa oturtulan kadın “eş başkanlar” da buna dahil değil.)
Akşener'e “yenildi ve gitti” denilebilir mi; yenilip de gitmeyen/ yenilgilere doymayan ne çok erkek siyasetçi var! Onca yenilgiye rağmen bir erkek/ Kılıçdaroğlu koltukta oturmakta ısrar ederken, bir kadın/Akşener koltuğundan ayrılma olgunluğu gösterdi.
Bunu analiz etmek gerekmiyor mu? Ayrılığın siyaset dışında sosyoekonomik, kültürel, psikolojik gibi yönleri yok mu?
Mesela: Erkek egemen siyaset mekanizmasında kadınların duygusal olmaları mı tez ayrılığa sebep oluyor? Ya da daha mı akılcılar/ gerçekçiler?
Mesela: Kadınlar, erkek çoğunluğunun olduğu siyaset dünyasında otorite sorunu mu yaşıyor?
Mesela: Kadının siyasette yer almasını hele liderlik yapmasını erkek egemen toplum ne derece kabul ediyor, ne kadar toleranslı?
Bu soruları uzatabiliriz. Maalesef hiçbir konuyu/olayı, farklı yönleriyle ele alıp, nitelikli tartışmıyoruz. Tek yaptığımız, oburca tüketmek!
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...