Geçen hafta bu sütunda “ne istiyorlar bunlar” demiş, Yahya Kemal’in bir beytini tekrarlayarak;
«Eğil dağlar eğil üstünden aşam!
Yeni talim çıkmış, varam, alışam!» (*)
diyerek - İstiklal Harbindeki gibi derslerini verelim diye sormuştum.
Ege Adalarımızda adeta sirtaki oynamakta olan şu Yunanlılar’a seslenmeye bu yazımda da devam edeceğim.
O yazımın yayında olduğu günlerde, basında bu konuya ilişkin yeni gelişmeler de görüldü.
Bu konudaki bir haberde şu bilgi veriliyordu:
“Muğla ilimizin Ardıççık Adasında Yunanlılar, görkemli bir Şehit anıtı diktiler.. Savunma Bakanının da katıldığı açılış töreninde Yunan Ordu Komutanı dalgalanan Yunan bayrağını göstererek;
“Bu bayrak inmez!” diye bağırdı.”
Evet tam bir kepazelik..
Bizim vatan toprağımızda Yunan bayrağı dalgalanıyor..
Ege Denizinde, bize ve Yunanlılara ait olan bütün adaların statüsü Lozan ve diğer uluslararası antlaşmalarla belirlenmiştir.
Ne var ki, Yunanistan bu anlaşmaların hükümlerini hiçe saymakta, sık sık keyfince ihlal etmektedir.. Askerden arındırılmış olan bizim adalara asker çıkarmakta, oralarda askeri üsler kurmakta, adalara helikopter indirmektedir.
Örneğin Aydın bölgesindeki Eşek, Bulamaç ve Hurşit adalarımıza, İzmir’deki Koyun adamıza asker çıkaran Yunanlılar, buralarda kara, deniz ve hava üsleri kurmuşlardır.
Bunlara ait sayısız resimler gazetelerde yayınlanmıştı.
Demek ki, son küstahlık örneği de Ardıççık’ta cereyan etmiş oluyor.
Bu Yunan saygısızlıkları, her Türk vatandaşının olduğu gibi bizlerin de yüreğini dağlamaktadır.. Ama başımızdaki AKP iktidarının ve Partili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, olaylar karşısında göze görünür bir tepkisi olduğunu görmedik, duymadık..
Bu yüzden ben yazıma Adalarımızı Kaptıran Parti başlığı attım.
Yani bu üç kelimelerin ilk harflerinden AKP ortaya çıksın istedim.
Haydiyin AKP’liler, adalarımızı Yunan’a kaptırmayın!..
Vatandaş AKP’nize Yunan’a Adalarımızı Kaptıran Parti demesin..
Ne olursunuz!
Ege adalarımızdan, Yunan bayrağını indirin!
Yunan askerini adalarımızdan çıkarın, atın!..
Önce notanızı verin..
Eğer özür dileyip uslu uslu çekip gitmezlerse, Atatürk’ün İstiklal Harbinde İzmir’de denize döktüğü gibi siz de onları denize dökün..
Türk Ordusu da bu emrinizi beklemektedir.
Yok “ada da neymiş?” diye mi düşünüyorsanız?
Bu konuda da “Biz maddi değere bakarız..” diyorsanız, o başka..
Baksanıza İstanbul’daki Sivriadayı da iskana açmışsınız..
İstanbul Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı ile doğal Sit alanı ilan edilmiş olan Sivri adada 18 bin metrekarelik alanda otel ve kültür merkezi yapılacakmış..
Bakalım kaymağını kimler yiyecek? Diye düşünüyor vatandaş.
Ne yapalım, siz Egedeki Yunan küstahlıklarına ses çıkarmadıkça, vatandaş da bunları düşünmeye başlıyor.
İstiklal Harbini kazanarak, Ankara’ya kadar yaklaşmış olan işgalci Yunan’ı önüne katıp ilerleyen ve İzmir’de denize döken Atatürk, bu gelişmeler yüzünden Anıt Kabir’de rahat uyumuyor..
O ki, bir karış vatan toprağı için bile canını feda etmeye hazır şekilde ilerleyerek bu toprakları bize vatan yapmıştı..
Kızıl Elma’da şöyle seslenmiş olan Ziya Gökalp de;
Anamız vatan, babamız millet,
Vatanı ma'mur eyle ya Rabbi!
Demekte, mezarında rahat uyumamaktadır.
(*) Yahya Kemal Beyatlı/Toker Edebiyat Kom.Toker Yayınları www.toker yayinları.com- Tel: 0535 3199349 ve [email protected]