Talat Atilla Öcalan test edildi! Değişim var! Tüm arşivi yaktılar! 'Tekbirlerle gömün beni!' |
Ersan Yıldız GİRİLMEZ |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN Çakralar ve Uyanış |
Adnan Küçük MEB YUSUF TEKİN’İN LAİKLİK SÖYLEMİ BAZI ÇEVRELERİ RAHATSIZ ETTİ |
Zahide Guliyeva EGO İŞÇİLERİ |
Cengiz Altınsoy Benim güzel memleketim... |
Kıvılcım Kalay NEDEN DİYE SORMA |
Canan Sezgin BU DOLUNAYLA BİR DEVİR KAPANIYOR! |
Tuğrul Sarıtaş Duayen gazeteci Tuğrul Sarıtaş'tan yeni kitap! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar SU ÜSTÜNDE İKEN SU İÇİNDE OLMAK |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Sima Güleser Polat İPİN UCU KAÇTI! |
Uğur Özteke SAĞLIKTA KANDIRMACA YENİDEN Mİ BAŞLIYOR? |
Peş peşe o kadar sık, önemli ve garip hadiseler oluyor, o kadar saçma sapan şeyler sık sık söyleniyor ki değerlendirme yapma, üzerinde düşünme şansımız dahi olmuyor. Hepsini değil ama birkaçını zikredeyim.
Başbakan kampanya konuşması yapacağım diye “Abidik gubidik adamlar başbakan oldu” diyebildi. Kimi kast etti anlaşılmadı ama Binali Yıldırım’ı çok iyi tanıyanlara sorduğumda mutlaka Ahmet Davutoğlu’nu kast etmiştir dediler. Çünkü, hiç sevmezmiş. Birbirini hiç sevmeyen halef-selef başbakanlar… Her hal ve karda konuşulmalıydı ama eğer denildiği gibi ise mutlaka konuşulmalıydı…
Bir Abdülhamid modası başladı, Abdülhamid’e karşı çıkanların özellikle sosyal medyada karşısına koyduğu kişi Atatürk… Abdülhamid dizisinde ki tarih çarpıtmaları da, Abdülhamid’e karşı çıkışın şeklide tam bir saçmalık. Doğru dürüst tartışmamız, tarihi gerçekleri bilmemiz gerekiyordu…
Suriye kabusumuz olmaya devam ediyor. El Bab için galiba 71 şehit verdik. Niçin, şart mıydı, toplum olarak bilmiyoruz. Sınırımızı teröristlerden korumak gerekçesi çok gecikmiş bir palavra… Şimdi Rakka ve Münbiç çıktı. Peş peşe Amerikalılar ve Ruslardan kazıklar yedik. Suriye’de özerk bir Kürt yapılanması kurulması konusunda ABD ve Rusların anlaştığına kesin gözüyle bakılıyor. Akdeniz’e koridor konusu ise anlaşmada henüz yok. Biz arada etkisiz eleman vaziyetine düşmüş durumdayız ve vatandaşa çaktırmama oyunu oynuyoruz…
Almanya oraya giden bakanlarımızı konuşturmuyor, Cumhurbaşkanımız diplomasi dilini aşarak "İstesem Almanya’ya gelirim ve kapıdan sokmadığınızda veya konuşturmadığınızda ben dünyayı ayağa kaldırırım” diye Cüneyt Arkın edası ile resmen adamları tehdit ediyor. Konu bu kadar basit değil. Bizde Alman parlamenterleri kısıtlamış, imamlarımızı casusluk yaptıkları iddia edilince geri çekmişiz… Almanya ile yaşadığımız kriz Hollanda, Avusturya gibi ülkelere de sirayet ediyor. AB ile tam bir rezalet yaşıyoruz. Tamam siyasetçi Erdoğan ülke meselesi demeyip AB ile yaşanan krizi büyütmeye ve yine bir düşman yaratarak referandumda oy devşirmeye çalışıyor ama konu Türkiye için çok önemli ve hak ettiği önem derecesinde tartışılmıyor.
Abidik-gubidik konusunu geçiyorum, o iç mesele. Suriye meselesini de ayrı bir yazı konusu yapacağım. Şimdilik Abdülhamid ve Alman meseleleri çok ilginç geldi bana. Tarihte Abdülhamid’in en yakın dostu Almanlar. Alman İmparatoru II. Wilhelm Abdülhamid zamanında 2 defa Osmanlı imparatorluğunu ziyaret ederek hem Osmanlı-Alman dostluğunu tesis etmiş hem de askeri, siyasi ve ticari alanda çok önemli gelişmelere sebep olmuştur. Osmanlıya, İslamcılık, Osmanlıcılık konusunda yol gösteren yardımcı olan Almanlardır. Şimdi Abdülhamid hayranı İslamcı Erdoğan yönetimi Abdülhamid’i yüceltmeye çalışırken Almanlarla kavgalı. Bakın İlber Ortaylı “II. Abdülhamid Döneminde Osmanlı İmparatorluğu’nda Alman Nüfuzu” adlı kitabında konuyla ilgili şöyle yazmış ta 1981’de;
“Genç Alman împaratorluğu'nun yayılma hırsı, ön planda Osmanlı ülkelerine yönelmişti. Bu ülkelerde kurduğu nüfuz, ondokuzuncu yüzyıl sonu ve yirminci yüzyıl başındaki Almanya'nın tarihidir demek pek yanlış olmaz. Aynı nitelik son devir Osmanlı tarihi için de söz konusudur.”
“II. Abdülhamit dönemi Osmanlı imparatorluğu'nda Alman etkisinin yerleştiği bir zaman kesitini kapsar. Genç Türkler iktidara geldiklerinde bu nüfuzu daha büyük boyutlarda devam ettirmekten başka bir şey yapmamışlardır. Alman nüfuzunun yerleşmesinde dünya konjonktürü, Osmanlı Imparatorluğu'nun iç siyasal-iktisadi durumu ve egemen ideolojisi etken öğeler olmuştur.”
Yorumu sizlere bırakıyorum.
Almanlar bir dönem 800 civarında subayla ordumuzu yönetmişler, Çanakkale Savaşı’nda komutanlığımızı yapmışlar. Şimdi ise en yoğun ticari ilişkiler yaşadığımız, bizim 3 milyona yakın vatandaşımızın çalıştığı Almanların, binlerce şirketi olduğu ülke Türkiye. Almanlarla kavga etmek Türkiye’ye öyle-böyle değil bayağı pahalıya mal olabilir. En fazla ticaret yaptığımız, ithalat ve ihracat yaptığımız ülke Almanya. İşin sonunda Rusya’nın bize yaptığından daha beter oluruz maazallah.
Rus uçağını düşürdük, Cumhurbaşkanımız sözlerin en kabadayılarını söyledi. Sonra pes ettik. Ruslar en az 2 defa intikam aldılar, askerlerimizi şehit ettiler, ses çıkaramadık…
Yeter artık. Almanlarla aynı oyun tekrar oynanmasın. Milleti kandırmak için milletin evlatları feda edilmesin…
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 29017 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |