Balasu Dündaralp, Türkiye'nin cilt haritası konusunda bilgilendirme yaptı. Dündaralp, ayrıca temiz kozmetiğin nasıl olması gerektiği, kozmetik kullanımında Türk kadınlarının ne kadar bilinçli olduğu, makyaj malzemelerinin sağlığa etkisi ve doğru cilt temizliği nasıl olmalı konusunda açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin cilt haritasıyla ilgili uzun zamandır çalıştıklarını belirten Balasu Dündaralp, "Yıllara dayanan çalışmalar içerisinde aldığımız bütün dataları birleştirdik. Avrupa ile beraber de çalışma yaptık. Genelde cilt lekeleri, akne ve dermatit problemlerinin oldukça yoğun olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz yıllara göre artan bir dermatit problemi, akne ve cilt lekesi problemi var. Türkiye'nin doğusu, batısı ve güneyi arasında bir karşılaştırmak yapmak gerekiyordu. Normalde aynı enlem üzerinde yer alan ve güneş ışığına (uv) maruz kalan şehirlerde aynı cilt lekesi problemleri görülmüyordu. Oran olarak Güneydoğu'da aynı şekilde değil, daha az. Ama Ege Bölgesi, Antalya'da ya da Akdeniz'de daha fazla. Bunların sebebinin genelde kozmetik kullanımı ya da yanlış kozmetik içeriklerinin kullanımıyla alakalı olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Temiz kozmetiğin nasıl olması konusunda konuşan Dünaralp, '"Temiz kozmetik, kozmetiğin cilde ve cilt altına geçtiği, dolayısıyla kan dolaşımına katıldığı mantığıyla daha düzgün içerikler kullanabilme ve bunlarla ilgili geliştirme yapabilme mantığıdır. Kurduğum şirkette yıllardır esas aldığım özellik; temiz kozmetik ve içerikleri bir bebeğin cildine zarar vermeyecek şekilde, alerjik reaksiyon ya da kan dolaşımına katıldığında herhangi bir sorun olmayacak şekilde dizayn etmek" şeklinde konuştu.
'TÜRK KADINLARININ YAPTIĞI EN BÜYÜK HATA, MAKYAJLA UYUMASI'
Kozmetik kullanımında Türk kadınlarının ne kadar bilinçli olduğunu değerlendiren Dündaralp, "Her ülkede bilinç seviyesi farklı. Türkiye'de biraz daha az. Doğu blok ülkelerine göre biraz daha iyi noktadayız. Türk kadınlarının yaptığı en büyük hatalarından birisi makyaj ile uyumak. Bu bir sorun. Çünkü cilde değen kozmetiklerin de kan dolaşımına katıldığını düşünüyoruz. Kozmetik ürünüyle uyuyorsunuz, gerektiğinde ona temas ediyorsunuz. Saatlerce ve aylarca bu ürünlere maruz kalıyorsunuz ve bu kozmetik ürününü yeterince temizlemiyorsunuz. Bu da cilde, cilt altında alerjik reaksiyonlar ve problemlere neden olabiliyor. Bunun dışında uzun vadede hücre içindeki etkilerini bilemiyoruz. Makyajın ve cildin çok iyi temizlenmesi gerekiyor. Makyajı nasıl temizlendiği, makyaj yapmaktan daha önemli" diye konuştu.
Makyaj malzemelerinin sağlığa etkisine dikkat çeken Dündaralp, "Yapılan araştırmalar, birçok kozmetik ürünü içerisindeki asbest gibi davrana ya da ağır metal gibi davranan maddeler, vücut için zararlı olduğunu gösteriyor. Parabenler kanserojen, bunlarla ilgili yurtdışında araştırmalar yapıldı. Koltukaltında kullanılan roll-on'ların paraben içerdiği, alkollerin ya da titanyumdioksit gruplarının, metalik oksit grupların canlı hücrede biriktirdiği hatta sulara karıştığı ve çevrede kirliliğine neden olduğu düşünülüyor. Bunlar sadece insan vücudu değil, tüm çevreyi etkileyebilecek ürünler. Son dönemde şu tartışmaya açılmıştır: Kozmetikler temizlenmeli mi? Yoksa artık temiz kozmetik mi üreteceğiz? Üretmezsek bir süre sonra doğaya, canlılara herkese zarar vermeye başlayacak" ifadelerini kullandı.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...