Aklı, ufku en açık kesimler bile, yaşadığımız süreçle ilgili, “Avrupa, 3. Dünya savaşına kapı aralamak istiyor.” yorumunda bulunuyor.
Oysa, bu bir illüzyon.
3. Dünya savaşı tam 67 yıldır, yani İsrail Devletinin kurulduğu 14 Mayıs 1948 yılından bu yana devam ediyor!
Geriye kalan, sadece final!
Hristiyan’ın Hristiyan’la, Yahudi’nin Yahudi, Yahudi’nin Hristiyan, Hristiyan’ın Yahudi ile savaşmadığını/savaşmayacağını tekrarlamaya gerek yok sanırım.
Peki; bunca nükleer başlıklı füze, kimyasal silah, Uzay’dan bile insanın göz rengini seçen cihazlar sizce kimin için hazırlanıyor?
Bu hazırlığı yalnızca bir haçlı seferi olarak düşünmek, tarihi bir ön ezber olduğu kadar, yapılan soğuk ve sıcak savaşın boyutunu da gözden kaçırmak demektir.
Geçmişte haçlı vahşetini nasıl patrikler ve rahipler kışkırttıysa, bugün de o görevi, gömleklerinin altında haç ve 6 köşeli yıldız taşıyan devlet başkanları yapıyor.
Budizm’den Tapınak şövalyelerine, Hristiyanlardan Yahudilere kadar onlarca din faktörünün tek hedefi, Müslümanlık!
Arıkan’dan Bosna’ya, Irak’tan Filistin’e kadar milyonlarca Müslümanı katleden, işkence ve tecavüzle soy kırıma tabi tutan bir dinler arası koalisyon var karşımızda…
Mizah dergisi baskınındaki gibi Müslümanlığın asla kabul etmediği faaliyetlerle, İslam alemini önce savunmaya, sonra da baş eğmeye yöneltmek isteyen bir koalisyonun varlığı, havadaki oksijen, gökteki ay kadar açıkça ortada.
Elbette bu dinler arası koalisyona bilerek ya da bilmeyerek katkı veren, kendisini Müslüman olarak tanımlayan bazı devlet ve grupların hain katkılarını da gözden kaçıramayız ama kuklayı tutan eli yok saymak, tarihe ve insan aklına ihanettir.
Avrupa, hatta içimizdeki İrlandalılar, kendilerinin dışında her şey oldular.
Bazen Çarli, bazen Kohen, Bazen Steve…
Her gün başka biri olanlar, bir günde, “Hepimiz Müslümanız” demeden, normalleşme sağlanamaz.
Aksini düşünmek; faşizm, insanlık düşmanlığı olduğu kadar açık bir Müslüman düşmanlığıdır.
Böyle biline!
Talat Atilla/Güneş