Talat Atilla Öcalan test edildi! Değişim var! Tüm arşivi yaktılar! 'Tekbirlerle gömün beni!' |
Ersan Yıldız GİRİLMEZ |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN SONBAHAR, SARI YAPRAKLAR, SAĞLIKLI HÜZÜN VE METAL ELEMENTİ |
Adnan Küçük MEB YUSUF TEKİN’İN LAİKLİK SÖYLEMİ BAZI ÇEVRELERİ RAHATSIZ ETTİ |
Zahide Guliyeva DÜNYALARINI VERİN ÇOCUKLARA |
Cengiz Altınsoy Taş deyip geçmeyin |
Kıvılcım Kalay NEDEN DİYE SORMA |
Canan Sezgin BU DOLUNAYLA BİR DEVİR KAPANIYOR! |
Tuğrul Sarıtaş Duayen gazeteci Tuğrul Sarıtaş'tan yeni kitap! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar İZDÜŞÜM TEOREMDEN BAĞIMSIZSA KAPSANAMAZ |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Referandum bitti. Sonuç olarak çok az bir farkla da olsa Esat tipi bir rejimimiz olacağı ortaya çıktı. Cehalet ve menfaat müthiş bir devlet desteğiyle galip geldi. Devlet imkanlarının ölçüsüz kullanılması ve OHAL ortamında Referandum yapılması bu sonucun ortaya çıkmasının en önemli gerekçesiydi. İlave olarak YSK’nın sonucu etkileyecek garip ve etkili olacak kararlar alması Referandumun meşruiyetine gölge düşürdü.
Sonuca çok üzüldüm. Zira özetle demokrasi kaybetti. Sevindiğim taraf kampanya süresi boyunca, şaşırtıcı bir şekilde terör ve güvenlik sorunu olmamasıydı. Kandil, hayırcı ise neden her seçim öncesi olduğu gibi yine terör olmadı? İnşallah bundan sonra da olmaz.
Sevindiğim bir diğer konu ise, kentleşme ve eğitim seviyesi önde olan yerlerde hayırların önde olmasıydı. Demek ki eğitim ve kentleşme en azından yüzde 49 seviyesinde Türkiye’de, yani umutlu olabiliriz…
Bundan sonra yapılması gereken acil işler var. Bana göre bu işler Referandumda hangi sonuç çıkarsa çıksın acilen ele alınması gereken işlerdir. Bunlar 3 bölümde değerlendirilebilir; 1-Ekonomi alanında 2-Toplumsal barışı tesis konusunda 3-Dış politika alanında.
Ekonomi, gerçekten berbat durumda. Ekonomi, kamu ve özel sektör yatırım, üretim ve istihdam penceresinden bakıldığında zaten kötü durumdaydı ama son dönemlerde kamu ekonomisi ile ilgili makro verilerde çok kötüleşmeye başladı. Bütçe açığı, kamu borcu, sosyal güvenlik açığı, nakit dengesi gibi hep öğünülen kamusal veriler de kötüleşme yolunda. Ekonomi de yapılması gereken acilen yapısal reformları devreye sokmak. En başta hukuk reformu ve yatırımcı güven ortamının iyileştirilmesi geliyor muhakkak ki… İş dünyamız Türkiye yerine dışarıya yatırımı tercih etmemeli…
Toplumsal barışta tehlikeye girmiş, toplum olarak ayrışmış vaziyetteyiz. Hukuk reformu bu alan içinde elzem hale gelmiş durumda. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplumu ayrıştıran söylemlerinin artık son bulması lazım. Tüm Türkiye el ele birlikte yürüyebilmeli… Parasal sermaye gibi eğitilmiş insan gücü de kaçmamalı…
Dış politika maalesef son dönemlerde iç politikaya kurban edildi. Ekonomimizin ve dış ticaretimizin yarısı olan AB konusunda yanlış adımlar atıldı ve söylemlerde bulunuldu. Aynı şekilde NATO konusunda da bir istikrarsızlık söz konusu oldu. Rusya, ABD, AB arasında çok zikzaklar yapıldı. Suriye’de tam bir başarısızlık var. El Bab operasyonu henüz Münbiç ile tamamlanamadığı için amacına ulaşılmamış vaziyette. Dış politika ekonomik çıkarlarımız doğrultusunda tekrar ele alınma ihtiyacı içerisinde…
Yukarıda temennilerimi yazdım ama bence Türkiye bundan sonra daha sıkıntılı bir sürece girecek. Bir fetret devri yaşayacağız. Recep Tayyip Erdoğan’ın herkesi hakir gören zihniyeti ve bunun topluma yansıması ile toplumsal barışın gerçekleşeceğine inanmıyorum. Ekonomiyi bu hale getiren iktidarın gerekli üretime dönük reformları yapabileceğine de inanmıyorum. Yine aynı şekilde dış ilişkilerimizi düzeltebilecek bir anlayışa sahip olabileceğini de sanmıyorum.
Avrupa’nın Erdoğan’a bakışı geçmişte yolcu uçağı düşüren Kaddafi’ye bakışla aynı nerede ise. Tüm kötülükler ve İslamofobi Erdoğan’la simgeleştirilmiş maalesef. Lyon’daki Beşiktaş maçında yaşananların altında yatanda aslında bu oldu. Türkiye, imajı çok bozuk bir ülke. Türkiye’nin çoğunluğu batıdan nefret ediyor, batı ise bizi kötülüklerin simgesi görüyor…
Referandum gecesi yaptığı konuşmada bile Cumhurbaşkanı yukarıda saydığım sorunları konuşmadı, konuşa konuşa idamı konuştu… İlaveten, Referandum gecesi yandaş medyayı izlemiş olsaydınız yandaş yazarların nasıl bir dehşetcengiz halet i ruhiye içerisinde olduklarını görürdünüz…
Referandum gecesi Cumhurbaşkanı’nın en doğru sözü şu idi; “Atı alan Üsküdar’a ulaştı”
Aynen öyle. Hepimize geçmiş olsun. Bundan sonra sorun Üsküdarlıların sorunudur…
Maalesef, Türkiye kaybetti. Cehalet ve menfaat devlet desteğiyle galip geldi. Niyet hayırdı, istikamet hayırdı ama akıbet hayır olmadı.
Üzgünüm…
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 32694 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |