Hani benim yazılarıma sürekli eleştiri yazan yorumcularım var ya, izninizle bu yazımda onlarla hasbıhal etmek istiyorum. Bazı şeyleri çok merak ediyorum. Özellikle ne yiyip-içiyorlar da bu kadar sorumsuz, kaygısız, duyarsız, insafsız ve rahatlar bilmek istiyorum…
Değerli yorumcular diyorsunuz ki “CHP çok kötü, beceriksiz, geçmişi tenekeli, asla iktidar olamaz, siz de bir CHP’li olarak kötüsünüz” Tamam, diyelim ki ben de, partim de çok kötüyüz, iktidar şansımız hiç yok. Zaten siz de bunu istiyorsunuz… Size göre bizim ülkeye katkımız olmadı ve olmayacak. O zaman ülkeyi 12 yıldır yöneten ve size göre en az bir 12 yıl daha yönetecek olan parti ve yöneticilerini konuşmak daha doğru ve mantıklı, değil mi?
Öyleyse lütfen cevap verin;
-Recep Tayyip Erdoğan’ın hem Türkiye’de hem de dünyada ayyuka çıkan, 4 bakanın istifasına yol açan yolsuzluk iddia ve davasını her dürüst başbakan gibi “İncelensin en ufak bir yolsuzluğum varsa istifaya hazırım” demek yerine her türlü hukuksuzlukla kapattırmasını nasıl içinize sığdırıyorsunuz, vicdanınız rahat mı, yoksa sizde onu peygamber seviyesinde görmeseniz de kutsiyet addedenlerden misiniz?
-Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı yemin törenine gelişmiş batı ülkelerinden üst düzey hiç kimsenin katılmamasını ve zorunlu olmadıkça halen kendisi ile kimsenin görüşmemesini nasıl açıklıyorsunuz?
Eğer, yolsuzluklar konusunda en azından “Ben de rahatsızım” diyebiliyorsanız devam edelim, yoksa boş verin…
Evet devam ediyorsanız cevaplayın;
-Size göre yönünü batıdan doğuya özellikle Ortadoğu’ya çeviren Türkiye, Osmanlı’dan kalan mirasa konabilecek mi, yoksa buna küresel güçler izin vermez ve zaten bizim de bunun için bir oyun planımız yok mu?
-Bir Müslüman olarak, Türkiye’de İslamın düne göre daha samimi, daha içten ve geleceği olan bir şekilde yaşandığını düşünüyor musunuz, yoksa sizce İslam artık siyasetin ve para kazanmanın bir aracı haline mi getirildi?
Bunlara da mantıklı cevaplar verebiliyorsanız en azından “Hakkın yok değil” diyebiliyorsanız devam edelim.
-Dünle kıyaslayınca geleceğimizden özellikle çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğinden endişeniz yok mu, toplumun kutuplaşma politikalarıyla ruhen bölündüğünü görmüyor musunuz?
-Ekonominin kötüye gittiğini, devlet dışında ülke olarak bu anormal borçlanmamıza rağmen üretmeyi unuttuğumuzu, özellikle genç işsizliğinin aşırı boyutlara ulaştığını ve toplumsal travmalar yarattığını, fuhşun, ahlaksızlığın, düzensizliğin, yolsuzluğun arttığını, birçok güzel geleneğimizin yok olduğunu görmüyor musunuz?
-Dış politikamızın doğru olduğunu, Irak’ta, Suriye’de tüm Ortadoğu’da doğru işler yaptığımızı, 5 ülkede büyükelçimiz olmamasının bir tesadüf olduğunu, AB ile işlerin her geçen gün iyiye gittiğini mi sanıyorsunuz?
-Adı en son “Çözüm süreci” olan konu karşısında devlet kurumlarının, toplumsal tarafların ve siyasi iktidarın çaresizliğini görmüyor musunuz, Öcalan’ın barış dahil her şeyin önüne geçmesi içinizi sızlatmıyor mu, bu konunun bu kadar samimiyetsiz ve gizli-kapaklı götürülmesi sizi huzursuz etmiyor mu?
-Ülkede demokrasinin gittikçe kötüye gitmesi, özgürlüklerin daraltılması, sansür ve zulmün gittikçe artması, basın, yargı, iş dünyası ve STK’lar üzerinde ki yoğun anti demokratik baskılar, tek adam yönetimi oluşması sizi rahatsız etmiyor mu?
Peki, tüm bunlardan sonra basit bir soru sorayım;
-Recep Tayyip Erdoğan’ın 500 milyona yakın maliyetli uçak ve 1,2 milyar liralık maliyetli “Aksaray” yaptırması, Cumhurbaşkanlığı ödeneğini 2 misline çıkarması da sizi hiç rahatsız etmedi mi?
İktidardan okkalı bir nemalanmanız yok ise vicdanı olan birisi olarak bu sorular ve sorunlar karşısında kayıtsız kalmanız mümkün değil. Bu konular artık şu parti bu parti yönetir-yönetemez meselesi olmaktan çıkmış, hepimizin ahlakını, gelecek ve eğer samimi olarak inanıyor isek öbür dünyasını ilgilendiren konular olmuştur.
Konu Türkiye’nin Erdoğan ile imtihanıdır…
Samimi yorumlarınızı buraya yazıp tehlikeye girmenize gerek yok sadece kendinize ifade edin yeter…