Talat Atilla Öcalan test edildi! Değişim var! Tüm arşivi yaktılar! 'Tekbirlerle gömün beni!' |
Ersan Yıldız GİRİLMEZ |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN Çakralar ve Uyanış |
Adnan Küçük MEB YUSUF TEKİN’İN LAİKLİK SÖYLEMİ BAZI ÇEVRELERİ RAHATSIZ ETTİ |
Zahide Guliyeva EGO İŞÇİLERİ |
Cengiz Altınsoy Benim güzel memleketim... |
Kıvılcım Kalay NEDEN DİYE SORMA |
Canan Sezgin BU DOLUNAYLA BİR DEVİR KAPANIYOR! |
Tuğrul Sarıtaş Duayen gazeteci Tuğrul Sarıtaş'tan yeni kitap! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar SU ÜSTÜNDE İKEN SU İÇİNDE OLMAK |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Sima Güleser Polat İPİN UCU KAÇTI! |
Uğur Özteke SAĞLIKTA KANDIRMACA YENİDEN Mİ BAŞLIYOR? |
Hafta içinde İstanbul’da yaklaşık 35 kişilik bir grupla toplantı yaptım. İçlerinde iş adamları, üniversite hocaları, sanatçılar, doktorlar, avukatlar, muhasebeciler, gazeteciler ve profesyonel yöneticiler vardı. Konumuz Referandum ve Adalet Yürüyüşü sonrası siyasetin ve toplumsal gelişmelerin değerlendirmesini yaparak 2019 seçimlerine ışık tutmaktı. Toplantı için özellikle, ağırlıklı olarak partili olmayan ve konuya dışarıdan bakabilen bir grubu tercih etmiştik. Katılımcılardan biri hepimizin kafasında olan ama çok fazla dillendirmediğimiz o 2 soruyu sordu;
“1-Bundan sonra seçim olacağına inanıyor musunuz?”
“2-Seçimi kazansanız bile Erdoğan’ın iktidarı devredeceğini düşünüyor musunuz?”
Soruları soran katılımcı sonra kendi cevaplarını da verdi; “Bana göre savaş bile çıkarır ama işine gelmeyen, kaybedeceği bir seçimi asla yaptırmaz. Seçim yapılsa bile bir bahane ile asla iktidarı devretmez. Hiçbir şeyde yapılamaz”
Konumuzdan sapmamak ve diyaloga dönüşmemesi için bu sorulara o ortamda cevap vermedim ama aslında ihmal edilmeyecek hayati sorular. Toplumun önemli bir kısmının kafasında olduğu için de önemi olan sorular. O nedenle birlikte irdeleyelim…
Aslında bu soruların cevabı hani “Darbeler dönemi sona erdi. Bundan sonra askeri darbeler kolay kolay yapılamaz.” deniyor ya, bu paradigmanın gerekçeleri ile aynı. Neden artık kolay kolay darbe yapılamaz? Çünkü artık iktidarlar dış dünyaya çok daha fazla bağımlılar. İç ve dış dinamikler birlikte bir iktidarı ayakta tutuyorlar. Sosyal medya ve teknolojinin etkisi ülkeyi tümüyle kapatmaya imkan vermiyor. Ekonomik uluslararası ilişkilerin çok girift bir yapısı var. Askerler bu şartlar altında emir-komuta, vatan-millet diyerek darbe yapıp ülkelerini ve ekonomilerini çökertme riskini göze alamazlar. Gözlerini karartıp riski alsalar bile sonları kötü olur. Yani darbe koşulları çok zor oluşur bu durumda, darbe yapılsa bile sonunun “Kötü son” ile bitmesi kaçınılmazdır.
Peki, darbelerle ilgili bu paradigma sivil darbeci iktidarlar için geçerli değil mi?
Sivil darbe ne kadar sürdürülebilir?
Bu iktidar, yani Erdoğan, zaten o dönem, sivil darbe dönemi içerisinde değil mi?
AKP iktidarının gücü nereden geliyordu? İlk başlarda dış dinamiklerden müthiş bir destek alıyordu. AB, NATO ilişkileri süper iyiydi. Hemen her gün bir AB ülkesinde bakanımız veya bürokratlarımızın ziyaretleri vardı. Başbakan Erdoğan’ın AB ve ABD seyahatleri ayda birden çok fazlaydı.
O dönem ekonomide AKP’nin en başarılı büyüme oranlarına sahip olduğu yıllar değil miydi? Sürekli sıcak ve doğrudan sermaye gelişi rekor seviyede yok muydu? Dolayısı ile de iç desteklerinde, yani sivil toplumun ve meslek kuruluşlarının da en fazla gayret gösterdiği yıllar o yıllar değil miydi? Hani liberallerin dahi kayıtsız şartsız destek oldukları dönem…
Peki ne oldu da Erdoğan, Cumhurbaşkanı olduktan ve özellikle başkan olma hırsını kafasına taktığından beri işler değişti?
Geçenlerde yazmıştım, artık AB ve ABD Erdoğan’a resmi ziyaret izni vermiyorlar. Mecbur olmadıkça ve uluslararası kuruluşların toplantıları dışında görüşmüyorlar. Kuzey Kore lideri Kim’den sonra gelen, dünyada diktatör olarak bilinen bir kişi maalesef Erdoğan şu anda…
Ekonomi kötüye gidiyor. Sadece büyük yatırımcı kaçmıyor, ülkenin KOBİ seviyesinde ki yatırımcıları dahi yurt dışına kaçıyorlar. Beyin, sermaye ve sanatçı göçü iyice hızlandı. İşsizlik had safhada. Sansür sosyal medya karşısında çok etkili olamıyor. Yandaş medya yazarları dahi işlerini kaybetmelerine rağmen zaman zaman isyan ediyorlar. Bu durumda Erdoğan, bu sivil darbe teşebbüsünü ne kadar sürdürebilir?
Evet, bir sivil darbe teşebbüsü gerçekleşmiştir. Özellikle 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü, sivil darbe teşebbüsüne gerekçe olarak kullanılmıştır. Sonrasında, Nisan Referandumunun yapılma kararı, şartları, OHAL koşullarında ve devlet desteği ile yapılması, sonucunun kanuna ve hukuka aykırı olması bundan sonraki seçimler konusunda da soru işaretleri yaratmıştır ama nereye kadar sürdürülebilir bu durum?
Yani sorulması gereken sorular;
1-Sivil darbe teşebbüsü ne kadar sürdürülebilirdir?
2-Sivil darbeye karşı nasıl mücadele edilmelidir?
Olmalıydı…
Evet, Türkiye sivil darbe teşebbüsü ile karşı karşıyadır ve mümkün olan en az maliyetle, hasarla, en kısa sürede bu darbeden kurtulmak nasıl başarılacaktır, cevabı aranması gereken sorular bunlardır…
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 26875 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |