Başımızda Recep Tayyip Erdoğan gibi hemen her yönüyle eleştirilecek bir yönetici varken, bu devletin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptıkları yani kurduğu özellikli Cumhuriyet ortada iken hala geriye dönülüp Atatürk’ün eleştirilmesini gerçekten anlamakta zorlanıyorum.
Atatürk’ü kendi dönemi ile kıyaslandığımız zaman kendinden daha demokrat üç lider gösterebilir misiniz?
Peki Atatürk’ten daha becerikli bir lider var mı? Yolsuzluğu, hırsızlığı var mı?
Eeee! Nedir bu Atatürk dönemi düşmanlığı?
Demokrasi aşığı iseniz öncelikle yaşadığınız dönemin anti-demokratik uygulamalarını eleştirmeniz gerekmez mi?
Atatürk’ün ne siyonistliği, ne deccalliği ne ana-babasının bilmem ne olduğu kaldı… Üzülmemek mümkün değil…
Hafta içinde Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler’den 19 Mayıs Pazartesi günü günübirlik bir ziyaretle Atatürük’ün babası Ali Rıza Efendi Anı Evi’nin davetine katılım daveti alınca memnuniyetle kabul ettim. Ancak Soma nedeniyle programın iptali gündeme gelince ve Mevlüt Aslanoğlu’nun ani ölümü nedenleriyle hiç üstünde durmadım. Neredeyse unutmuştum. Pazar günü sekreterim programın iptal edilmediğini, yapılacağını bildirince biraz da gönülsüz olarak katılmak mecburiyetinde kaldım. Pazartesi sabah erkenden Başbakanlık’a ait özel, 8 kişilik bir uçakla Üsküp’e uçtuk. Başbakan Yardımcısı İşler, AKP Ankara Mv Fatih Şahin, MHP Muğla Mv Mehmet Erdoğan, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak’dan oluşan heyetimize orada AKP İstanbul Mv Hüseyin Bürge’de katıldı. Yaklaşık 2 saatlik uçuş sonrası bizi Üsküp’te karşılayan heyetle birlikte karayoluyla 2,5 saatlik bir yolculuk sonrası Arnavutluk sınırındaki Jupa, Kocacık Köyü’ne geldik. Burada program gereği Ali Rıza Efendi Anı Evi’nin açılışını yaptık. Binlerce insan bizi Türk bayrakları ile karşıladı ve açılışa katıldı.
Evin yapımı, TİKA tarafından gerçekleştirilmişti. O gün Somali, Tunus, Gürcistan, Filistin’de de TİKA’ya ait projelerin açılışı vardı. “Ayrı Coğrafyalarda Aynı İmza” projesi kapsamında Başbakan Erdoğan Ankara’da bir salonda kalabalığa hitap ederken bu ülkelerde de canlı yayın yapılıyor ve canlı bağlantılarla açılışlar gerçekleştiriliyordu. Makedonya’daki törene Makedon Cumhurbaşkanı ve hatırladığım kadarıyla 4 Makedon bakanda katılmışlardı.
Başbakan Erdoğan’ın bir 19 Mayıs programında ve 5 ülkede açılışları izlemeye gelen halka ve protokol erkanına da canlı izletilen konuşmasında Yılmaz Özdillere ettiği hakaretler, içi politika yapması bizleri de oralarda mahcup etti. Bizi üzen başka şeyler de oldu ama asıl anlatmak istediğim bunlar değil…
Kocacık Köyü, Atatürk’ün babasının köyü. Atatürk’ün çocukluğunda bu köyde kardeşi Makbule ile yaşamış. Dedesi Kızıl Hafız Ahmet Efendi. Tekrar inşa edilen ev, köyde yıkılmış olan evin orijinal yerinde ve ölçülerinde yapılmış. Evin bir müze haline getirilmesi de çok iyi olmuş. Bunlar hoşuma giden beni mutlu eden konulardı ama asıl şaşırdığım ve sürpriz olan konu köydekilerin arı Türkçeleri ile geleneklerini halen koruyor olmaları oldu. Tam bir Türk köyü. Gelenekler, ev planı, kıyafetler, bilmesek Anadolu’da olduğunuza inanabileceğimiz ölçüdeydi. Konya Türkleri olduklarını söylediler. 1300’lü yıllarda buralara gelmişler. Din ve etnik kimlikleri iç içe ve hala muhafaza ediyorlar.
Atatürk böyle bir yerden. Kökeni bu… Yıllarca Atatürk’e soyu-sopu ile ilgili atılan iftiralar aklıma geldi. O köyü, Kocacık’ı insanları ve o muhteşem kültürü görünce üzüleyim mi sevineyim mi bilemedim… Ama gurur duydum…
Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi Anı Evi ve Müzesini görmenizi tavsiye ederim. Benim anlatımım dışında kalan müthiş bir doğa ve kültürü de birlikte göreceksiniz…