Mümkün olduğunca piyasaya çıkan kitapları tanımaya okumaya çalışırım. En huzurlu olduğum yerlerin başında yurtdışı da dahil kitapçılar gelir. Her fırsatta, 15 dakika dahi zaman bulsam kitapçıları ziyaret etmekten yeni, farklı, okumam gereken kitapları aramak ve satın almaktan büyük haz duyarım. Gazetelerin kitap eklerini mutlaka incelerim. Kitap eleştirileri çok yetersiz ise de sanki bir okuyuşta hayatımı değiştirecek bir kitap arıyormuşçasına okumaya çalışırım. Buna rağmen Türkiye ve Ortadaoğu Forumu Vakfı’nın Özgür Üniversite Kitaplığı serisinde çıkan Levent Ünsaldı’nın çevirdiği Patririck Haenni’nin “Piyasa İslamı-İslam suretinde neoliberalizm” adlı kitabını kaçırmışım. Baktım Mayıs 2011’de çıkmış, yani tam seçimin civcivli zamanı. Yani seçim çalışmaları nedeniyle atlamışım. Bir arkadaşım hem içeriğinden bahsedip hem de sağ olsun hediye edince hemen okumaya başladım.
Konusu adından da anlaşılabileceği üzere İslamın neo-liberalleşmesi üzerine. Bizim kendi aramızdaki tartışmalarımızda günlük parti siyasetine kurban ettiğimiz bir çok konuyu farklı bir açıdan analiz eden, değişik bir çalışma… Bir çok değerlendirmesine katılmadım ama kitap çok ilginç ve konuyla ilgili bakışımızı değiştirecek-geliştirecek cinsten. Okunmasında ve tartışılmasında çok yarar var…
İslam iki yönüyle çok önemli; İslam din olarak yaşayan ve belki de geleceği olan tek din, diğer yandan ise İslam ideoloji olarak ta çok hareketli, belki de yaşayan tek dinamik ideoloji… İdeoloji ve din olarak İslam birbirinden çok farklı ama yine de özellikle Müslümanlarca karıştırılıyor. Din veya dini sandıkları konular gerçekte ideolojik olabiliyor yada tersi. Bu durumda da çeşitli siyasi amaçlar için de kullanılabiliyor. Patrick Haeinni de İslam coğrafyasını inceleyerek yeni bir İslam anlayışının gelişmkte olduğunu tespit etmiş; Piyasa İslamı.
“Reformist hareketlerin veya geleneksel İslami yapıların içeriden ‘eski kadrolu-dinazorlar’ tarafından ‘yeniden’ ele geçirildiği bir ortamda, geleneksel İslamcılıktan yaka silkmişlerin, talep ve projelerini ifade edebilecekleri tek platform artık piyasadır” dedikten sonra yazar ekliyor;
“Piyasa islamı, Amerikan işletme kültüründen beslenmekte, bireysel başarıyı göklere çıkarmakta, özgüven edinme ve kendini gerçekleştirme stratejilerine methiyeler düzmekte, geleneksel İslami yasakları pazarlamanın ve kitle tüketim kültürünün gerekleri doğrultusunda yeniden yorumlamakta, yumuşatmakta, siyasal islam’ın geleneksel hiyerarşik örgütsel yapılanmalarını bertaraf etmekte ve sosyal devletin altını oymaktadır. Görsel işitsel ve giyime dair İslami algılamaları ve dayanışma şekillerini baştan aşağı değiştiren piyasa islamı’nın baş aktörleri (dindar girişimciler, batı modernitesinin kurum ve figürleri ile ‘barışmış’ İslami yazarlar, İslami medyatikler…) her şeye rağmen ahlakçılıklarından vazgeçmemekte ve çoğulcu yaşam tarzlarını hazmedememektedirler. Sosyolojik anlamda yeni burjuvazilerin bayraktarlığını yaptığı bu İslami anlayışın temel amacı Amerikan tarzı muhafazakarlıkla bir çok noktada örtüşen benzer ‘muhafazakar devrim’ tetiklemektir. O halde o çok beklenen ‘Müslüman Aydınlanması’ idealinden çok uzaklarda, din, ahlak, hayır işleri ve piyasa etrafında şekillenmiş bir fazilet ekseni üzerinde paradoksal olarak değerlendirilebilecek yakınlaşmalar (İslam-Amerika) gayet rahat oluşabilmektedir”
Tabi, dediğim gibi yazara benim de bir çok sorum ve itirazım var ama o bu düşüncelerini Mısır, Sudan, Fas, Yemen ve Afganistan’da ki İslamlaşma süreçlerine dair araştırmalarına dayandırıyor. Biz farklı şeyler söyleyebiliriz ama bizimki bir araştırmadan dayanaksız kalacak. Doğru da olsa sonuçta subjektif konuşmuş oluyoruz. Bu tür araştırmalar konusunda olukça yetersiz kalıyoruz. Dolayısı ile hem kendimizi ve çevremizi hem de dünyayı anlamak ve anlatmak da zorlanıyoruz.
Kısaca kitap, İslam ideoloji olarak hem pratikte hem de söylem bazında büyük bir değişim içersinde ve Amerikan siyaseti, kültürü ve hedefleri ile uyumlu gelişmeler var diyor… Özellikle İslami burjuvazi doğuyor ve bu kesim her yönüyle suyun öte tarafından etkileniyor deniyor. Avrupa ise bu durumdan rahatsız ama kendi derdiyle uğraşırken dahi İslamı din ve ideoloji yönleri ile takip ediyor.
Kitapta bizimle ilgili de epey detay bilgi de var.