TRT'NİN BUGÜNKÜ YÖNETİMİNDE YANLI YAYIN BİLE YAPAMAZLAR! 

İşte Mangırcı'nın yazısı... 

GÖKÇEK FARKI

22 Temmuz seçimleri siyasal tarihte yerini aldığı zaman kuşkusuz bu seçimlerin en önemli aktörünün Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek olduğu yazılacak.

Enerjisi, zekası, siyasal aklı ve tecrübesiyle 23  senedir Türk siyasetinin önemli isimlerinden biri olan Melih Gökçek farkında mısınız bilmiyorum seçimin kaderini etkileyecek ‘vuruşlar’ yapıyor.

AK Parti’nin 4.5 yıllık iktidarını bitirmek üzere tüm muhalefetin birleşip “AK Parti ve bizler” ayrımını yaparak Türkiye’yi AK Parti’den kurtarmayı amaçlayan kampanyası ile görülüyor ki, bu seçim AK Parti ve karşıtlarının seçimi haline geldi.

Ancak bu kutuplaşma siyaseti her daim dizayn etmeyi amaçlayan güçler tarafından iyi koordine edilemeyince iş sarpa sardı ve büyük ihtimalle AK Parti bütün hatalarına ve yanlışlarına rağmen sandıktan yine birinci parti olarak çıkacak.

İşte Melih Gökçek’in dehası tam bu noktada devreye girdi.

Anketlere göre; Meclis’e AK Parti, CHP ve MHP’nin yanı sıra DTP kökenli bağımsızların girecek olması Gökçek’i harekete geçirdi. AK Parti karşıtlarının oylarının CHP ve MHP’de toplanması ile CHP-MHP koalisyonu, hatta bu iki partinin sayısı yetmezse DTP’nin de bu hükümete monte edilebileceği düşüncesi ilk defa Melih Gökçek tarafından dile getirildi.

Gökçek günlerdir sanki bir siyasi parti lideri gibi televizyon ekranlarına çıkıyor ve AK Parti’nin tek başına iktidar olmaması halinde en iyi ihtimalle CHP-MHP koalisyonu kurulacağını ve CHP’nin MHP’yi iktidar için kendine payanda yapacağını anlatıyor. MHP’li seçmene ‘Deniz Baykal’ın Cumhurbaşkanı ya da Başbakan’ olmasını içlerine nasıl sindireceklerini soruyor. Hatta Mehmet Moğultay’ın “Adalet Bakanlığı kadrolarına kendi yandaşlarımı değil de MHP’lileri mi alacaktım?” sözlerini hatırlatıyor.

Ve doğal olarak Gökçek’in kampanyası haline gelen bu siyasi strateji, MHP tabanında etkili olmuşa benziyor. Zira konuştuğum çok sayıda MHP’li, Gökçek’in kendilerine hatırlattığı ihtimallerin olabileceğini söyleyip, sandığa giderken bir kez daha düşüneceklerini dile getiriyor.

Sonuç itibariyle Gökçek’in bu çıkışları ile MHP’nin  oyları ciddi şekilde düşecek ancak bunun oranını şimdiden kestirmek çok güç.

TAYYİP RADYO TELEVİZYONU(TRT)

CHP’nin  başarısız seçim kampanyası ve kampanya sürecindeki söylemleri de aynen Melih Gökçek’in bu kampanya dönemindeki etkinliği gibi siyasi tarih tarafından en ince ayrıntısına kadar yazılacak.

CHP, ağır bir ifade olacak ama maalesef bu seçim kampanyasını eline yüzüne bulaştırdı.  Muhalefet etme adına  bu dönemde ne söylediyse, söylediğine söyleyeceğine pişman oldu.

Gazetelere çarşaf çarşaf ilan vererek AK Parti’nin terör meselesini önemsemediğini iddia etti, daha sonra anlaşıldı ki, ilandaki resmin çekildiği andan beş dakika sonra Meclis Genel Kurulu AK Partililer tarafından doldurulup “terör” konulu özel gündemli toplantı yapılmıştı.

Yine gazetelere verilen ilanlarda küçük esnafın bitirildiği iddia edildi ve ilandaki resimde bir iş merkezinin esnafının tümden dükkanları kapattığı iddia edildi ancak fotoğraftaki  iş merkezinin tadilattan dolayı boşaltıldığı tespit edildi.

Deniz Baykal, Orman ve Çevre Bakanı Osman Pepe’nin oğullarının 600 dairesinin olduğunu söyledi, Pepe kendisini yalanladı oğullarının sadece beş dairesinin olduğunu açıkladı.

CHP’nin tabansız söylemlerinden  biri de, TRT’nin hükümet yanlısı yayınlar yaptığına dairdi. CHP sözcüleri, “Tayip Radyo Televizyonu” diyerek TRT’nin yayınlarını eleştiriyorlardı.

Tabii ki CHP’nin bu eleştirileri de mesnetsizdi.  Zira, TRT Genel Müdür Vekili Ali Güney, hem AK Parti’ye yakın bir isim değil, hem de istese bile TRT’ye yanlı politika yaptıramaz. Çünkü bu bir maharet işidir, yayın stratejisini bilmeyen,  televizyonculuktan  anlamayan ve elindeki kadrosu yetersiz olan Güney,  doğrusunu isterseniz bu işleri başarabilecek  beceri ve üstün zekaya sahip değil.

Sanırım CHP lideri, tüm bu yanlışları kendisine yaptıran kurmay kadrosundan bu yanlışların hesabını seçimden sonra soracaktır.