Memleket Partisi lideri Muharrem İnce'nin siyaset yapma pratiğini sevmem. Kendisi ile mahkememiz devam ediyor ama tüm bunlar haklı olduğu zaman kendisine hak vermeme engel değil.

İnce, önümüzdeki yerel seçimler için CHP ile bir anlaşma zemini aradı.

CHP, anlaşacakmış gibi yaptı ve masadan kalktı.

İnce'nin talebi İzmir'de metropol bir ilçe ve Türkiye genelinde 20- 25 meclis üyesi kontenjanının partisine ayrılmasıydı.

CHP bu teklifi kabul etmedi.

Oysa son derece makul bir talepti.

İki önceki seçimde partisinin Cumhurbaşkanı adayı olmuş bir siyasi lidere vefa olarak bile yapılabilirdi.

Muharrem Beyin "Zafer Partisine MİT Başkanlığı ve 3 Bakanlık verdiniz de bize bir ilçeyi mi vermiyorsunuz?" mealindeki sözlerine ben dahil hiç bir siyaset bilimci anlamlı bir yanıt veremez.

CHP, İnce'yi talepkar bir siyasetçi pozisyonuna sokarak, karizmasını çizmek istedi. Niyeti asla İnce ile uyuşmak değildi.

İnce, ufak tefek çizikler alsa da belagati ile yine de az hasarlı bir şekilde durumu kurtardı.

Memleket Partisi’nin bir sosyolojik tabanı yok. Sadece Muharrem İnce ile gündemde kalan az bir oyu olduğunu öngörebiliriz.

İnce, CHP'nin kendisine yaptığı haksızlıkları anlattıkça, oyları ilginç bir şekilde kımıldıyor.

Siyasi realiteden uzak olsa da, İnce seçmeni ile duygusal bir bağ kurmayı beceriyor.

Bakalım bu sefer ne yapacak?

HER YERDE ÜLKÜCÜLER VAR

İtalyan Salvatore Adamo'nun "her yerde kar var" şarkısı gibi bu seçimlerde de neredeyse her partide ülkücü adaylar var.

Tek tek saymayayım ama CHP'nin sadece Ankara Büyükşehir adayı Mansur Yavaş değil, Ankara'daki ilçe belediye başkan adaylarının bir bölümü de ülkücü.

İyi Parti zaten öyle.

Zafer Partisi öyle.

YRP...

Keza iktidar partisi...

MHP zaten ülkücülerin doğum yeri.

Siyasi haritayı ülkücülerin belirlediği ortada. Daha geniş tanımlamayla söylersek, siyaset bir yönüyle Türk ve Kürt milliyetçilerinin dairesinde dönüyor.

Sanırım bir yüzyıl daha böyle devam eder!

KRİTER NE?

CHP'nin aday belirleme kriterleri kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor.

CHP yetkilileri, neye, kime ve hangi ölçüye göre adayların belirlendiği noktasında sağlıklı bir açıklama yapmadığı için bazı adaylara şaibeli başlığı açan partililer var.

Battal İlgezdi ve benzerlerini kastetmiyorum.

İlgezdi tarzı siyaset, belediye başkanı olmayı doğuştan müktesep hakkı sayan anlayıştır. Bu konuda CHP yönetimini tebrik ediyorum ama birçok adayı belirlemede Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel çekişmesinin yanında bazı özel anlaşmaların olabileceği kuşkusu da az değil.

Zaman bu konuyu aydınlatacaktır.

CHP'deki başka bir ağır çelişkisi de, işine geldiği zaman "direksiyonu fazla sağa kırdık!" işine gelmediği zaman "sağcı-ülkücü-muhafazakâr hepsi CHP'de"  denmesi tam bir komedi.

En son Özgür Özel, Eskişehir aday toplantısında, mealen "sağcı- muhafazakâr herkesten oy bekliyoruz" dedi. Bu sözü ne kadar makulse, şimdiye kadar tersine söylenilenler de o kadar anlamsız.

CHP bu konuda son kararını verse de biz de öğrensek!

196 ÜLKEDE BİRDEN GELİYOR!

Kısmetse 23 Şubat'ta güftesini benim yazdığım, TRT sanatçısı Mine Geçili'nin seslendirdiği, Hüseyin Bitmez'in bestelediği, aranjörlüğünü Aydın Sarman'ın yaptığı HAYAT ya da HAYAT BİTTİĞİ YERDE BAŞLAR isimli parça 196 ülkede birden piyasaya çıkıyor.

Modası hiç geçmeyecek klasik nefis bir eser olduğunu söyleyebilirim.

Şarkı sizi önce bir kara delik gibi içine çekiyor, sonra moleküllerinize ayırıyor ve nihayet şarkıda kayboluyorsunuz.

Bu arada İstanbul ve Çoban Püskülü parçalarım da geliyor. Ve elbette yine sözlerini benim yazdığım Götür Beni Buralardan parçamı da Burhan Bayar besteliyor.

Bu kadar usta ve duayen isimlerle çalışmak herkese nasip olmaz.

Emeği geçenlerin emeğine sağlık.

GÜLDÜM

Bayburt'ta kafayı çektikten sonra mezarlığa giden bir kişi, 112'yi arayarak "burada çok sayıda ölü var" diye yardım talebinde bulunmuş!

112 servisi yardım göndermeyince de "insanlık ölmüş" diye 112 çalışanlarını azarlamış. Çok güldüm.

VELHASIL: Hayatta yapılacak o kadar çok hata var ki, aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin anlamı yok. (Sartre)

TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!