Yüksel Aytuğ, Sabah gazetesindeki köşesinde teknolojinin hızla gelişmesiyle özellikle sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte mutsuzluğun başladığını dile getirdi.
YÜKSEL AYTUĞ'UN YAZISI ŞÖYLE:
Bir YouTube sohbetinde izledim. Konuşmacılardan biri "Teknoloji 1990'larda durmalıydı. Ondan sonra icat edilen her şey fuzuliydi ve bizi mutsuz etti. Başkalarının fotoğraflarına bakmaya başladığımızda her şeyi kaybettik" diyordu.
Evet, hepimiz teknolojinin sağladığı olanaklardan fazlasıyla yararlanıyoruz. Eve gelirken yolda kombiyi açıyoruz, gece yarısı verdiğimiz yemek siparişi 15 dakika sonra kapımızda oluyor filan... Ama bunun karşılığında neleri feda ediyoruz?
Hem beden hem ruh sağlığımızı... Akıllı süpürgemden evim gözetlenir mi? Cep telefonumdaki patlayıcıyla beni öldürebilirler mi? Sosyal medya hesabımı çalıp bir bankayı hack'lerler mi?
Peki ya her şeyi anında cep telefonumuza düşen görüntülerden öğrendiğimiz için mutlu muyuz? Ben değilim. Gazze'de parçalanan vücutları, kuvözde öldürülen bebekleri, surlardan yuvarlanan kafaları küt diye önüme koyan ve her vahşeti sıradanlaştıran bu dijital kolaylığı (!) reddediyorum. Eleştiriyi "gömmek", yorum yapmayı "laf sokmak"tan ibaret sayanların klavye terörünü de öyle.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...