Suudi Arabistan İran'ı Kızdırdı  Bize Değil İsrail'e Tepki Göstersin!

Özeleleştiri yapmadığımız için bu haldeyiz.Dikkat edilirse kibarlık,zerafet,şehirlilik gibi konular ele alınınca insanlarımızın çoğunun rahatsız olup hemen beyaz Türkler gibi bir saçma etiket yapıştırmaya çalıştığını görüyorum.Hiç kolaya kaçmayın ,bir hatırlayın Osmanlı hanımefendisi deyimi vardı ve bunu hakeden hanımlar.Anadoluda da bu türlü hanımlar vardır hala sayısı çok çok az bile olsa.Osmanlı beyefendisi tanımı vardır.Saldırmadan bir araştırınız.Bedeviliği yücelte yücelte memleket bozuldu

Sn.Kerem Doksat hocaya harfiyyen katılıyorum.Devlet adamı ciddiyeti o dönemde zedelendi.Kaba-saba satıcı ağzıyla konuşma,her önüne gelenle resim çektirme,aile bireylerinin sorumsuz davranışları ayyuka çıkmıştı ve hiç de yakışık almayan şeylerdi.Anadolu terbiyesinde de kalabalıkta eşiyle el-ele tutuşma,aile bireylerinin her birinin ayrı telden çalıp afişe olması,suistimale açık davranışlara fırsat vermek ayıptır kınanır.

Görgü kuralları hem “göreceli” ve hem de “yörecelidir”.. Örneğin İstanbul’un sosyete davetlerinde çatalı sağ eliyle tutmak görgüsüzlük ise, Anadolu’nun köylerinde pilavı çatalla yemek işgüzarlık ve büyüklerine saygısızlıktır.. Hele öğretim üyesi sıfatı ile öğrencilerine örnek olacak bu muhteremin, ülkenin tabularını yıkarak değişime önderlik etmiş bir Cumhurbaşkanını görgüsüzlüğün başlangıcı şeklinde değerlendirmesi, aklından ve eğitimciliğinden şüphe gerektiren bir işgüzarlığın, saygısızlığın ve gerçek görgüsüzlüğün dik alasıdır..Zaten röportajı yapan başlangıçta muhteremin hastaları ile düşe kalka edindiği muhtemel bu zihni özürlüğünü açıkça ortaya koymuş “Don Kişot” tanımı ile..

Böylesi önemli bir röpörtaj'a 2 yorum var ve her ikisi de kelimeleri gerçek manaları ile değil afazi manaları ile okuduklarından hocanın anlattığı tipleri iyi örneklemişler. Not;Beyaz Türk değilim,maalesef kent soylu da değilim sadece gerçek Anadolu terbiyesinle yetiştirildim.Bilgiye saygı duyarım.

Beyaz Türkler'den anlaşılan bu profesörümüz... Yok kentsoyluluk, yok burjuvazi, yok sonradan görme falan filan... Çaktırmadan Anadolu insanını alıp belli bir kefeye koymuş, diğerine de İstanbul'u... Sosyal bozulmayı bağladığı sebeplere bakarsanız, "ne şiş yansın ne kebap" demeye çalışmışsa da karşınızda Anadolu insanını buluyorsunuz... Anadolu insanı her tür asaletin üzerinde Türk geleneğinden gelmektedir ve bu gelenek insanlık idealinin de güzel bir numunesidir...

"Ayaklar baş, başlar ayak oldu. Anadolu'da cehalet artırıldı, okuma-yazma oranı düşürüldü." Ne zaman olmuş bu. Türkiye tarihi taşra ve hamal çocuğu büyük adamlar ile iyi aile çocuğu züppelerle doludur. Hatta bunların tarihidir desek yeridir. Sonradan görmeliğin ne olduğunu ve bu efendinin "kentsoylular"ının halini öğrenmek istiyorsanız işgal İstanbul'unda ve Fransa'da varlıklı ailelerin halini okuyun. Bir gün kıroluğun tarihi yazılırsa içini "kentsoylular" dolduracak, kendileri memnun olmasa da