Dün TEKNOFEST Samsun’da ortaya çıkan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bir sözde KHK mağduru vatandaş tarafından sorulan bir KHK sorusu üzerine seçilirsem KHK'ların “TAMAMINI” görevlerine iade edeceğim sözünü yine tekrarladı. Elbette bu çok normalmiş gibi düşünenler için, en azından onlara şunu sormak lazım. (1) Jetlerle TBMM'yi bombalayanlar, halkın üzerine bomba atanlar, tankla masum vatandaşları ezmek suretiyle şehit edenler, ülkenin Cumhurbaşkanına silah sıkanlar ve bu suçlardan ceza alanları nasıl serbest bırakacak (SIN)? (2) Ve görevlerine nasıl iade edecek (SİN)? Ayrıca devletin kılcal damarlarından söküp attığı ve hala atmaya çalıştığı bu ihanet şebekesi FETÖ'cü teröristleri tekrar devletin kılcal damarlarına olmaz ya hani, es kaza seçilirsen bir Cumhurbaşkanı olarak, (3) nasıl enjekte edecek ve yapılanmasına izin verecek (SİN)? Aklımda deli sorular. Maalesef bugün Atatürk’ün partisi CHP ve onun (SÖZDE) varisi genel başkanı olan bir zatın, adına ister hırs ister paçayı örgüte kaptırmış deyin, lakin bugün geldiği nokta bu. Ülke düşmanı her kim varsa ister şahıs ister devlet ister mafya ister terör örgütleri olsun, hepsiyle aynı anda iş tutmayı kendine görev edinmiş. Neden? Sırf Tayyip Erdoğan yeniden seçilmesin. Başkan olmasın. Cumhur söz sahibi olmasın. Onun için varsa yoksa Erdoğan gitmeli. O gidince tüm iş tuttuğu küresel çete ve lobilerin ondan beklentisi olan savunma sanayinin yükselişinin durdurulması, milli projelerin sekteye uğratılması, tekrar küresel baronlara bağımlı hasta bir Türkiye’ye dönmenin önünde bir engel olmayacağı hatta bu geçişin kolaylaşacağıdır. Sonuçta Kılıçdaroğlu'nun verdiği söz KHK'lara değil, onların tasmalarını ellerinde tutan, kendisini 12 seçim kaybetmesine rağmen CHP genel başkanlığı koltuğunda oturtan küresel çete olan sahiplerinedir. Yoksa içeri atılan piyonlarına değildir. Hani her kim merak edip soruyorsa, FETÖ'nün siyasi ayağı kim diye, işte bu ayak KHK'ların “TAMAMINI” serbest bırakıp görevlerine iade edeceğiz diyen CHP ve onun tescilli genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Zaten bununda bulunduğu her ortamda rahatlıkla dile getirip söylemektedir.
SANATÇI ADI ALTINDA İSLAM DÜŞMANLIĞI YAPANLAR
Son günlerde sistematik bir şekilde sözde sanatçı denilen (Gülşen/Musa Eroğlu/Kaan Tangöze) gibi bazı tipler halkın kin ve tahrik için milletin manevi değerleri ve kutsallarına saldırmayı öncelik haline getirmeye başladı. Sahnede çırılçıplak olmanın, LGBT başta olmak üzere her türlü sapkınlıklar uğruna milletin kutsallarına saldırmanın, sanatçı kriteri sayıldığı bir zamandayız maalesef. Bu düştükleri iğrenç hallerine ileride belki çok hayıflanacaklar lakin iş işten geçecek. Zira bunun çok örneklerini gördük. Hastalık çökmeye ve hastalığın verdiği çaresizlik ve manevi ölüm korkusu üzerlerine sinmeye başladığı vakit, işte o gün yanlarında onlara bugün destek veren tipler olmayacak ve onları iyileştirmeyecek. İşte o günlerinde öğrenecekleri tek şey, dinine, savaş açtıkları her şeye Kadir olan mutlak Hâkim Allah'ın kudreti ve gerçeğidir.