E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Adnan Küçük

31 MART SEÇİMLERİ: DERSLER, MESAJLAR, TEPKİLER, RUH KAYBI (5)
23 Mayıs 2024 Perşembe

Aday Belirlenmesi Usulünde Yaşanan Sorunlar

31 Mart seçimlerinde AK Partili adayların kazanamamasında etkili olan sebeplerden biri de, birçok seçim çevresinde adayların belirlenmesinde hatalı davranılmasıdır.

Bu yöndeki belirlemeler sadece bu seçimlere mahsus değildir; önceki seçimlerde de aday belirlemelerinde yaşanan hataların bedeli, o adayların seçilmemesi şeklinde ödenmiştir.

Bu tür hataların temel müsebbibi genellikle yerel birimler olmakla birlikte, kaybedilen her bir başkanlığın bedelinin, parti yönetimine yansımaları da söz konusu olmaktadır.

Yerel yönetim seçimlerinde adayların belirlenmesi sürecinde yaşanan ilk hatalı etkenin şu olduğu belirtiliyor:

“AK Parti’de iller, genellikle bazı bakanlara, eski vekillere ve benzeri “ağabey”lere zimmetlenmektedir. Bu kişilerin koordinesinde, çeşitli faktörlerin de etkilemesi altında, uzlaştırıcı yöntemler yerine, rekabetçi ve kavgacı bir ortamda adaylar belirlenmektedir. Bu kişilerin, seçim çevresinin geneline yönelik sahici okumalar, anlamalar yapmaksızın, çoğu kereler ezbere işler yapmaları, bazı kereler, yerel aktörlerin kendi eksenli telkinlerinin etkisinde kalınması, seçimlerin başarılı olunmasına katkı sağlayabilecek yerel siyasi aktörlerin görmezden gelinmesi ve halkın taleplerinin görmezden gelinmesi olguları yaşanmaktadır”.

“Aslında en isabetli ya da daha isabetli adayların belirlenmesi konusunda, acaba ağabeylerimi kırarsam, seçim bölgesindeki etkili siyasileri küstürürsem mevkiimi, konumumu kaybedebilirim” gibi saiklerle gerekli itirazları geliştirmekte aciz kalan ve yerini korumak için gerçeği söylemekten hatta ileri derecede aksiyon almaktan uzak duran yerel aktörlerin tutumları da bu konuda etken belirleyiciler olmaktadır.

Bir diğer etken de, aday belirleme usullerinin, küskünlüklere, dargınlıklara, rakip partilere kaymalara sebep olacak şekilde yapılmasıdır. Burada, aday olan mevcut başkanlarla diğer aday adayları arasından başkan adayının belirlenmesinde, çok kırıcı, tahrip edici, düşmanlaştırıcı yol ve yöntemler izlenmektedir. Bu kapsamda, kırıcı ve savaşçı ortamda yapılan aday belirlemede, saf dışı kalan her bir aday adayı, derhal ya rakip saflara geçmekte ya da bağımsız aday olmaktadır. Bütün bunlar, seçimlerde başarısızlıkları artırmaktadır.

Bu konu ile alakalı yaşanmış, ibretlik bir hatıra paylaşacağım. İsim vermeyeceğim, ama ilgililer yüzde yüz biliyorlar.

Benim memleketime yakın bir ilin bir ilçesinde, seçmenlerle köklü gönül bağları kuran AK Parti’li bir belediye başkanı, parti içinde yerel ve yönetim merkezinden gelen çeşitli etkilemeler neticesinde aday belirleme sürecinde aday gösterilmiyor. Kendisi AK Parti’den aday adayı olduğu için, bir başka partiden aday olamıyor. Bunun üzerine, eşini Demokrat Parti’den aday yaptırıyor. O dönemde, Demokrat Parti ülke genelinde %1’in çok altında oy alıyor. Ve Demokrat Parti’den aday olan bu kişinin eşi, belediye başkanı seçiliyor. AK Parti felsefesi ile çelişen daha başka ayrıntılar da var ama bu kadarla yetiniyorum.

Adayların, tüm partili seçmenlerin ön seçime iştirak etmeleri sağlanarak belirlenmesi, aday belirlemede en az hasarlı yöntem olacağı söylenebilir. Elbette ki, bütün aday adayları tatmin edilemeyebilir. Ama öyle yöntemler bulunmalı ki, bu kişilerin rakip saflara geçmeleri sühuletle, düşmanlaştırmalar olmadan önlenmelidir.

Bizzat şahit olduğum bir hatıra. 31 Mart seçimleri sonrasında yaşandı. AK Parti’nin bayramlaşma etkinliğine katılan bir kişinin ifadesi şu şekilde: “İlçemizde AK Parti’nin adayı …’yı kazandırmadık ya, gün bizim günümüz”. Bu kişi, bu sözü hem de bana söyledikten yarım saat sonra, gitti AK Parti ilçe başkanı ile hatıra fotoğrafı çektirdi.

Şimdi, bütün bu vakalar, sadece denizden birkaç damladır. Bu gerçeklikler sahici olarak görülmeden, aday belirlemede isabetli neticelere ulaşılamaz. Bu anlattıklarım da muhtemelen, AK Parti yönetiminde ve yerel birimlerinde kabulü zordur; ama bunlar bilinerek önlemlerin alınmaması, bu partide başarısızlıkların devam etmesine sebep olacaktır.

Adayları belirleme işi, “haksız rant paylaşımına dönüşme” görüntüsü verilmeyecek şekilde yapılmalı. Aksi yönde oluşacak algıların bedelleri çok daha vahim olabilecektir.

Bazı Seçimlerden Sonra Halkın Verdiği Tepkilerin Hasıraltı Edilmesi

AK Parti 2019 seçimlerinde çok boyutlu hataları sebebiyle, başta Ankara ve İstanbul BB başkanlıkları olmak üzere çoğu seçim çevrelerinde kaybetti. Esasen o dönemde de, Partili yöneticiler “ders çıkaracağız, aksayan yönlerimizi tespit edip, lüzumlu önlemleri alacağız” şeklindeki klasik söylemleri dillendirseler de, 31 Mart 2024 seçimlerine gidilirken, hiç de söylenenlerin yapılmadığına şahid olundu.

2019 yerel yönetimler seçimlerin sonrasında “ders çıkaracağız, aksayan yönlerimizi tespit edip, lüzumlu önlemleri alacağız” dendikten sonra, 3-5 gün içinde masa başında bir rapor hazırlandı, o rapor sümen altında kayboldu gitti. Oysa siyasi gerçekliklerin sümen altı etmeye ödettiği bedeller bazı kereler çok ağır olabilmektedir. Bu sebepledir ki, AK Parti, o tarihlerde alacağını söylediği halde lüzumlu tedbirleri almadığı gibi, muhalefet partileri 2019 yılında geliştirdiği avantajları daha da geliştirerek 2024 yerel seçimlerine girdi. AK Parti, yaygın olarak dillendirilen dezavantajlar yanında, içine düştüğü çok yönlü dezavantajları telafi edici uygulamalara yönelmeksizin seçimlere girdi ve çok ağır bedeller ödedi. 

Seçmenlerin yeterli çoğunluğu, 2019’un hasıraltı edilen sorunlarının biletini Mayıs 2023 seçimlerinde kesmedi. Bunun sebebi, devleti yönetme konusunda muhalefeti yeterli görmemesi, hatta güvenmemesi, bazı temel kritik konularda endişeli olmasıdır. 2019’da ortaya saçılan hataların, büyük ekseriyetinin hasıraltı edilmesinin asıl bedeli, AK Partiye 31 Mart seçimlerinde ödettirildi. Bu ağır bedele sebep olan hataların neler olduğu, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklıkla ortaya konuldu.

2019 seçimlerinde ortaya konulan hataların sümenaltı edilmesine ilave olarak 31 Mart seçimlerinde daha ağır tepki verilmesine sebep olan ilave hataların yapılması neticesinde, seçmenlerin çoğunluğunun AK Parti’ye ağır bedel ödetmesinin gerisinde, bu seçimlerin yerel yönetimlerin belirlenmesine yönelik olmasıdır. Halk, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerinde muhalefete yönelik taşıdığı, “yeterli görmeme, güvenmeme, bazı temel kritik konularda endişeli olma” gibi faktörleri devre dışı bıraktı. Yani yerel yönetimler konusunda bu kaygıları taşımadığını ortaya koydu. Dolayısıyla, seçmenlerin çoğunluğu, 31 Mart seçimlerinde, bedel ödetme konusunda AK Parti’li belediyelere kıymaktan geri durmadı.

Burada, seçmenlerin çoğunluğu, ince ayar siyasetle, 2023 seçimleri ile 31 Mart 2024 seçimleri konusunda farklı tutum sergiledi. Şayet, AK Parti, daha önceki seçimlerde olduğu gibi, yine palyatif önlemlerle bu tepkileri görmezden gelirse, bazı temel sorunları sümen altı etmeyi sürdürürse, ekonomi alanında kısmi iyileştirmeler yapsa bile, 2028 seçimlerinde seçmenlerin çoğunluğu AK Parti’ye kıymamazlık eder mi? tam emin değilim. Özellikle muhalefet partileri, seçmenlerin çoğunluğunda mevcut olan kaygıları, güvensizlikleri giderdiği takdirde, seçmenlerin çoğunluğu, bu sefer 2028 seçimlerinde AK Parti’ye çok daha ağır bedeller ödetebilir. Bu bilinçten uzaklaşmak, AK Parti’nin erime sürecini hızlandırabilir.

Bir hususa daha temas ederek bu konuyu tamamlayalım.

31 Mart seçimlerinde verilen tepkiyi sadece ekonomik şartların ağırlığına indirgemek, ekonomik şartlardaki iyileşme ile AK Parti’nin tekrardan şahlanacağını düşünmek, diğer temel sorunları görmezden gelmek, AK Partili yöneticilerin önündeki en büyük tuzaktır. Bu tuzağa düşmek ya da düşmemek, tamamen AK Parti’li yöneticilerin basiret ve lüzumlu önlemleri sahici manada almasına bağlıdır. Burada sergilenecek ihmallerin bedelleri, AK parti yönünden telafisi güç ya da imkânsız hasarlara sebep olabilir.

AK Parti’nin İçeriden ve Çevreden Gelebilecek Eleştirilere Kapalı Hale Gelmesi

Demokrasilerde iktidar muhalefet ilişkilerinde en temel gereklilik, eleştiri hürriyetinin mevcut olmasıdır. Eleştiriler bazen muhalefet cenahından gelir. Bu tür kapsamına giren eleştiri hürriyetinin, şiddeti ve suç işlemeyi önermedikçe, kişilerin haklarına zarar vermedikçe en geniş haliyle tanınması demokrasinin olmazsa olmaz nitelikte gereğidir.

Muhalefetten gelen eleştiriler, siyasi rekabetin en üst düzeyde olduğu iktidar-muhalefet ilişkilerinin çatışmacı zemininde yapıldığı için, iktidar partileri, bu tür eleştirileri çoğu kereler dikkate almayabilmektedir. Bu tutumda, iktidarın muhalefete olan güvensizliği kadar, kendisine olan özgüveni de etkili olabilmektedir. Bu eğilim, bazı kereler ağır hataların üzerini örtebilmekte, bu da iktidar partisine ağır bedeller ödetebilmektedir.

Bu durumda, partiye yakın çevrelerden gelebilecek değerlendirme ve eleştiriler, hatta acıtıcı sözler, iktidar partisinin hatalardan dönmesi ya da hataya düşmemesi için, gereklilik arz etmektedir. Bu cenahtan gelecek eleştiri ve değerlendirmeler, iktidar partisi için yol gösterici, uyarıcı, önleyici yönde işlevler görebilecektir. Kendisine dost bildiği cenahtan gelebilecek eleştirilerin önünü kesmesi ya da bu cenahın, siyasi şartların zorlaması neticesinde eleştiri ve değerlendirme yapmaktan imtina etmesi, iktidar partisi için önemli bir handikap teşkil edecektir. Çünkü bu durumda, iktidar partisi muhalefet cenahını ciddiye almadığı, kendi cenahından da eleştiriler gelmediği için, hatalı politikaları sürdürmeye devam edecek, bunun bedeli de seçimlerde değişen ölçülerde ağır olabilecektir.

Bu vesileyle, mutlaka, iktidar partileri, kendi selameti, hatalardan uzak durabilmesi, varsa hatalardan dönmesi için, kendi cenahının eleştiri ve değerlendirmeler yapmasının bizzat önünü açmalıdır. Hatta bu yönde çaba sarf edenlerin ödüllendirilmesi icap eder ki, iktidar partisi bu cenahtan gelebilecek katkılardan yeterince istifade edebilsin.

Gelelim bu konu ile alakalı AK parti hakkında değerlendirmemize.

Burada 22 yıl iktidarda bulunan bir partinin kendini esaslı şekilde eleştirebilmesi, muhtelif yönlerden zorluk teşkil etmektedir. Gerek parti içinde, gerekse partiye hariçten destek veren çok yönlü medya çevrelerinde, parti yönetimine yönelik sadakat söz konusu olmaktadır. Bu sadakat politikası, özellikle ikbal peşinde koşanların ikballerini, konuşmamada ve mutlak itaatte görmeleri, haklı ve yapılması gerekli eleştirilerin yapılmaması neticesini husule getirmektedir. Parti organlarının aldığı kararlar, hatalı da olsa doğru kabul edildiği için, hatalı politikalar görülememekte, uygulamada bunların ağır bedelleri ödenmektedir.

AK Parti’de, her şeyden önce esaslı eleştiri kültürünün gelişmesi, parti yönetiminin bunları, “ihanet, darbe, düşmanlık” olarak değerlendirmeyecek noktaya gelmesi gerekir.

Muhalefetin bazı haklı eleştirilerinin de, hasmane ilişkiler içinde AK Parti cenahında görülmemesi, bir başka hataları beraberinde getirmektedir.

AK parti çevrelerinde de, iyi niyetli, bağcıyı dövme değil, üzüm yeme amaçlı, vurarak düşürme değil, “sırtında akrep var onu birlikte etkisizleştirelim” amaçlı değerlendirmelerin yapılabilmesi halinde, esasen muhalefet tarafından yapıldığı için, hasmane ilişkiler kapsamında görülmeyen çoğu hataların görülmesi ve önlenmesi yolu da açılmış olacaktır.

Muhtemelen burada sözünü edeceğimiz izahatlarla alakalı AK Parti yönetiminden tepkiler gelebilir. Yani AK Parti’li yöneticiler, genellikle kendi içinde ve çevresinde layıkı veçhiyle istişare ve tartışmaların yaşandığına inanmaktadırlar. Oysa bunun parti içinden layıkıyla gözlemlenebilmesi pek mümkün ve muhtemel görünmüyor.

Bu durum, genellikle psikolojik ve fiilen yaşanan bir durumdur. Bu da ancak, içeriden değil çevreden, hariçten gözlemlenebilir. Bu gözlemlemenin ihmal edilmesi, AK Parti’yi içeriden ve çevreden eleştirilemez konumuna getirmekte; bu yönde derin algılar oluşmaktadır.

AK Parti bünyesinde ikbal peşinde koşanların, eleştirel konuşmaları halinde derhal saf dışı bırakılacakları korkusu yaşamaları, bu kişilerin eleştirel konuşmalarına mani olmaktadır. Bu korku ortamında, çoğu sorunlu ve yaralı konuları konuşmayan, eleştirmeyen, “hükümet ya da parti yönetimi ne yaparsa mutlaka haklıdır” söylemini şiar edinen gruplar ortaya çıkmaktadır. Bu uygulamalar, düşünce geliştirmek ve eleştirmek bir yana, hiçbir önemli konuda düşünmeyen, her yapılana başını sallayan bir partili profilini ortaya çıkarmaktadır.

Burada eleştiriden kastımız, AK Parti içinden ve çevresinden hükümetin ve AK Parti yönetiminin mutlak olarak “tahrip edilmesi” değil, istişare ve şura manasının tahakkuk etmesidir. Şayet Parti içinde ve çevresinde istişare ve şura manasını tahakkuk ettirecek eleştirel konuşmalar yapılmıyorsa ya da hakikatin ortaya çıkmasına katkı sağlayacak farklı fikirler dillendirilemiyorsa, bundan hem parti olarak AK Parti, hem de yönetim olarak siyasi iktidar ve ülke zarar görecektir.

Mesela, genellikle kamuoyunda şu söylemler sıklıkla duyulur:

“Benim bile tespit ettiği bu vahim hatayı, AK Parti’nin yetkilileri, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’a nasıl iletmezler; O’na bu kadar vahim hataları nasıl yaptırırlar; Erdoğan’a doğruları ulaştıracak bir merci yok mudur; kendi içinde eleştiri ve doğruları söyleme kanalları neden bu kadar kapalıdır”?

Bu belirlemeyle ilgili bir misal vermek istiyorum. 2019 yerel yönetimler seçimlerinde, İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi sağlanarak seçimlerin yenilenmesi, AK Parti açısından en büyük hata olmuştur. AK Parti bu yenilenen seçimle, çok vahim yaralar almıştır. Bu hatayı görememek bir “siyasi körlük”tür. Sayın Erdoğan’a hangi siyasi miyop anlayış bu seçimlerin yenilenmesi hatasına düşürdü? AK Parti yönetiminde, bu seçimlerin yenilenmesinin AK Part’iye büyük maliyet ve bedellerinin olacağını bilebilecek yöneticiler neden mevcut değildi? Bir soru daha, aslında AK Parti içinde bu vahim akıbet ve ağır bedeli görenler vardı da, eleştiriye kapalılık ya da doğruyu söylemekten korkma neticesinde mi gerçekler söylenemedi?

Bunlardan hangi sorunun cevabı doğru olursa olsun, dâhili eleştiri ve serbest konuşma konusunda yaşanan zayıflıklar, bu hataya düşüşü önlememiştir. Bu durum, sadece AK Parti yönetimi için değil, AK Parti ile gönül bağı olan medya ve yazarlar için de söz konusudur.

E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Bu yazı 22036 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
31 MART SEÇİMLERİ: DERSLER, MESAJLAR, TEPKİLER, RUH KAYBI (4)
5/10/2024
31 MART SEÇİMLERİ: DERSLER, MESAJLAR, TEPKİLER, RUH KAYBI (3)
4/30/2024
31 MART SEÇİMLERİ: DERSLER, MESAJLAR, TEPKİLER, RUH KAYBI (2)
4/20/2024
31 MART SEÇİMLERİ: DERSLER, MESAJLAR, TEPKİLER, RUH KAYBI(1)
4/9/2024
“ZİBİDİ”LİK İTHAMINI SAHİBİNE AYNEN İADE EDİYORUM!
3/29/2024
31 MART SEÇİMLERİ DEM’LENEN CHP İÇİN HÜSRANLA SONUÇLANABİLİR
3/21/2024
6 ŞUBAT 2023: UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ (3)
3/7/2024
6 ŞUBAT 2023: UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ (2)
2/20/2024
6 ŞUBAT 2023: UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ (1)
2/6/2024
TERÖR ÖRGÜLERİ İÇİN ÖNEMLİ OLAN İDEOLOJİ DEĞİL KULLANILIR APARAT OLMALARIDIR
1/22/2024
İŞGALE MEŞRU MÜDAFAA, HAKLI DİRENİŞE DE TERÖRİZM DENİYOR
1/10/2024
CUMHURİYET HALK PARTİSİ İSMİNİ KORUMA KANUNU ÇIKARILMALI
12/25/2023
CAN ATALAY VAKASINDA NİHAÎ ÇÖZÜM TBMM’NİN DEVREYE GİRMESİDİR
12/14/2023
GAZZE’DE MÜSTEMLEKE GÜÇLERİN GERÇEK KİMLİĞİ PAZARA SERİLDİ
11/27/2023
EĞİTİMİMİZİN TEMEL SORUNLARI: DİN EĞİTİMİ VE ÖĞRETİMİ (3)
11/13/2023
EĞİTİMİMİZİN TEMEL SORUNLARI: DİN EĞİTİMİ VE ÖĞRETİMİ (2)
10/22/2023
EĞİTİM SİSTEMİMİZLE ALAKALI DEĞERLENDİRMELER: MEB’İN ÜCRETSİZ KİTAP DAĞITMASI (1)
9/22/2023
OTORİTER MİLİTAN LAİKÇİ KİMLİKLE BÜTÜNLEŞTİRİLEN KARMA EĞİTİMİN ÇOĞULCULAŞTIRILMASI
8/8/2023
15 TEMMUZ RUHU GÜCÜNÜ NE ÖLÇÜDE KORUYOR?
7/15/2023
DEPREM BÖLGESİ HATAY’DA BAYRAM VE HÜZÜN BİR ARADA
6/30/2023
CHP İktidar Olabilir mi?
6/20/2023
14 VE 28 MAYIS SEÇİMLERİ: “SAHTE” VE ÇELİŞKİLİ SİYASETİN YENİLGİSİ
6/6/2023
KILIÇDAROĞLU’NUN SEÇİM STRATEJİSİ: “KİMLİKSİZLİK VE OMURGASIZLIK”
5/23/2023
14 MAYIS SEÇİMLERİNDE REHAVETE KAPILAN KAYBEDER
5/9/2023
CHP VE HDP’NİN ÖZERKLİK VAADİ: TÜRKİYE’NİN PARÇALANMASININ ÖN AŞAMASI MI?
4/26/2023
MİLLET İTTİFAKININ PKK GÜDÜMLÜ HDP’YE MAHKÛMİYETİ
4/13/2023
14 MAYIS SEÇİMLERİ: İYİCE PRESLENEN İYİ PARTİ İLE HDP İTTİFAKI
4/1/2023
KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ: BİRİNDEN NUR AKAR, BİRİNDEN KİR (3)
3/15/2023
KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ: BİRİNDEN NUR AKAR, BİRİNDEN KİR (2)
3/4/2023
KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ: BİRİNDEN NUR AKAR, BİRİNDEN KİR (1)
2/21/2023
VAKİT, KİN VE HUSUMET DEĞİL, DUA VE VEFA VAKTİDİR
2/10/2023
BAŞÖRTÜSÜNE ANAYASAL GÜVENCE SAĞLANMASINA GEREK VARMI?
1/27/2023
6’LI MASANIN 6+1 FORMÜLÜ YÖNETİMDE NE KADAR İŞLEVSEL OLABİLİR?
1/12/2023
İMAMOĞLU, MENDERES VE ERDOĞAN’IN MAHKÛMİYETLERİ: HANGİSİ MAĞDUR?
12/25/2022
CHP GAYRI MİLLÎ BİR PARTİ MİDİR?
12/12/2022
SAHİPSİZ KÖPEKLERE BARINAK YAPMAYAN BELEDİYE BAŞKANLARININ GÖREVLERİNE SON VERİLMELİ
11/28/2022
PKK DİYE MÜSTAKİL BİR TERÖR ÖRGÜTÜ YOKTUR: “NOKTA”
11/17/2022
AB ÜYESİ ÜLKELERİN POLİTİKA ÜRETME YETERSİZLİĞİNİN AĞIR BEDELLERİ
11/8/2022
AİLENİN SAPKINLIK VE SALDIRILARA KARŞI KORUNMASI: 30 EKİM YÜRÜYÜŞÜ
10/28/2022
AVRUPA ADALET DİVANI: SEVSİNLER SİZİN ÇOĞULCULUK ANLAYIŞINIZI
10/16/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (6)
10/5/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (5)
9/25/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (4)
9/14/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (3)
9/4/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (2)
8/24/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (1)
8/13/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRİZMLE İMTİHANI (5)
8/2/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRİZMLE İMTİHANI (4)
7/23/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRİZMLE İMTİHANI (3)
7/13/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRLE İMTİHANI (2)
7/3/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRLE İMTİHANI (1)
6/22/2022
AMERİKADA BİR CİNSEL SAPIK DAHA “VAHŞİCE” İDAM EDİLDİ(!?!?)
6/10/2022
II. ABDÜLHAMİD: MUTLAK İSTİBDADÇI, KIZIL SULTAN MI?
6/2/2022
EVLADLARINI BU VATAN UĞRUNA ŞEHİD VERENLER İÇİN EN ACI OLAN…
5/26/2022
DEMOKRATİK YOLLARLA DEMOKRASİYE GEÇİŞ: 14 MAYIS 1950
5/17/2022
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN FESHİ KARARININ İPTALİ: YENİ BİR 367 VAKASI OLUR
5/7/2022
VAAAYYY BEEEE OSMAN KAVALA MELEKMİŞ(!?!?)
4/27/2022
PAÇALARI KANLA KİRLİ BİR ÜLKE “TÜRKİYENİN SİCİLİ BOZUK” DEMİŞ
4/20/2022
MANSUR SAVAŞ’IN CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLABİLME İHTİMALİ VAR MI?
4/12/2022
PAKİSTAN’DA NELER OLUYOR?
4/5/2022
GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM: SİSTEMİN “FİŞ”LE CİHAZA BAĞLANMASI
3/27/2022
AYM’NİN MEVCUT HÜKÜMET SİSTEMİNİ KİTLEYEN KARARI
3/19/2022
UKRAYNA: BÜYÜKLER TEPİŞİR, OLAN KÜÇÜKLERE OLUR!
3/11/2022
GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM AÇIKLAMASI: BOOOOM
3/4/2022
TÜRKİYE’DE MUHALEFET NEDEN İKTİDAR OLAMIYOR?
2/25/2022
HDP AYM TARAFINDAN KAPATILMAZSA NE OLUR?
2/17/2022
İNSAN HAKLARI AVRUPA SINIRLARINDAN İÇERİ GİREMİYOR!!!
2/9/2022
DEMOKRASİ NEREDEN GEÇER; DİYARBAKIRDAN MI YOKSA…?
2/2/2022
İNANANLARIN İNANCINI YARALAYAN SERÇE (!?!?)
1/26/2022
ENES KARA İNTİHAR ETTİ, CEMAAT VE TARİKAT DÜŞMANLIĞI DEPREŞTİ
1/19/2022
TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK (CUMHURBAŞKANLIĞI) SİSTEMİ NEDEN YERLEŞEMEDİ?
1/12/2022
CHP, HALA DİNDARLAR İÇİN KORKUTUCU VE ÜRKÜTÜCÜ
1/5/2022
CHP’NİN “FETÖCÜLERLE DE HELALLEŞMEK” POLİTİKASI
12/29/2021
TÜRKİYE’DE İTTİFAKLAR VE MİLLET İTTİFAKI-HDP İLİŞKİSİ
12/22/2021
QUEBEC’DE BAŞÖRTÜSÜ TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ VE İSLAMA YÖNELİK FARKLI UYGULAMALAR
12/15/2021
OKUL ÖNCESİ ÖĞRETİMDE DİN EĞİTİMİ VE LAİKLİK TARTIŞMALARI
12/8/2021
28 ŞUBAT ZİHNİYETİ “CELLADINA ÂŞIK” BAZI MAĞDURLARINDA DEVAM EDİYOR
12/1/2021
CHP’DEN HDP’YE “PKK İLE İLİŞKİLERİNİ MİNİMİZE ETME” ÖNERİSİ
11/24/2021
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE %50+1 ÇOĞUNLUK DEĞİŞMELİ Mİ?
11/17/2021
İYİ PARTİNİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI?
11/10/2021
ANAYASADAKİ DEĞİŞTİRİLMESİ YASAK HÜKÜMLERİN VESAYETÇİ TEMELİ
11/3/2021
İŞKENCE YAPMAK, DEMOKRATİK(!?) ABD İÇİN MEŞRU, TÜRKİYE İÇİN SUÇ!
10/27/2021
ÇAĞDAŞ UYGARLIK KAVRAMININ ANAYASADA NE İŞİ OLABİLİR Kİ?
10/20/2021
“YÜCE DEVLET”TEN GÜÇLÜ DEVLETE
10/13/2021
1982 ANAYASASININ İLK DÖRT MADDESİ DEĞİŞMELİ MİDİR?
10/7/2021
KASETÇİ DÜKKÂNININ ÜSTÜNDEKİ MAHKEMELERDEN YENİ YARGITAY BİNASINA
9/28/2021
YENİ BİR 367 ÖZLEMİ: RECEP TAYYİP ERDOĞAN 2023’DE ADAY OLAMAZ
9/19/2021
YENİ YARGITAY BİNASINDA DUA EDİLDİ, LAİKLİK ELDEN GİTTİ(!!!)
9/10/2021
YÜZDE ON MİLLİ SEÇİM BARAJI NE OLMALI?
9/1/2021
28 ŞUBATIN KUDRETLİ(!) PAŞALARI LAYIK OLDUKLARI YERE MARŞ MARŞ
8/23/2021
FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI HANGİ PARTİLER ACABA?
8/9/2021
TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI DARBESİ
7/29/2021
ÇANAKKALE’DEN 15 TEMMUZA: KAHRAMAN HALKIMIZIN VATAN SAVUNMASI
7/15/2021
TÜRKİYE’DE YAKIN GELECEKTE ERKEN SEÇİM OLABİLİR Mİ?
7/8/2021
BİZ DE BAŞÖRTÜSÜ HUSUMETİ BİTTİ ZANNEDİYORDUK; MEĞERSE…
6/28/2021
BAŞKANLIK SİSTEMİ ŞAHANE, “TROLLÜK” YAFTALARI GERİ İADE!
6/19/2021
HDP, KAPATILMALI MI; KAPATILABİLİR Mİ?
6/8/2021
KORSAN İSRAİL DEVLETİNİN ZULMÜNE UĞRAYAN MAZLUM FİLİSTİN HALKI
5/23/2021
TÜRKİYE’DE PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI: ÇOK KÖTÜ BİR ŞEY Mİ?
5/10/2021
DÜNYANIN EN BÜYÜK KORSAN DEVLETİN BAŞI: ERMENİ SOYKIRIMI DEDİ
4/30/2021
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: FİKRÎ İKTİDARIMIZI HÂLÂ TESİS EDEMEDİK
4/21/2021
VESAYETÇİLERLE DEMOKRASİ YANLILARI İÇİN TURNUSOL KÂĞIDI: 104 AMİRALİN E-BİLDİRİSİ
4/11/2021
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN FESHEDİLMESİ KARARI İPTAL EDİLEBİLİR Mİ?
4/2/2021
TÜRKİYE’NİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLMESİNE NİÇİN BU KADAR SERT TEPKİ VERİLİYOR?
3/24/2021
TAKLİTCİ DEĞİL TÜRKİYE’NİN GERÇEKLERİNE UYGUN BİR ANAYASANIN YAPILMASI
3/15/2021
1000 YIL SÜRECEK DENİLEN 28 ŞUBAT’IN TAHRİBATLARI VE TAMİRATLAR
3/6/2021
YENİ ANAYASA: BAŞKANLIK SİSTEMİ Mİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM Mİ (2)?
2/25/2021
YENİ ANAYASA: BAŞKANLIK SİSTEMİ Mİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM Mİ (1)?
2/16/2021
CUNTA ANAYASASINDAN DEMOKRATİK SİVİL ANAYASAYA: TAŞLI YOLLAR
2/7/2021
YARATILIŞ MODELİ KONGRESİ EVRİMCİLERİ NİÇİN RAHATSIZ ETTİ?
1/29/2021
VESAYETÇİ ZİHNİYETE GÖRE ÖZDE CUMHURBAŞKANI(!?) NASIL SEÇİLİR?
1/20/2021
BAŞÖRTÜLÜ HÂKİMLER Mİ BAŞI AÇIK HÂKİMLER Mİ TARAFSIZ KARAR VERİR?
1/11/2021
1876 KÂNÛN-I ESÂSÎ’DE ÇEVİRİ HATALARI: TBMM BAŞKANINA ÇAĞRIMDIR
1/2/2021
HARF DEVRİMİNİN TÜRK DİLİNDE MEYDANA GETİRDİĞİ SONUÇLAR
12/23/2020
TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK SİSTEMİNİN FİKİR BABASI: PROF. DR. BURHAN KUZU
12/14/2020
FRANSA’DA ÇOĞULCULUK VE HOŞGÖRÜ YERİNİ FAŞİZME Mİ BIRAKIYOR?
12/5/2020
CHP, HDP, SP VE İYİ PARTİ ANAYASASI İNKÂR EDİLDİ, İYİ PARTİ’DE NELER OLUYOR?
11/26/2020
HANGİ CUMHURİYET YAŞASIN?
11/17/2020
ABD’DEKİ SEÇİMLER Mİ, YOKSA VENEZUELA’DAKİ SEÇİMLER Mİ DAHA AZ HİLELİ?
11/8/2020
İZMİR DEPREMİ VE HÜKÜMETE BİR ÖNERİ
10/31/2020
Tarikatlar Atatürk’ün 1924 Anayasası’nda teminat altında idi
10/24/2020
ENİS BERBEROĞLU MİLLETVEKİLLİĞİNE GERİ DÖNEBİLİR Mİ?
10/14/2020
CHP’NİN SÖZÜNÜ ETTİĞİ “GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM” MÜMKÜN MÜDÜR?
10/4/2020
RECEP TAYYİP ERDOĞAN 2023 SEÇİMLERİNDE CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLABİLİR Mİ?
9/23/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE GÖRE, DEVLET KADINA YÖNELİK 'ALKOL TEMELLİ ŞİDDETLE' MÜCADELE ETMEMELİ Mİ?
9/13/2020
TÜRK TOPLUMUNUN TEMELİ OLAN AİLEDE “ALARM ZİLLERİ” ÇALIYOR?
8/27/2020
15 YAŞ ALTI KIZLARLA İMAM NİKÂHI İLE EVLİLİK SUÇ MU, DEĞİL Mİ?
8/16/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: “BAL”IN İÇİNE ZEHİR KATILARAK SERVİS EDİLMESİ
8/5/2020
ZİNCİRLERİNİ KIRAN AYASOFYA-İ KEBİR CAMİ-İ ŞERİF’İNDE İLK CUMA NAMAZI
7/25/2020
15 TEMMUZ BENZERİ YENİ BİR İHANET KALKIŞMASI YAŞANABİLİR Mİ?
7/15/2020
27 MAYIS ASKERİ DARBESİNİN YASSIADA CİNAYET MAHKEMESİ İLGA EDİLDİ
7/6/2020
FETH-İ MÜBİN’İN SEMBOLÜ AYASOFYA SAN’AT VE İMAJA FEDA EDİLEMEZ
6/20/2020
AYASOFYA’YA DANIŞTAY KARARIYLA CAMİ STATÜSÜ KAZANDIRILMASI
6/9/2020
TÜRKİYE’DE ASKERÎ DARBELERİN ANASI: 27 MAYIS 1960
5/31/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: AİLE VE KADINLAR KORUNUYOR MU TAHRİP Mİ EDİLİYOR?
5/18/2020
ALİ ERBAŞ’IN ŞAHSINDA HUTBELERE LGBTİ+ AYARI MI ÇEKİLMEK İSTENİYOR?
5/5/2020
CORONA SÜRECİNDE YAŞANAN KÜRESEL EKONOMİK SAVAŞLARIN GALİBİ KİM OLACAK?
4/24/2020
CORONA VİRÜSÜ KÜRESEL OPERASYONA MI DÖNÜŞÜYOR?
4/13/2020
CORONA VİRÜSÜNE KARŞI “DUA İLE MÜCADELE” ÇOK MU SAÇMA?
4/1/2020
CORONA VİRÜSÜNE KARŞI HANGİ ÜLKELER BAŞARILI, HANGİLERİ BAŞARISIZ?
3/21/2020
İDLİB’DE NE İŞİMİZ Mİ VAR? ŞEHİTLİK TEPESİ BOŞ MU KALMALI?
3/10/2020
28 ŞUBAT, RAND CORPORATİON: YENİ BİR DARBE Mİ GELİYOR?
2/29/2020
SORUYORUM: FETÖ İHANET ÖRGÜTÜ’NÜN SİYASİ AYAĞI KİMLER OLABİLİR?
2/18/2020
ANAYASA MAHKEMESİ KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ ÇABALARINI SABOTE Mİ ETTİ?
2/9/2020
ELAZIĞ VE MALATYA DEPREMİ SONRASI SKANDAL MAÇ ERTELEME KARARI
1/28/2020
HAKİKATEN TÜRK ASKERİ’NİN LİBYA’DA NE İŞİ Mİ VAR?
1/18/2020
İNSANCIL(!) BATIDA FAŞİST BİRİNE VERİLEN NOBEL ÖDÜLÜ
1/8/2020
KANAL İSTANBUL KAMPLAŞMASI: YENİ GEZİ EYLEMLERİ HAZIRLIĞI MI YAPILIYOR?
12/30/2019
YENİ PARTİLERİN TOPLUMDA KARŞILIĞI VAR MIDIR?
12/24/2019
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
japonya
Acun Ilıcalı
hollanda
moskova
yunanistan
Euro
TV8
uefa
Faruk Bal