Sen çöllerde susuz kaldın mı?
Gökyüzünden elma topladın mı?
Kara toprak yorganın oldu mu senin?
Gecelerin koynuna girip, sabahlarla banyo yaptın mı?
Yıkandın mı acılarla?
Gözlerini ayrılık yaktı mı?
Kurulandın mı yalnızlıkla?
Seni sevdim seveli
Benim neler çektiğimi
Bir Allah bilir bir de ben
Nasıl kurtulurum bilmem, kahır dolu gecelerden
Âdem’le Havva birbirine âşık değildi
Onlar birbirlerini sevmeye mecbur kaldılar
Çünkü kimseleri yoktu, yalnızdılar
Oysa ben, bu kadar insan varken
Sadece sana âşık oldum
Sadece seni sevdim
Nedenini sorma, boş ver!
Bana bir şey sorma, boş ver!
Bazen sözcükler düğümlenir ya,
İşte buna itirazım
Anlatamam, görmen lazım
Sana aşkı tarif edemem
Sadece, seni sana anlatırım istersen
Gözlerindeki kayboluşumu
Sonra yoktan varoluşumu
Hasretinin karşısında duruşumu
Senin sevdan içinde yok oluşumu
Tükenişimi
Senden seni alıp gidişimi
Bazen gülüşünü
Bazen de avuçlarımda göklere
Bir dua gibi yükselişini
Beni saran güneşini
Cehennemden sıcak ateşini
Daha ötesi kaderimsin, alın yazım
Daha da ötesini anlatamam, görmen lazım
Ayrılık ölüm değil, bunu biliyorum
Hükmünü sürüyor hayat, yavaş yavaş
Yaşamak, yaşamaktır
Ama zor, çok zor sensiz buralarda nefes almak
Bilmeyen anlayamaz
Sokağın sessizliğini
Gecenin sensizliğini
Gecenin yalnızlığını
Gecenin kahpeliğini
Anlatamam, görmen lazım
Bana geri dönmen lazım
Bir daha gülmem için
Beni baştan sevmen lazım
Bir gecede daha bitti, sabahın kokusu yolda
Yediyi vurdu saat, güneşin yüzü gülüyor
Neredesin?
Ölüyorum vicdansız!
Eriyorum günden güne
Nereden düştüm senin eline?
Kurtulmak ne çare?
Yardım diliyorum senden
Uzat elini bana
Mendil açtım sana
Düştüm kara zindanlarına
Seni severek
Severek suç işleyerek
Ama sende nerde o yürek?
Sen bir nehrin, bir denize ya da bir göle kavuşmadığını gördün mü?
Benim gölüm de, denizim de sensin
Sana varmak için bütün bu acıları çekiyorum
Sen kar yağmayınca beyaz rengin anlamını bilir misin?
Senin için üşüyorum ben yıllardır
Kanımda dolaşıyorsun, her hücremde sen varsın
Ben senin için doğmuşum
Sen karanlığın ne olduğunu bilir misin?
Sen yalnızlığın, sensizliğin ne olduğunu bilir misin?
Kaç yıldır hücrendeyim?
Kaç yıl yedim söyle, ben de bileyim
Müebbet mi?
En yüksek dağlar bile, sana olana aşkımdan daha yüksek değil
Hepsi önünde diz çöktü senin
Sen nasıl bir varlıksın?
Beni nasıl yok ettin?
Beni bende sen tükettin
Sanma ki içimdeki sevdayı kuruttum
Bazen ağladım bazen bir dilek tuttum
Böyle saf durduğuma aldanma
Senin bildiklerini ben çoktan unuttum
Topraktan her şey yaparsın
Toprağı asla yapamazsın
Sen benim kara toprağım
Sen benim son durağım
Vazgeçilir mi senden?
Candan, bedenden
Sen benim bütünlüğümsün
Ölümsüzlüğümsün
Güneşimsin, karanlığımsın
Sen benim yalnızlığımsın
Ara sokaklarımsın
Sinemadaki yan koltuğumsun
Soğuklardaki battaniyemsin
Sen benim terbiyemsin
Yaşlanacağım yol arkadaşımsın
Taşıyacağım yıllarımsın
Öfkemsin
Sebebimsin
Nasibimsin
Herkes bunu böyle bilsin
Bazen bir duble rakı istiyor canım
Çok ama çok yanıyor canım
Efkârımı dağıtmak için
Haykırmak mı lazım?
Ağlamak mı lazım?
Utanıyorum insanlardan
Yenildim ben bu aşkta
Beceremedim seni sevmeyi
Ama çaresizim
Yönüm belli değil
Her sokakta sen varsın
Duvarlarda adın yazılı sanki
Bu aşk sensiz olmaz mı?
Bu, aşk denen mahallede
Bütün sokaklar hep sana çıkmak zorunda mı?
Sensiz ne dinim kaldı ne imanım
Yoldan çıktım ben
Halimi görsen ağlarsın
Beni sadece sen anlarsın
Bir Allah’ım var zaten, bir de sen varsın
Durumum vahim
Yemek yiyemiyorum
Su içemiyorum
Sen başka birini seveceksin diye ödüm kopuyor
Ölürüm işte o zaman
Sayende ölümü bile tanıdım
Ölüm her gün yanımda
Dost oldum ecelimle
Azrail’le çay içiyorum her gün
Şekersiz iç diyor bana
O bile beni yaşatmanın formülünü arıyor
Canın çok acıyorsa, hadi gel diyor bana
Çekme bu hayatın kahrını diyor
Ama ben sensiz gitmem, gidemem
Bazen bir çocuk gibi ağlıyorum
Nefes alamıyorum
Tanrıya yalvarıyorum, zamanı geldi al canımı diye!
Seni düşünmediğim zamanlar
Kalbimin üstünde ağrılar var
Ben senden vazgeçemiyorum
Çok seviyorum seni
Ne hale getirdin beni!
Sorma hiç son halimi
Senin hasretinden yandı bu şehir
Senin hasretinden yandı bu ülke
Yıkıldı başıma bu koca dünya
Ruhum dikiş tutmuyor
Gözlerim başka diyarlarda
Toprak çekiyor beni
Biraz su dök yüzüme
Kendimde değilim bu günlerde
Kör hançer gözlerimi dağlamış
Kırk gün kırk gece hangi gönül ağlamış?
Yaralarım kabuk bağlamış
Gel ey vicdansız!
Sana değil, yakama yapışan bu kara elleredir itirazım
Benim bu halimi,
Anlatamam, görmen lazım