Vakit bulup bir türlü yazamadım.

İyi Parti eski milletvekili Dr. Aytun Çıray kısa süre önce Flaş TV'de insanı hayrete düşüren, bir o kadar da "Bu nasıl olabilir?" dedirten bir ifşaatta bulundu.

İfşaat yerine açıklama da diyebiliriz.

Çıray, "İyi Parti genel başkanı Meral Akşener, 6'lı masadan kalktıktan sonra gizli olmayan bir ortamda, resmi toplantı başlamadan önce, 'ben devlete karşı son görevimi yaptım...’ dedi" dedikten sonra eski liderine daha da kritik sorular yöneltti;

"Bu görev neydi? Devlet, bir siyasi parti liderine nasıl ve neden bir görev verir?

Bu hangi devlet?"

Bu iddia ya da ifşaatların sahibi Çıray, her hangi biri değil.

CHP genel başkan yardımcılığı, milletvekilliğinin yanında müsteşarlık ve başbakan danışmanlığı dâhil devletin birçok kademesinde görev almış bir tıp doktoru...

Akşener'in masayı devirdikten sonraki "Devlete karşı son görevimi yaptım" sözlerini, kendisinin dışında da duyanlar olduğunu ifade ediyor.

Muhalefetin kaybetme nedenlerinden birisi olarak, Akşener'in masayı dağıtıp, sonra geri dönmesinin, seçmende "Bunlar kendi aralarında anlaşamıyorlar, Türkiye'yi nasıl

yönetecekler?" sorusunun neden olduğunu söyleyen geniş bir kesim var.

Sorulacak sorular o kadar çok ki.

Akşener, gerçekten bu sözü söyledi mi?

Söylediyse, bu sözün bağlamı neydi?

'Devlete karşı son görevimi yaptım" derken, Kılıçdaroğlu'nun devlete zarar vereceğini mi öngördü?

Böyle bir öngörüsü varsa, kendisine ait bir öngörü müydü?

Şayet öyleyse, masaya neden geri döndü?

Bu kadar kritik iddialara yanıt vermeyi Sayın Meral Akşener, ya da parti sözcüsü Kürşat Zorlu hoca düşünür mü acaba?

Çünkü bu iddialar gündem olmasa da tarihte yerini aldı ve şu ana kadar

tekzip edilmedi!

DEMİREL: 10 YAŞ VERİRSENİZ, SİYASETE GİRERİM!

Siyasetçilerle dost sohbetindeydim.

O liderin yaşı, falan liderin rahatsızlığı derken, konu döndü dolaştı eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e geldi.

Hatırlayanlar olabilir.

Demirel Cumhurbaşkanlığı görevinden ayrıldığında Güniz Sokak’taki evi bir süre türbe gibiydi.

Gelen-gidenin haddi hesabı yoktu.

Güniz Sokak’taki sıra diğer sokaklara kadar taşar, seyyar satıcılar ve esnaf bayram yapardı...

Sohbeti dikkatlice dinlerken, bir

siyasetçi, "Demirel'i muhalefet yapmaya ikna edemedik!" deyince, "Neden?" diye sordum.

Derin bir iç çekmeden sonra tecrübeli siyasetçi Demirel'le diyaloğunu anlattı.

Yılların siyasetçisi "Efendim, gelin başımıza geçin. Ne isterseniz verelim?" diyerek Demirel'in nabzını ölçer.

Demirel biraz da muzip gülümsemeyle "Ne istersem mi?" diye sorunca, ümitlenen heyet hep bir ağızdan "Ne isterseniz efendim!" der.

Süleyman Demirel hafiften geriye yaslanarak "Beni 10 yaş gençleştirin, yarın partiyi kuruyorum!" yanıtını verir.

Kısa bir şaşkınlığın ardından Demirel dâhil herkes kahkaha atar.

Sıcak siyasete girmesi yönündeki

telkinlere, Demirel'in diplomatik dille hayır demesinden kısa bir süre sonra Güniz Sokağın giderek daha da tenhalaştığını sanırım tahmin edersiniz!

EMİRDAĞI ESKİŞEHİR'E ULALI

Acıklı öyküsü, sözleri ve müziği ile can yakıcı Emirdağ türküsüdür, 'Emirdağı birbirine ulalı..'

Çok severim.

Rahmetli Babam da çok sevdiği için her dinlediğimde allak bullak olurum.

Eskişehir'den siyasetçi dostlarım ziyaretime geldiğinde Musa Eroğlu radyoda bu türküyü söylüyordu.

Emirdağı birbirine ulalı

Altın yüzük parmağında dolalı, gelin

dolalı

Burnun mu böyüdü gelin olalı?

Gız iken yandığım sen değil misin, gelin sen misin?

Radyoyu kapatırken, Eskişehirli siyasetçi arkadaşım "Kapatma, biz de çok severiz." dedi.

Emirdağ türküsü, Eskişehir derken, konu Eskişehir siyasetine uzandı.

Bana "İlk sen yazdın Mahmut Çorumlu'yu kuvvetli isim diye. Eskişehir siyasetini takip ediyor musun?" dediler.

"Bakıyorum" dedim.

Eskişehir'in ünlü siması şunları söyledi.

"Eskişehir'de hangi anket yapılırsa yapılsın. Emirdağlı emniyet genel müdür yardımcısı Mahmut Çorumlu

açık ara birinci çıkar. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan partiye anket yaptırsın. Bir de çapraz kendi anketçisine yaptırsın. Çorumlu en yakın rakibine 7- 8 puan fark atar.

Eskişehir'de 100 bini aşkın Emirdağlı, ülkücüler, BBP, İyi Parti'nin bir bölümü dâhil oylarını Çorumlu'ya verir ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı iktidar kazanır" dedi.

Bunun üzerine "Çok iddialı değil mi bu sözler" soruma, "Tarafsız bir anket yapılsa, bu soruyu bana sormazsın!" yanıtını verdi.

"Peki, Çorumlu kendisi adaylığı istiyor mu?" soruma "Kendisinin dışında gelişen olaylar bunlar. 'Devlet memuruyum. Bu konuda yorum yapmam uygun olmaz.

Cumhurbaşkanımız talimat verirse de kazanır gelirim' dediğini duyduk..." diye konuştu.

Eskiden genel merkezin yanında, Erdoğan da ayrıca anket yaptırırdı.

Bu kadar iddialı sözlerden sonra iktidar ve Erdoğan'ın yaptıracağı anketi ben de merak ediyorum.

ÖZGÜR ÖZEL'İ TEBRİK EDERİM

CHP Lideri Özgür Özel'in beni şaşırttığını itiraf etmeliyim.

Doğrusu bana ayakları yere değmeyen, inatçı ve kavgacı izlenimi veren bir profili oldu hep.

Tek bir davranış elbette ölçü olmaz ama Yavuz Donat'a "Azerbaycan konusunda hata yaptık" demesi,

bende ilk defa acaba Özgür Özel'e karşı ön yargılı mıyım duygusunu uyandırdı.

En azından iyi bir başlangıç yaptı.

Tebrik ederim.

Bu arada bir kaç kez "Kılıçdaroğlu'nun özel kalem müdürü Şükran Kütükçü, Özgür Özel'in de özel kalem müdürü olarak devam etmek istiyor" diye yazmıştım.

Yazdığım gibi oldu.

Helal olsun "Korkunç Yenge!"

Ahmet Kaya'nın 'yorgun demokrat' şarkısındaki gibi.

Bir sen kaldın geride!