Bedelli askerlik iki boyutu ile can yakıcı bir durum.
Bir yandan, gerçekten çalışmak zorunda kaldığı için askerliğini yapamamış mağdurlar, diğer yandan, “Nasıl olsa bir şekilde bedelli çıkar ve yırtarım!” diyen düşünen başka bir kesim var.
Kişisel düşüncem; bedelli askerlik, askerlik ruhunu inciten, esneten ve yıpratan bir olgu.
Aynı zamanda, devletin adalet ve eşitlik duruşunu da ciddi bir darbe vuruyor.
Parası olanın askerden yırttığı, olmayanın kışlada gün saydığı bir sistem gerçekten çok incitici.
Bedelli askerlik kaçınılmaz ise, parası olmayanın da istifade edebileceği bir sistem getirilmeli.
Para ve askerlik kavramının bu kadar sık yan yana getirilmesi, toplumun askerlik anlayışını sosyolojik olarak da derinden etkilediğini düşünüyorum.
Böyle giderse, askerliği vatan görevi yerine, para üzerinden okuyan nesiller yetiştireceğiz.
Ve korkuyorum ki, bu nesil, bir savaş durumunda yurt dışına kaçan, kaçamadıysa, cephede, bir yandan düşmana kurşun sıkarken, diğer yandan facebook’ta like yapan bir nesil olacak!
Ankara Kalesi!
Türkiye Tanıtma Platformu, Fikret Yıldız başkanlığında bir avuç Türkiye sevdalısının, hiçbir karşılık beklemeden Türkiye’nin tanıtımı için çalıştığı bir dernek. Onur kurulu üyeleri arasında TBMM Başkanı Cemil Çiçek dahil bir çok devlet yetkilisinin yer aldığı platformun yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da gönüllü temsilcilikleri var.
Kısa zaman önce Avrupa Direktörlüğüne Mikail Nacar’ın atandığı platformun genel başkanı Fikret Yıldız’ın İstanbul’da bir sempozyumda yaptığı konuşmada söylediği sözler ilgimi çekti.
Yıldız, “Bizler bile Türkiye’nin taşıdığı tarihi ve turizm değerlerini yeterince bilmiyor iken, Dünya’nın bizim potansiyelimizi bilmesini bekleyemeyiz.
Örneğin Ankara’nın en büyük tarihi değerlerinden olan Ankara kalesi dahi, bırakın Türkiye’yi, Ankara’lılar tarafından bile yeterince bilinmiyor.
Tam da bu yüzden Unesco Dünya Mirasına aday gösterilmesi unutulmuş.
İlgililere bu konuda bilgi verdim. Gereken çalışmayı başlattılar.”
Talat Atilla/Güneş