E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Yurt'tan gazetecelik başarısı: Devlet Eski Bakanı Esad görüşmesini YURT için değerlendirdi.

Devlet Eski Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şükrü Sina Gürel, 37 yıl sonra gittiği Beyrut’tan Şam’a geçerek yaptığı Esad görüşmesini YURT için değerlendirdi.

24.03.2016 - 11:00
Yurt tan gazetecelik başarısı:

Devlet Eski Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şükrü Sina Gürel, 37 yıl sonra gittiği Beyrut’tan Şam’a geçerek yaptığı Esad görüşmesini YURT için değerlendirdi.

Kendisine sordum: Türkiye’ye yollamak istediğiniz bir mesaj var mı? Bana iki adım attı elini uzattı ve dedi ki, öncellikle bunu iletin: kardeş olmaya mecburuz!

Son dönemde, dış politikamızdaki tıkanıklığın belli başlı nedeninin, ‘ilgili her tarafla, iletişimimizin kopuk olmasından kaynaklandığını’ biliyorduk.

Oysa Türkiye’nin bölgesindeki gücü, geleneksel dış politikasının başarısı, ilgili bütün taraflarla iletişim kanallarının açık tutmasıyla sağlanırdı.

Bunun için Türkiye’nin görüşlerine önem verilirdi. Türkiye ‘sorunlara taraf olmadan’ çözümlere yön verebilecek bir konumda olurdu. Son dönemde Türkiye, bölgesinde ağırlık kazanayım derken sorunların tarafı  ve parçası haline gelip, ‘itibarsızlaşma yolunda’ hızla yürüdü.



Hele Rus Savaş Uçağı düşürüldükten sonra Türkiyemiz de adeta Ortadoğu oyununun dışına düştü, düşürüldü.

2016 yılı içerisinde yönetenler arasında bölge ve özellikle Suriye politikasının değiştirilmesi gerekliliği tartışılmaya başlandı. Doğal olarak  bir politika değişikliğinin ilk adımı iletişim kanallarını yeniden sağlıklı işler duruma getirmektir.

Türk Dış Politikasının belirlenmesinde geçmişte sorumluluk almış, şimdi de bu konuda bilimsel çevrelerde ve kamuoyunda ‘aydınlanmaya mütevazi katkı sunma’ çabası içinde biri olarak,  Suriye konusunda ilk adımın oluşturulmasına alçak gönüllü ve şeffaf bir katkıda bulunmak istedim.

37 yıl sonra Beyrut’tayım
Beyrut üzerinden Şam’a giderek ve Suriye Cumhurbaşkanı Başer Esad ile kısa da olsa bir görüşme yaparak, bölge ve Türkiye çıkarları açısından yaşamsal olan bir iletişim kanalının açılmasının ilk adımını atmayı amaç edindim.

İstanbul’da başlayan yolculuğumuzun ilk durağı Beyrut oldu. Bundan önce de Beyrut’a 1979 Yazında, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün davetiyle gitmiştim. Hocam Prof.Dr. Gündüz Ökçün Dışişleri Bakanı idi. Benimle FKÖ tarafına bir mesaj göndererek, “FKÖ’nün Türkiye’deki silahlı hareketlerle bir ilgisi olmadığını açıklaması karşılığında, Ankara’da bir temsilcilik açabileceğini” iletmemi istemişti. Mesajı önce Faruk Kaddumi’ye, sonra da bir gece yarısı Beyrut sokaklarında dolaştırılarak o gece kaldığı yere götürüldüğümüz Yaser Arafat’a iletmeyi başarmıştım. 1979 Sonbaharında Arafat, Başbakan Ecevit’in çağrılısı olarak Ankara’ya geldi ve burada FKÖ’nün temsilciliğini açtı.

Doğal olarak, 2016’nın canlı Beyrut’u, daha ilk bakışta 1979’un İç Savaş içindeki Beyrut’undan farklı görünüyordu. Beyrut’ta daha fazla zaman geçirip, bazı görüşmeler yapmayı dönüşe bırakarak akşam saatlerinde Şam yoluna çıktık. Lübnan çıkışında ve Suriye girişinde pasaport denetimleri ve kontrol noktalarındaki oyalanmalar normal zamanda bir buçuk saatte alınabilecek yolu uzattıkça uzattı ve Şam’a geldiğimizde gece yarısına az kalmıştı…

Sarmaşıklar ve geride kalan korkular
Otelimiz Şam Palas, sarmaşıklarla bezenmiş yüksek tavanlı lobisi, görkemli avizesiyle eski ihtişamını koşullar çerçevesinde hala sürdürmeyi başarıyor gibiydi. Telefon ve iletişim sorunumuz hiç eksik olmadı ama burada kaldığımız süre boyunca başka bir eksiklik hissetmedik.

Şam’da kaldığımız süre boyunca manzaramızdan, kontrol noktaları, “kent mevzileri, ağır engeller, tel örgüler ve silahlı askerler hiç eksik olmadı ama kentin güvenlik önlemleri dışında olağan yaşama döndüğü her halinden belliydi. Gündüzleri sokaklar olağan yaşamlarını sürdüren çağdaş görünümlü insanlarla doluydu. Burada yaşayanların artık telaş ve korkuyu geride bıraktıkları belliydi. Bir bölümünün de –hele otelin her türlü sunumun yapıldığı ‘döner kule lokantası’na gelenlerin- şıklık ve estetik yarışına girdikleri düşünülebilirdi! ‘Kule’ de gerçekten dönüyordu!

Şam’ın çevresi ve insanıyla bu görünümü ve daha sonra ilgililerden aldığımız bilgiler, Türk halkına yansıtılmak istenenden çok farklı bir gerçeği gösteriyordu:

Suriye’den kaçarak ülkemize sığınan ve bir kısmı da yaşamsal tehlikelere karşın Avrupa’ya gitmeye çabalayanlar meşru Suriye yönetiminden,  Esad’dan kaçmıyorlardı…

IŞİD’ten (isterseniz DAEŞ deyin) ve öteki teröristlerden kaçıyorlardı! Suriye’ye ve Bölgeye bakışlarında ümmetçilikten mezhepçiliğe savrulanlar, bu gerçeği çarpıtarak, Türk kamuoyunda bir “Esed canavarı” yaratmaya çalışmışlardı.

Otelde, Orta Doğu ve Afrika’dan gelen din adamı, düşünür ve  uzmanların katıldığı, ana teması “direniş”, adı da “Arap-İslam İşbirliği” olan bir uluslararası toplantı yapılıyordu. Dört günlük bu toplantının açılışına “gözlemci” olarak katıldım.



Suriye’nin Reisiyle baş başa İngilizce sohbet
Pazar sabahı saat sekizde, Şam’a yüksek bir tepeden bakan Başkanlık Sarayı’na doğru yola çıktık. Suriye’de herkesin “Reis” dediği Başer Esad’la kısa da olsa baş başa bir görüşme fırsatı doğmuştu. Aklıma ister istemez Erdoğan’a yakın çevresinin de ‘reis dediği’ geldi. Babasının tersine,  Esad, başka “saray”lara göre çok sade ve iddiasız yapılmış ve döşenmiş “saray”ında değil, halkının içinde bir evde yaşıyordu ailesiyle birlikte.  Ama resmi görüşmelerini bu resmi konutta yapıyordu.

Türk halkı ile iyi ilişkiler arzu ediyorum
Görüşmemize hiç kimseyi temsilen gelmediğimi belirterek söze başladım. Yalnızca Türk halkının büyük çoğunluğunun Suriye halkıyla dayanışma içinde olmayı istediğini ve kişisel düşmanlıkların aşılarak bölgenin yeni gerçeklerine uygun ilişkiler geliştirilmesi gerektiğini belirttim.

Esad, Türk halkıyla iyi ilişkileri sürdürmek istediklerini belirtti ve hiç kimseye bir kişisel husumeti olmadığını ima etti. Türk yetkililerinden hiçbiri için, bırakınız hakaretamiz olmayı, kötü bir söz söylemeyi, dargınlık bile sergilemedi. Cumhurbaşkanı Esad’la özellikle bir konuda aynı doğrultuda düşündüğümüzü gördüm: Ülkelerimizin bütünlüğü konusunda birlikte davranmamız gerekiyordu. Kendisine sordum : “Türkiye’ye yollamak istediğiniz bir mesaj var mı?” Bana doğru iki adım attı elini uzattı ve dedi ki: Öncellikle bunu iletin: ’Kardeş olmaya mecburuz!”

Sadece İslam değil, mazlumlar toplantısı
“BİLİMSEL” değil, “duygusal” (Arapçası ‘hamasi’!) konuşmaların ağırlıklı olduğu bu toplantıda, yine de birkaç kayda değer görüş vardı. Örneğin bazı konuşmacılar toplantının adında “Arap” sözcüğünün yer almasının yersizliğine değindiler. Hatta bir konuşmacı, “İslam” sözcüğünün de sınırlayıcı olduğunu ve  bütün “mazlumlar”ın kucaklanması gerektiğini belirtti.

Doğru olan, toplantının teması olan “direniş”e uygun bir başlık bulunmasıydı. Ayrıca “direniş”in kime karşı olduğunun da açıkça belirtilmesi iyi olurdu… Bazıları “emperyalizm” sözcüğünü kullanmadı değil, ama daha çok bölgedeki uzantılarından, özellikle Suudi Arabistan’dan yakındılar ve Suriye’nin yanı sıra, Yemen’de, Katar’da ve Libya’da olanları söz konusu ettiler.

Bütün konuşmacılar Rusya, İran ve Hizbullah örgütünün Suriye halkıyla birlikte mücadele vermesinden övgüyle söz ettiler. Dikkat çekici olan, hiçbir konuşmacının Türkiye’ye, Türk Hükümeti’ne veya Tayyip Erdoğan’a olumlu veya olumsuz hiçbir göndermede bulunmamasıydı. Doğrusu “olumlu” bir göndermeyi ben de beklemiyordum ama , “olumsuz” bir değerlendirmede bulunulmaması da beni şaşırtmadı değil…

Yurt Gazetesi

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Arjantin'de Obama protesto edildi!
ABD Başkanı Barack Obama, Arjantin ziyaretinin ilk gününde protestoların ...
Putin'den flaş Türkiye toplantısı!
Putin`in Rus işadamlarıyla kapalı bir toplantıda Türkiye`yi konuşabileceği iddia edildi.
Korkunç işkence kamerada!
Milislerin yakalandıkları sırada çekildiği sanılan görüntülerde, askerlerle ...
 
IŞİD'ten kan donduran yöntem
IŞİD Brüksel'le birlikte 5. kez terör saldırısında ağabey-kardes bombacı kullandı.
Hatalar zinciri Brüksel'de saldırıyı getirdi!
İngiltere'de yayınlanan Independent gazetesi manşetten verdiği haberinde ...
IŞİD'in korkunç Avrupa planı!
ABD'li Associated Press (AP) haber ajansı, Irak Şam İslam Devlet'nin (IŞİD) ...
 
Musul operasyonu başladı!
Irak Savunma Bakanlığı, Musul'u terör örgütü IŞİD'den kurtarma operasyonunun başladığını bildirdi.
Amerika'da Paralel Yapı kıskaçta!
Oklahoma eyaletinde "Paralel Yapı"ya bağlı olduğu iddia edilen okullarla ...
Avrupa’nın kalbinde IŞİD avı!
Saldırılarda Bakraoui kardeşlerle birlikte, DAEŞ’in ‘bomba mühendisi’ ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
tff
ygs
Ayşe Ersöz
A Milli Takım
TV8
Mehmet Şimşek
Zlatan Ibrahimoviç
FED
ismail kartal