MİT'te şube müdürlüğü, daire başkanlığı, Adana, Konya ve Erzurum Bölge Başkanlığı ile Irak ve Azerbaycan'da yurtdışı temsilciliği gibi önemli görevlerde bulunan Burhan Basgün, Abdullah Öcalan'ın ABD destekli bir operasyonla MİT elemanlarınca Kenya'nın başkenti Nairobi'den alınıp Türkiye'ye getirildiği dönemde yurtdışında görevliydi. ABD'lilerin o dönemde MİT'le kendiliğinden temasa geçtiğini söylüyor Basgün. Ve bugüne kadar gündeme gelmeyen ilginç bir ayrıntıdan söz ediyor: "Benim o dönemde edindiğim izlenime göre MİT'te, 'Lideri bitince ASALA da bitti, Apo'yu alırsak PKK da biter' anlayışı hâkimdi. Ama öyle olmadı. Bu operasyon Amerikalıların organize ettiği bir operasyondu. Fakat Türkiye, bu iş karşılığında Kenya'ya para vermiş olabilir. Para, istihbarattaki temel motiflerden biridir."
BÜYÜKELÇİNİN RAHATSIZLIĞI
Basgün, bu imalı sözlerin dışında başkaca bir açıklama yapmıyor. Türk devletinin, Öcalan'ı veren Kenya'ya para yardımında bulunduğu iddiası bugüne dek sadece Yunan basınında yer almış, hatta 50 milyon dolarlık bir rakam da telaffuz edilmişti. Bu konuyu sormak için Öcalan'ı Nairobi'de evinde saklayan Yunan Büyükelçi George Costoulas'a ulaştık. Costoulas, Öcalan operasyonundan sonra hayatının tehlikeye girdiğini, bu olaydan ötürü akıl sağlığını yitirdiğini ve Kenya ile yapılan görüşmeler hakkında konuşmasının yasaklandığını söyleyerek telefonu kapattı.
MİT PROFESÖRE KİTAP YAZDIRDI
Basgün, bir psikolojik harekât uzmanı. MİT'in psikolojik harekât biriminde 20 yıl çalışmış. Teşkilat'taki toplam görev süresi ise 37 yıl. Basgün'e göre, Türklerde psikolojik propagandayı başlatan II. Abdülhamit idi. Abdülhamit'in bastırdığı "Ermeni Emel ve Hareketi", Cumhuriyet döneminden sonra kaynak haline geldi. Basgün, MİT'in psikolojik harekâtta yetersiz olduğu görüşünde. Basgün'e MİT'in, psikolojik harekât kapsamında ne tür faaliyetler yaptığını soruyoruz. "Örnek vermemem gerekir" diyor önce. "Propagandanın eskisi olmaz. Eğer şu faaliyet yapılmıştır, şu kitap yazdırılmıştır dersem yer yerinden oynar. Sizin de ilginizi çeker eminim. Ama halen canlıdır bunlar, ölü operasyonlar değil." Israrımız üzerine, bir süre düşündükten sonra "Bir profesör var mesela. Ama hâlâ kürsüde, adını söylemek istemiyorum. Onunla bir faaliyetimiz oldu" diyor sadece.
KONSOLOSLUĞU DİNLERKEN
2000'Lİ yılların başında MİT'in Adana Bölge Başkanlığı'nı yapan Burhan Basgün, o dönemde Amerikan Konsolosluğu'nun telefonlarını dinlerken karşılaştıkları bir olayı da şu sözlerle anlatıyor: "Adana'da bir savcı vardı. Bana ikide bir 'Başkanım niye beni takip ediyorsunuz' diyordu. 'Biz sizi takip etmiyoruz, siz ağa takılıyorsunuz' dedim. 'Bugünlerde önemli davetler alıyorsunuz' dedim. Kendisini ABD'ye çağırmışlardı. Neden çağırsınlar, angaje etmek istiyorlar."
Sabah