Temmuz ayından itibaren ilk defa covid 19’a yakalanan hasta sayısı açıklandığında..
Tarih: 26 Kasım 2020’yi gösteriyordu.
Diyanet İşleri takviminin 26 Kasım 2020 tarihli takvim yaprağında: ‘Kendinizi, evlerinizde ve emriniz altında bulunanları, ateşten koruyunuz.’ (Tahrim suresi: 6) yazıyordu.
26 Kasım 2020..
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, son 24 saatte 28 bin 351 kişide koronavirüs tespit edildiğini söylediğinde;
Kafe’lerde diz dize, göz göze oturmak, yeni çıkan şarkıları dinlemek, saçlarını atmosfere bırakıp çekip giden sevgilinin ardından ‘şimdi sen de herkes gibisin’ dizelerinin melankolik tellerinde gezinmek serbestti.
Ama kendi özel aracında sigara içmek yasak..
4207 sayılı kanunun mevzu bahis maddesinde:
‘Tütün içmeyen, ancak tütün mamulünü taklit eder tarzda kullanılan her türlü nargile ve sigara, tütün kabul edilir.’ yazıyordu.
Yani kendi aracında ağzına kurşun kalem koysan, tütün niyetine cezası vardı, yasaktı.
Ama Yozgatlı garson Cemal’in, ölümcül virüsün bulaştığı tatil merkezlerinde emekli Alman vatandaşı Anna’ya special içki yapması, sunması serbestti.
Euro getiren altın bulsundu:
Paranın dini, dili, ırkı, rengi olmazdı..
26 Kasım 2020 tarihinin son 24 saatinde, 28 bin 351 kişinin koronavirüse yakalandığı tespit edildiğinde;
Çimlere basmak yasaktı.
Tabelası bile vardı her çim ekilmiş belediyenin meskûn mahalinde: ‘çimlere basmak yasaktır.’ diye.
Ama peri bacalarında Japon turist ağırlamak gayet tabiiydi, balona bindirip Anatolia’yla işmarlaşmasını sağlamak serbestti.
Doğalgaz kullanmak da serbestti mesela 26 Kasım’da..
Pandemi sebebiyle işini kaybetmiş badana – boyacı Veysel’e, faturasını ödeyememek yasaktı ama.
Kürtaj yapmak yasaktı;
Ama çocuğuna süt götürememek serbestti..
İstediğin kadar süt götüremeyebilirsin diyordu devlet çocuğuna. Gel gör ki kürtaj yapmak yasak.
Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İstanbul İl Müdür Yardımcısı, pandemi döneminde sokağa çıkıp çöpten atık erzak toplayan: ‘Çocuklarım aç, evde nasıl kalayım?’ diyen Roman kadına:
‘Geber.’ dedi.
Gördüğünüz gibi, gebermek de serbestti.
26 Kasım 2020 tarihinde, akşam 10’dan sonra içki almak – satmak yasaktı.
Aynı tarihte herhangi bir eğlence merkezinde omuzlarını çırpa çırpa ‘erik dalı gevrektir, amanın basmaya gelmez. Elin kızı naziktir, amanın küsmeye gelmez..’ şarkısı eşliğinde oynamak serbestti.
Bu iş pavyonda icra edildiyse, soliste 100 tl vermek gerekti..
İhtimal, o banknot solistin dekoltesine iliştirildi.
Zira serbestti.
28 bin 351 kişinin koronavirüse yakalandığı tespit edildiğinde;
Kazdağları’nın oksijeni bozulmasın diye eylem yapmak yasaktı. Kanadalı Alamos Gold şirketinin siyanürlü altın arama faaliyetlerine 425 gün boyunca karşı çıkanlara;
Pandemi kurallarını bahane edip 500 bin lira idari para cezası kesildi.
Metroda üst üste işe gitmek serbestti, Kazdağları’nda ‘içme suyumu zehirleme. Ağaca, sincaba, karacaya ilişme.’
Demek yasaktı.
Dün..
Yol kenarında yumurta satan yaşlı bi’ kadının yumurtasını Esenler Belediyesi zabıtalarından biri yere serpti.
Kırıldı yumurtalar.
Kırıldı evin ekmek parası, kırıldı torunun EBA’sı için biriktirdiği internet faturası..
Rızkı iç etmek de serbestti..
Yetkililer, virüs aşısı getirecekmiş Çin’den.. İhtilaf var memleketimde ‘nasıl olur’ diye.. İlk gençlik yıllarımdan hatırlıyorum;
Bu memleketin evvelce bi’ aşısı vardı..
Kardeşlik, birlik, beraberlik, çok seslilik, barış ve güvene dayalı.
İşbaşındakiler o aşıyı yeniden icat etsinler.
Asıl ihtiyacımız olan aşı budur. Ekmek kadar, su kadar ihtiyacımız olan bi’ aşı bu; nefes kadar..
Boğuluyoruz.