Türk Milleti için, hayati kararını verme süreci başlamış bulunmaktadır. 16 Nisanda sandığa gidip yaşamsal önemi olan kararını verecek..
Demokratik parlamenter sistemin devamından, yani Yasama, Yürütme ve Yargı erklerinin bağımsızlığından yana olanlar referandumda hayır diyecek.. Devlete ait bütün güçlerin tek kişinin elinde toplandığı Başkanlıktan yana olanlar ise evet oyu verecekler..
Demek ki, yapılacak olan referandumun işlevsel özeti, bu iki tercihten biri olacak..
Bugün ülkemizde uygulanmakta olan sistem fiili başkanlıktır. Eğer evet oyu çıkarsa, bu fiili durum resmileşecektir.
İnsan şaşırıyor.. Nasıl olur da çağdaş bir yaşam ortamında bütün insanlar, tüm hak ve özgürlüklerinin kullanılma hakkını bir kişiye teslim edebilirler?.. Bu şahıs ilerde isterse KHK’ler (Kanun Hükmünde Kararnameler) çıkararak, yaşam kurallarını keyfine göre belirleyebilecek.. Bu kuralları, kendi seçtiği yöneticilere istediği şekilde uygulatabilecek.. Bir ihtilaf halinde, sorunu yargı organında kendi atadığı hakimlere istediği şekilde çözümletebilecektir..
Cumhurbaşkanı Tayyip Bey ve AKP’liler, evet kampanyasına başladılar. Mazisiyle ülkücü hareketin partisi sayılan MHP’nin başındaki Devlet Bahçeli de, birkaç yandaşıyla birlikte onların yardıma koştu..
MHP içindeki bütün Atatürkçü, gerçek ülkücü ve milliyetçi çoğunluk ise kahrolmakta..
Atatürkçü, gerçek ülkücü ve milliyetçi dediğim kesimdense güçlü “hayır” sesleri yükseliyor. En baştaki isim: Meral Akşener.. “Hayır kampanyası”nın önderlerinden.. Kampanyayı Çanakkale’de başlattı.. Günler öncesinden bir otelin salonunu tutmuşlar ve binlerce “hayırcı” otele gelmiş.. Fakat son anda otel idaresi anlaşmayı iptal edivermiş.. Elektrikler kesilmiş.. Buna rağmen, Akşener ve ülkücüler yılmamışlar, cep telefonları ile aydınlattıkları salonda, seyyar megafonla Akşener’i konuşturmuşlar.. Bütün bunları bizler de, televizyonlarda hüzünle izledik..
Benim, Çağdaş bir Kuvvayı Milliyeci olarak değerlendirdiğim Akşener: “Ben kadın olarak korkmuyorum.. 80 milyon kere hayır!..” diye haykırarak, bütün engellemelere rağmen konuşuyordu..
Referandum konusunda, CHP ve iktidar dışındaki tüm muhalif partiler de “hayırcı” olduklarını ilan ettiler..
Evet kampanyasını ise, Cumhurbaşkanı Tayyip Bey Haliç Kongre Merkezinde, Başbakan Binali BeyAntalya’daki bir toplantıda, refakatçıları ve koruma orduları ile birlikte, ışıkları parıldayan salonlarda sürdürdüler.. İşte ülkedeki hali yansıtan bir manzara daha..
Dönelim Meral hanıma.. Meral Akşener’in bu cesur tutumu ve hareketleri, sarfettiği sözler, bana Milli Mücadele günlerimizin kadınlarını hatırlattı.
İsterseniz İstiklal Harbinde Mücahit Kadınlarımız isimli kitap(*)tan bazı satırları birlikte okuyalım..
Bir zabit(subay), cepheye mühimmat taşıyan bayana şöyle diyordu:
Ey hemşire, sarsana şu çocuğu yorgana,
Mosmor olmuş yavrucak, vah zavallı vah yazık!
Köylü kadın cevap veriyor:
Doğru emme ey gardaş, görmez misin boranı
Fişeklerin üstüne örtmüşüdüm yorganı..
Varsın çocuk ıslansın, o bunlara alışgın..
Biliyorsun bir silah, bugün bize bir asker kadar lazım..
Onunçün bozulmasın fişekler!
Bugün benden babası, silah ister ötede,
Islanmasın fişekler, yanmam çocuk ölse de..
Kastamonu’nun Mücahit kadınlarını da Kondüktör Rıza Bey de şöyle anlatırdı;
Kadınlar da kışın erzak taşıdı
Yatakları toprak idi, taş idi
Yedikleri tuzsuz, yağsız aş idi
Beşikleri sırtta birer kahraman..
……..
Giderken bir sabah karlarda, Ilgaz Çamlıdağında
Soğuktan bir kadın donmuştu orta çağında
Birikmişti başında köylüler, ben de şitab(acele) ettim;
Tutardı sımsıkı bir mermiye hala kucağında..
Bu mısralarda sözü edilenler, Milli Mücadelenin adsız mücahideleridir.. Tabii Kara Fatmaları, Hatice Hatunlar’ı, Tayyar Rahmiyeleri, Yirik Fatmaları, Gördesli Makbuleleri, Asker Saimeleri saymaya kalksam, buradaki sütunlar yetmez..
İşte Atatürk, Milli Mücadele’de, kadını ve erkeği ile bu düşüncelere sahip olan milletinin önüne geçti, önder oldu.. Ve vatanı düşman işgalinden onlarla birlikte kurtardı.. Türkiye Cumhuriyetini; canlar, kanlar pahasına verilen bu mücadeleler sonucunda kurdu.. Ve onu milletine emanet etti.. O emaneti korumaksa her Türk’e düşen görevdir..
Ben Meral Akşener’i de, tarihimizdeki bir kaçının isimlerini andığım değerli o hanımlar arasına katıyorum. Ve ona diyorum; “Haydi Mücahide Meral başlattığın göreve devam..”
ATATÜRK VE NUTUK
Milletimiz referandum sürecinde en doğru, en hayırlı kararı verebilme konusunda Atatürk’ün gösterdiği yolda ilerlemelidir. Referandum konusunda henüz kararsız olanlar da Atamızın tavsiye ve önerilerine kulak vermelidirler. Bütün öneriler Atatürk’ün NUTUK(**)’unda mecuttur.
Benim, bugünkü dille sadeleştirerek hazırladığım bir NUTUK vardı.. Tükenmişti.. Evvelki hafta onun yeni baskısını yaptırdım. Türkteim ve Sözcü’nün değerli başyazarı Sözcü’deki makalesinde benim hazırladığım Nutuk’tan söz etti. Şöyle diyordu:
“Çok önemli bir kitap var sevgili okurlar... Adı NUTUK... Atatürk'ün büyük eseri.. NUTUK, her evde bulunması, büyük-küçük, yaşlı-genç, kadın-erkek her Türk vatandaşının okuması gereken muhteşem bir kitaptır.
Fox TV'de, bir numaralı ana haber sunucusu Fatih Portakal her akşam, günün haberleri arasında NUTUK'tan çarpıcı bölümler okuyor. Her biri ayrı bir ders...
... Nutuk'ta Atatürk'ün kullandığı dil, o günlerde kolay anlaşılıyordu. Fakat bugünkü kuşak tarafından rahatlıkla okunup anlaşılması zordur. Bu nedenle Türk çocuklarının kolaylıkla okuyup anlayabilecekleri bir dille sadeleştirilmesi gerekiyordu. İşte bunu gazeteci ve yayıncı arkadaşımız Yalçın Toker başardı. Titiz bir çalışmayla eski kelimeleri günümüzün Türkçesi'ne uyarladı.
Gazeteciliğinin yanı sıra, "TOKER Yayınları" nı kuran Yalçın Toker, bu kitabevi ile Türk kültürüne 40 yılı aşkın süreden beri hizmet vermeye devam ediyor. Şimdi elimde onun tarihsel bir görevi yerine getirerek sadeleştirdiği NUTUK'un yeni baskısı var. Her zaman söylüyorum: NUTUK'u okumayan kalmamalı..
NUTUK'u alıp okumak isteyenlere bir tavsiyem var. Bu eserin birçok baskısı bulunuyor. Dileyen, dilediğini seçebilir. Ben sizlere TOKER Yayınevi'nin bastığı NUTUK'u tavsiye ediyorum.. (TOKER Yayınları: 0 535 319 93 49 - [email protected])
* * *
Rahmi Turan’ın yukarıdaki yazısı üzerine, okuyucuları, 2 Şubattan beri, telefonla ve internet sitemiz üzerinden tam bir sipariş yağmuru başlattılar.. Okurlarımızın gösterdiği bu yoğun ilgi elbette beni de çok mutlu etti.. Ancak şurası bilinmelidir ki, beni asıl mutlu eden, hazırladığım bir kitabın satılmasından ziyade, milletimizin Atasına sarılışını, onun NUTUK’una sahip çıkışını görmek oldu..
Türk Milletinin bu heyecanı ve Atasına bağlılığı, referandum için de hayırlı sonuçların işareti olmaktadır.
(*) İstiklal Harbinde Mücahit Kadınlarımız/ F. Abdullah Tansel, Atatürk Kültür Merkezi Yayını no.21
(**) NUTUK/Atatürk- Sadeleştiren Yalçın Toker- Toker Yayınları- www.toker yayinlari.com Tel: 0535 3199349 ve [email protected]