Malum, ülke sorunları anormal boyutta. Ancak iktidar çözüm arama yerine tümüyle içine kapandı. Ne dış politikayı düzeltmeyi beceriyor ne de artık düzeltmeye uğraşıyor. Tam bir saçmalama veya panik halinde. Aynı durum ekonomi için de geçerli. Hükümet tasarrufları mı artırmaya çalışıyor yoksa tüketimi artırarak büyüme mi hedefliyor belli değil.
İktidar, (Erdoğan) için varsa-yoksa seçimler. Tüm dikkati, motivasyonu, hedefi seçimler… Seçimler normal olarak 2019’da ama iktidara avantaj sağlanabileceği belli olursa daha önce de yapılabilir.

Peki seçimler için nasıl avantaj sağlanabilir?

İktidar kadroları dahil kimse bir dış politika veya ekonomi başarısı beklemiyor. Avantaj sağlayabilmek için tek şans iç politikada milliyetçilik ve din kartı… Milliyetçilik, ‘Türk Milleti’ denmeden zaten olabildiğince yükseltiliyor. Milliyetçilik konusunda siyasal İslamcı bir zihniyetin olabileceğinin azamisine ulaşıldı. Oynanabilecek kalan tek kart yine dincilik kaldı… Tabi yine milliyetçilikle birlikte… Dincilik konusunda iktidarın en son gündeme getirdiği konu ise belli; Müftülerin, yani hocaların nikah kıyması. Toplumun yine dindarlar/Müslümanlar ve laikler/dinsizler olarak 2 kampa ayrılması, doğal olarak bu ayrışmadan kazananın iktidar olması...

Siyasal İslamcılık kartının oyunlarından biri kısaca bu. Peki, tutar mı?

Daha yasa tasarısı görüşülmeye başlanmadan önce tartışma alevlendiğine ve yasa henüz Meclis’ten geçmiş iken kamplaşmalar sıkılaştığına göre tutar…

İşin gerçeği, konunun bir toplumsal ayrışma yaratma ve oradan bir siyasi rant devşirme durumu mantıklı bakarsanız pek yok. Çünkü, gerçekte İslami nikah ile mevcutta uygulanmakta olan nikah arasında öz olarak pek bir fark yok. İslamda nikah esas olarak bir akittir ve tarafların açık rızalarının alınarak evliliğin alenileştirilmesidir. Mevcut Medeni Kanun’a göre de böyledir. Her ikisinde de amaç, toplumun ahlaki bir düzene sahip olmasıdır.

‘Papaz kilisede, haham havrada nikah kıyıyor, hoca neden kıymasın’ deniyor. Dikkat ederseniz hoca camide neden nikah kıymasın denmiyor. İslam’da nikah camide kıyılmıyor ama zaten İslam, nikahı imam/hoca kıysın da demiyor…

Diğer dinleri bilmem…

İslamiyet te evlilik ve nikah akdi kutsal bir konu ama ilahi kutsal değil, dünyevi kutsal. Yani Kuran tarafından sadece nikah kıyılması emredilmiş ve çerçevesi belirlenmiş. Evliliğin, nikahın herkes tarafından bilinmesi istenmiş. Tarafların açık rızası alınsın yani kendi ağızlarından kabulleri bilinsin istenmiş. Bir de işin maddi yönü ihmal edilmesin istenmiş. Medeni nikah tüm bu şartları taşıyor. Diğer muta nikahı, kadının vekalet vererek nikahını kıydırması gibi konular Arap/Fars uygulamaları. İslami değil. Kısaca, esasen halen uygulanmakta olan Medeni Kanun’a göre nikah ile İslami nikah arasında şekil şartları açısından fark yok.

Peki farklılık nereden doğuyor?

Tartışma nereden çıkıyor?

Farklılık, siyasetten doğuyor…

Tartışma, siyasi menfaatten çıkıyor…

Temel’in aşık olup şiir yazdığını bilir misiniz?

“Sabahları yemek yiyemeyrum
Çünki, seni düşüneyrum.
Öğlenleri yemek yiyemeyrum
Çünki, seni düşüneyrum.
Akşamlari yemek yiyemeyrum
Çünki seni düşüneyrum.
Geceleri uyuyamayrum
Çünki, acimdan öleyrum.”
Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan’da siyaset yedire yedire milleti açlıktan öldürecek…