Birkaç ayönce Cumhurbaşkanı özel uçağı ile Meksika’ya gittiğinde, ziyaretini erken bitirip ABD’ye de uğradığında yazmıştım; Cumhurbaşkanı’nın ve dolayısı ile Türkiye’nin prestiji yerlerde sürünüyor. Normalde ABD Başkanı’nın araması gerekirdi ama aramadı. Geçen hafta da Almanya’ya gitti, yine arayan-soran olmadı. Halbuki o yazımda da belirtmiştim, devlet adamları bir ülkenin kara, hava veya deniz sularından geçerken dahi nezaketen birbirleri ile görüşürler ve iyi niyet mesajları verirler. Sadece alt düzeyde bir karşılama yapılmış Almanya’da… Sebep malum; Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın 17-24 Aralık ve benzeri rezaletler ile itibarını tamamen yitirmesi. Mecbur kalmayan, ülkesinin açık çıkarlarına zarar geleceğini düşünmeyen batılı hiçbir lider bizimki ile görüşmüyor…
Ne rezil bir duruma düşmüşüz, düşünebiliyor musunuz?
Peki, madem öyle, o halde muhalefet neden bunu kullanmıyor diyeceksiniz…
Kullanamıyor…
Anayasa’ya göre yemin etmiş ama mantık olarak ta tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı, seçim kampanyası yapıyor, açık açık muhalefeti eleştirip siyaset yapıyor da kim ne diyor?
Yetkili, etkili hiçbir kurum, üniversite, aydın, yurtsever veya izan ve iman sahibi bir kimse bir laf edebiliyor mu?
Erdoğan, öyle bir mekanizma kurmuş ki sistem doğru ve mantıki hiçbir şeyi izni olmadan üretemiyor. Devlet emrinde. Yargıdan-istihbarata, yasamadan-basına her şey elinde. Tam bir Ortadoğu cumhuriyeti olduk.
Saddam, Kaddafi, Mübarek veya Esat rejimlerinden bir farkımız var mı?
İslamiyeti, toplumun manevi değerlerini kullanan bir lider o saydığım benzerleri gibi…
Tabi istismar maneviyatla bitmiyor. Maddiyatta istismar ediliyor. Geçim derdi ile uğraşan ve 17 milyonu yoksul olan seçmenin, ülkenin durumunu anlama, umursama ve buna göre oy kullanma ihtimali ise maalesef çok az.
Çıkarı olanlarla, korkanları da ilave ederseniz seçim sonucu az-çok ortada…
Ben yine de umutluyum…
Türkiye bu belayı aşacak, bu badireyi savuşturacaktır.
Bunu Erdoğan’ın paniklemesinden de anlıyorum. Bakın Pazar günü Kayseri’de yine beyaz Türk-zenci Türk, Kefen giydim, şehit olurum falan edebiyatı ile yine en seviyesiz eleştirileri yapmış muhalefet için. Hatırlatırım, Cumhurbaşkanı olarak yapıyor bunları, halktan utanmadan, Allah’tan korkmadan… Tam bir panik konuşması, sesine de yansımış…
Ancak endişeliyim. Endişem seçimlere kadar farklı seçim sonrası farklı noktalarda…
Zor günler bekliyor Türkiye’yi…
İnşallah bu badireyi bu kadim Milletin sağduyusu ile aşacağız.