Türkiye’de 24 Ocak 2020 günü saat 20:55’de Elazığ’ın Sivrice ilçesinde 6.8 şiddetinde deprem meydana geldi. Bugüne kadar takriben 950 kez artçı deprem meydana geldi. Bu depremde, Elazığ ve Malatya il sınırları içinde çok sayıda yapı yıkıldı ya da değişen ölçüde hasar gördü, 41 vatandaşımız hayatını kaybetti ve 1600’den fazla kişi yaralandı. Rabbim, depremde vefat edenlere rahmet eylesin, mekânları cennet olsun, yakınlarına sabr-ı cemil ihsan eylesin, yaralılara da acil şifalar versin.

Elazığ-Malatya depremi, şimdiye kadar yaşanan depremlerden çok farklı. Samsun’dan Lübnan’a kadar çok geniş bir alanda hissedilen bu depremin etkileme alanı kadar geniş sahaya sahip bir başka depremi bilmiyorum. Cenab-ı Hak ülkemizi daha beterinden muhafaza etsin.

Elazığ-Malatya depreminde olduğu gibi, büyük yıkımlara ve ölümlere sebep olan deprem dönemlerinde, Türk halkı bütün hissiyatı ile deprem ve sonuçlarına odaklanırlar. Televizyonlar, gün boyu deprem görüntülerini yayımlar. İnsanlarımız, dokunulsa ağlama derecesine gelirler, depremzedelerin acıları ile bütünleşirler. Orada vefat edenleri sanki kendi annesi, babası, evladı, ablası, halası vs. gibi bilir. Hele ki, sıfırın altında 10-15-20 derece aralığında olan soğuk havada evlerine giremeyen bu insanlar, tüm Türk halkının yüreklerini dağlar. Bu ortamlarda, toplumsal ve bireysel dayanışma en üst düzeye çıkar. Toplumsal birliktelik ve dayanışmayı zedeleyici en ufak aykırılıklara toplumumuz ve bireyler tahammül edemezler. Bu hassasiyet, devletin reflekslerine de yansır.

Bu hassasiyeti zedeleyici davranışlardan kaçınılması gerektiği halde bazı haddini bilmezlerin maalesef sosyal medya vasıtasıyla ahlakî ve insani değerleri tahrip edici bazı paylaşımlar yaptıkları görüldü. Tepeden tırnağa toplumun hissiyatını sabote edici yönde paylaşımlarda bulunan bu tür güruhla alakalı bakanlık ve savcılıkların lüzumlu soruşturmayı başlattığı öğrenildi. Her ne kadar soruşturma başlatılmış olsa da, bu zeminde bu tür sabote edici paylaşımlarda bulunanların bu davranışlarını salim bir akıl ve hissiyatla anlayabilmek mümkün değildir. Bunlar, maalesef toplumu tahrik eden art niyetli kişilerdir.

Diğer yandan, TFF, 27 Ocak 2020 günü yapılacak Yeni Malatyaspor-TS maçının ertelenmesi yönünde karar verdi. Buraya kadar bir sorun görülmüyor. Hatta kanaatimce, Cuma günü depremden önce oynanan maç hariç bu hafta oynanacak bütün maçların tehir edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Çoğu şehirlerde yapılması planlanan onlarca eğlence vb. programlar iptal olundu. İnsanların üzüntülerinin üst düzeyde olduğu bu dönemde, coşku ve duygu yönünün baskın olduğu maçların iptalinin daha isabetli olacağı kanaatindeyim. Fakat bu olmadı. Sadece 27 Ocak Pazar günü yapılacak Yeni Malatyaspor-TS maçı tehir edildi.

Bu tehir üzerine, daha tehir kararı açıklanmadan önce, bu maçı oynayacak taraflardan biri olan TS’lu yöneticiler, bu erteleme talebinin kendilerinden gelmediğini, Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) bu yönde vereceği her türlü kararı kabulleneceklerini açıkladı. Fakat erteleme kararının açıklanmasını takiben, hem Yeni Malatyaspor hem de FB kulübü başkanlarından erteleme kararı hakkında ağır eleştiriler içeren değerlendirmeler geldi.

Yeni Malatyaspor Başkanı, TFF yöneticilerinin kendisini aradığını, bu aramada, TS yöneticilerinden maçın ertelenmesi yönünde talebin geldiğinin belirtildiğini, bu sebeple de erteleme kararı konusunda Yeni Malatyaspor yönetiminin görüşünün sorulduğunu, bu diyalog neticesinde de erteleme kararı verildiğini açıkladı. Yeni Malatyaspor başkanı, maçla alakalı şu açıklamayı yapmıştır: “Bu noktada Malatya’mızın takımı olarak ligde mücadele eden BtcTurk Yeni Malatyaspor’un resmî mecralarından yaptığı ‘Elazığ ve Malatya’yı etkileyen depremin yaraları sarılırken, bölgemizin yaşadığı travmadan bir an önce kurtulması ve hayatın olağan akışıyla devam etmesi adına ‘Trabzonspor müsabakamızın aynı gün ve saatte oynanmasını camiamızın da yüksek anlayışıyla uygun olacağını’ düşünüyoruz”.

Bu ortamda erteleme kararına ilişkin en ağır eleştiri FB Başkanından geldi. Bu eleştirilerde en ağır itham TS ve TFF yönetimine yapıldı ve bu kararla ŞAMPİYONLUK YARIŞINDA BİR TAKIMA (TS) AÇIKÇA AVANTAJ SAĞLAYARAK, bu takımın FB aleyhine olacak şekilde kayırıldığı ifade edildi. Bu açıklamada, TFF tarafından verilen erteleme kararının, tamamen TS’un erteleme talebi üzerine verildiği belirtilmektedir.

TS’un erteleme kararından önce kamuoyuna yaptığı duyuruya rağmen, gerek Yeni Malatyaspor gerekse FB başkanlarının, TS’u ağır şekilde itham eden açıklamalar yapmaları ve bu açıklamalara rağmen, TFF’nun bu çatışma konusuna ilişkin bir sonrasına kadar hiçbir açıklama yapmaması TFF açısından son derece kötü bir yönetim örneği olmuştur. Ayrıca, Yeni Malatyaspor ve FB başkanlarının hiçbir araştırma ve özen göstermeksizin açıklamalar yapmalarının, depremin meydana getirdiği azami hassasiyet ortamında kabul edilir yönü de bulunmamaktadır.

Her ne kadar, TFF, konuya ilişkin 27.01.2020 günü bir açıklama yaptı ise de, gerek TS yönetiminin, gerekse Yeni Malatyaspor ve FB başkanlarının ihtilaflı açıklamalarına ilişkin hiçbir beyana yer verilmemiştir. Bu açıklamada, üç kulüp arasındaki gerilimi giderici yönde hiçbir izahat yoktur. Bu ayrıca üzerinde durulması gerekli bir diğer kötü yönetim örneğidir.

Meselenin bir başka yönü de, önümüzdeki hafta TS-FB maçının oynanacak olmasıdır. Malum geçmiş yıllarda oynanan TS-FB maçlarının birçoğu gerilimli olmuştur. Bazı kereler bu gerilim ortamında istenmeyen bazı olaylar yaşandı. Bütün bu olumsuzlukların çoğunun gerisinde, bilinçli ya da özensiz olarak yapılan gerilimleri yükseltecek açıklamaların yapılmış olmasının yer aldığı görülmüştür.

TS’un, hem erteleme kararının verilmeden önce, hem de Yeni Malatyaspor ve FB başkanlarının açıklamalarından sonra yapmış olduğu çok net açıklamalara rağmen, FB başkanının, yeterli araştırma yapmaksızın ortamı gerici yönde yaptığı açıklamalara ilişkin tashihat yapmamasının, TS-FB maçında gerilimin tırmanmasına katkı sağlayacağı açıktır. Bunu bilerek yapmanın iyi niyetle bağdaşırlığı yoktur. Hele ki bu açıklamalarla, “ortamı öylesine gerelim ki, TS taraftarları gerilsinler, taşsınlar, taşkınlık yapıp sahaya bir şeyler atsınlar, sahaya girsinler” şeklinde olayların tetiklenmesi amaçlanıyorsa, futbol olarak bundan daha kötü ve ard niyetli tutum olamaz. Umarım bu yönde bir ard niyet söz konusu değildir. Her ne kadar TFF, ihtilaf konusuna ilişkin bir açıklama yapmamış ise de, FB yönetiminden, TFF’nunu tekrardan açıklama yapmaya davet ederek, ortamı yumuşatıcı açıklamalar yapmasının dostane maç ortamı için zaruri olduğu açıktır. Çünkü, TS yöneticilerinin çok net beyanları karşısında mevzuyu netleştirecek tek kurum TFF’dur. Bütün bunlar yapılmasızın gerilimi sürdürmek, tekrardan futbola, insanlara zarar verecektir.

FB Başkanı bu yönde açıklama yapmasa da, TS taraftarlarına en samimi çağrım, soğukkanlı olmaları yönündedir. Ne söylenirse söylensin tahrike gelmesinler. Basit oyunlar sizleri TS’un zararına olacak davranışlara sevk etmesin. İnadına, centilmence hareket ederek bu maçı kazanmanız, bu yöndeki açıklamalara en büyük cevabınız olsun. Maçı kazanıp kazanmamak çok da önemli değildir. Önemli olan dostluğun kazanması, kimsenin zarar görmemesidir. Bir kişinin burnunun kanamaması, bin kere maç kaybetmekten önemlidir. Ayrıca, depremin bu ağır zemininde yapılan sorumsuzca açıklamalara vereceğiniz soğukkanlı cevabınız, Türk toplumunun bağrında yer almanızı da sağlayacaktır.

Kısaca ifade etmek gerekirse. Ah keşke TFF, karşılıklı ithamlara mahal veremeyecek şekilde, sadece bu maçı değil, bütün maçları iptal etse idi. İşte o zaman, bu kötü olaylar yaşanmazdı. Ama maalesef, gerek TFF’nun özensizliği, gerekse Yeni Malatyaspor ve FB başkanları tarafından yapılan açıklamalar ortamında, hem depremin ağır zemini ile uyumlu olmayan, hem de kötü olayların yaşanabilmesini tetikleyebilecek mahiyeti haiz olan skandal bir erteleme kararı verildi. Keşke, TFF, hem Yeni Malatyaspor ve FB başkanlarının ortamı geren açıklamalarında yer verdikleri ithamlara ilişkin açıklamalar yapsa idi. Bu şekilde gecikmeli de olsa bu skandal karar kısmen normalleşmiş olurdu. Ayrıca, Yeni Malatyaspor ve FB yöneticileri de yumuşatıcı açıklamaları yapma noktasından izahat ihtiyacı duyabilirlerdi.