Anadolu’da eski bir söz var; “Akçe akıl, tuman yürüyüş öğretir” Yani, parası olanı akıllı, güzel giysisi, fiyakalı pantolonu olanı şık ve güzel yürüyen olarak görürüz. Sanırım gücü olanı da hep çok akıllı, ne yaparsa doğru yapan olarak görüyoruz…

Erdoğan son zamanlarda peş peşe müthiş potlar kırdı, saçmalama hakkını sonuna dek kullandı ama hiç birimiz ‘saçmaladı’ diyemedik. Galiba onun saçmalayacağını kabul edilmiyor, her ne yaparsa bir keramet vardır diye düşünülüyor. Halbuki söyledikleri ortalama bir siyasetçinin söylemeyeceği saçmalıklardı. Aklıma gelen ve son 10-15 günde söylediklerinin birkaçını yazıyorum. İlave saçmalıkları siz de hatırlatabilirsiniz.

İlki, “İslam’ın güncellenmesi” saçmalığı idi ki başka bir siyasetçi söylese biterdi. ‘İslam değil Müslümanların güncellenmesi gerek, bu münafık nasıl İslam’a dil uzatır’ diye, inanın başka bir siyasetçi olsa bitirirlerdi. Gerçi, Erdoğan da geri adım attı ama çok fazla üzerine gidilmedi. Ancak, hiçbir siyasetçinin bu şekilde ifade etmemesi gereken hassas bir konuydu. Erdoğan ucuz kurtuldu…

Eğer, “Güncelleme” konusu bir pot kırma değil, Erdoğan zihniyetinin aslında gerçekle karşılaşması ve siyaset Müslümanlarının bitişidir diyorsanız buna da katılırım. Siz de kabul edin ki yine de bu şekilde ifade edilmesi en hafif deyimle pot kırmaktır.
İkinci saçmalığı İstiklal Marşı’nın bestesi konusunda söylediği sözler oldu. Bu konu da tabu bir konu ve sadece prozodi hataları ile dile gelmesi gereken bir beste, gereksiz yere gündeme getirildi ve karşılık bulmadı. Erdoğan’ın ifade ettiği şekli ile inanın bir çok siyasi lidere çok şey kaybettirirdi. Erdoğan’ın bazı yalaka kesimlerden aldığı, milli marşımızı Arap bestesi ile söyleme desteği ise saçmalığı acilen örtmeye vesile oldu. Çünkü, saçmalığa tüy dikilmişti…

Üçüncü saçmalık ise AKP Samsun İl Kongresi’nde söylediği “Artık metal yorgunluğu yok, Afrin'le beraber şimdi diriliş hareketi yeniden başladı” sözüydü. Metal yorgunluğu AKP teşkilatlarıyla ilgili olarak Erdoğan tarafından konan bir teşhisti. Afrin’le beraber diriliş başladı demek ise bu diriliş Millete ait değil AKP Teşkilatlarına ait demektir.

Yani Afrin Harekatı AKP dirilsin, seçimi alsın diye mi yapıldı? Sanki, 50’ye yakın şehit vermemizin ve dünyanın masrafını yapmamızın sebebi AKP seçimi alsın,  dirilsin diye olmuş. Sözlerinden bu anlam çıkıyor. Tam bir saçmalık… Bakalım bu skandal cümlesi de mi duyulmayacak?

Akçe akıl, tuman yürüyüş öğretir, güç de eleştirilmez kılarmış…
Bazıları hemen “Onlar saçmalık değil, gündem değiştirmek için söylenmiş ustaca sözler” diyebilir. Bana göre hiç te öyle değil. Bu ve buna benzer sözler Erdoğan’a karşı güven kaybı oluşturuyor. Karizması çiziliyor. İnanın özellikle yakın çevresi Erdoğan’ın her şeyi ben bilirim hastalığına yakalanmış olmasından çok mustarip…
Yurt dışında ise zaten bir zamanların Kaddafi’si gibi algılanıyor…

Bir gerçek var; Baştan kabadayı ama devlet adamı olmayan üslubu tutmuştu ama Erdoğan, epey bir süredir düşüşte. Özellikle gençlerin beklentilerini karşılayamıyor. Milli meseleleri parti toplantılarında açıklaması ise tepki oluşturuyor…
Konumuza döneyim. Bazıları ise “O saçmalıyor ama siz hiçbir şey yapamıyor, bunları halka anlatamıyorsunuz” diyor. Özellikle ‘Afrin seçim için yapıldı siz anlamadınız, tam destek verdiniz’ diyerek CHP yönetimini suçlayanlar çok. CHP yönetimi adına konuşamam ama bana göre Afrin bir zorunluluktu. Rusya ve ABD binlerce km öteden gelip bölgeye yerleşecekler, Türkiye’nin güneyinde her türlü organizasyonu yapacaklar, Türkiye seyredecek öyle mi?
Bu eleştiriyi yapanlar bir de emperyalizm karşıtı geçinen çevreler. Kusura bakmasınlar Erdoğan’a muhalifim ama ülkeme de muhalif olamam…

Suriye’de yaşanan dram konusunda Erdoğan yönetimi çok fazla sorumlu ve çok fazla beceriksizdir ama bölgeye bu saatten sonra Türkiye’nin müdahale etmemesini anlayamam. Geç kalınmıştır.  Afrin Harekatı, bölgede Türkiye’nin varlığını kanıtlamak amacıyla yapılmalıydı. Ancak, devamı gelmez, Türkiye’ye masada güç sağlamaz ise hiçbir anlamı olmayan gereksiz ve çok pahalı bir harekat olarak anılacaktır.
Keşke Türkiye gerçekten güçlü olsa da tarih, kültür, inanç gibi unsurları da katarak Kürtlerin ve Arapların kullanılmasını önleyebilse, bölgeye barış getirebilse…