Hükümet Bayram öncesi çıkan bir KHK ile azınlık vakıflarına ait gayrimenkullerin mülklerin iadesinin önünü açtı. Bayram öncesi ve bayram tatili de 9 gün olduğu için kimse konuyla ilgilenemedi ve pek fazla itirazda gelemedi. Açık bir haksızlık bu şekilde bir yere kadar giderilecek gibi görünüyor, ancak sorulması gereken sorular var;
-Neden 2008’de TBMM’den çıkan bir düzenleme yaptığı halde yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyuldu? Daha 3 yıl önce muhalefetin ikazlarına rağmen ısrarla kanun çıkaran Hükümet şimdi neden yeni bir KHK çıkardı?
-Neden en azından 1 milyar dolar maliyeti olacak bu düzenleme TBMM’den çıkarılmadı da, KHK olarak çıkarıldı? Meclisten ve kamuoyundan kaçırılmasının sebebi ne idi?
-Hükümet değil ama bazı hukukçular bu düzenleme ile açılacak tazminat davalarının düşeceğini belirtiyorlar. Gerçekten öyle mi? Tazminat davalarının toplamı 1 milyar doları bulabilir miydi?
-Bu konularda mütekabiliyet esastır. Neden Yunanistan’dan benzeri bir adım gelmeden, hatta söz konusu dahi edilemeden böyle bir karar aldık?
-Bir de konunun tarihsel yönü var. Biz bu kararla 150 yıllık politikamızı bir kenara bıraktık. Neden bu kadar önemli bir kararı hiç tartışmadan bir bayram tatili öncesi aldık ve neden KHK ile?
-Hükümet samimi mi değil? Çünkü bu karar bir çok hukukçuya göre AYM’den döner...
İSRAİL ALDATMACASI
Dışişleri Bakanı Davutoğlu İsrail’e karşı yaptırımları açıkladı. Tabi kıyamet koptu. Cumhurbaşkanı Gül’de Hükümeti destekleyen bir açıklama yaptı. Fakat açıklamada bazı gariplikler vardı. “Bizim tavrımız İsrail halkına karşı değil, İsrail Hükümetinedir” deniyordu. Diğeri de hiç ekonomik ve ticari tavır yoktu. Doğrusu yadırgadım. İsrail’in şimdiki hükümeti giderse tavrımız değişecek miydi, yoksa açık kapı mı bırakıyorduk, anlayamadım.
Bir kere şu tespiti yapalım; BM Raporu ile AKP kamuoyu nezdinde kaybetmişti. Hem kendi kaybetmiş, hem Türkiye’ye kaybettirmiş hem de Gazze kaybetmişti. Çünkü, İsrail’in tezleri raporla onaylanmıştı. Belki de Cumhuriyet tarihinin en önemli diplomatik başarısızlığı söz konusuydu. Bunu gören AKP Hükümeti hemen ön aldı, Rapor resmen açıklanmadan Raporu ve başarısızlığı unutturan bu yaptırımları devreye soktu.
Açıklanan yaptırımlar aslında İsrail açısından çok önemli değil. Bunu açıklamaları ile de ortaya koydular. Davutoğlu’nun açıklamaları aslında iç politikaya ve Türk kamuoyuna yöneliktir. Türkiye gerçekte kaybetmiştir. Ama kamuoyu tekrar motive edildiği için başarısızlığı fark etmedi…
Ancak asıl önemlisi Davutoğlu’nun açıklamasından birkaç saat sonra ABD’den ve bizim Dışişler,inden açıklama geldi. Açıklamada füze rampalarının 2011 sonuna kadar Türkiye’ye yerleştirileceği konusunda anlaşmaya varıldığı belirtiliyordu. Füze rampaları İran füzelerine karşı İsrail’i koruyordu…
Şaşırdım. Aynı gün, birkaç saat arayla iki açıklama ve çelişkiler… Füze rampaları İsrail’i koruyor ve biz İsrail’e yaptırımlar açıklıyoruz.
Ne oluyor baylar, bayanlar?
Tekrar yazayım; Füze rampası İsrail’i korumaya yönelik, halbuki biz aynı gün nerede ise İsrail’e savaş ilan ettik görüntüsü veriyoruz…
***
Bu konular bizim konularımız. Çok önemli konular. Günlük siyasete dalmadan neler olduğunu ve doğruyu görebilmeliyiz.