Tarih, 15 Temmuz…
Yer, MHP Genel Merkezi…
Gece saat 10:30
AK Parti’li tanınmış bir bürokrat, (ismi bende saklı) eski Ülkü Ocakları Genel Başkan yardımcılığı ve Kıbrıs Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı görevlerinde bulunan Alper Hasta’yı arar.
Bürokrat, eski ocak başkanına, “TRT’yi kurtarmamız lazım. Bize lütfen yardımcı olun.” der.
Bunun üzerine 300 civarında ülkücü arkadaşını toplayan Alper Hasta, TRT’yi kurtarmak için yola çıkar.
300 ülkücü ve çok sayıda vatandaş büyük bir mücadele ile TRT binasına girerler.
İlk etapta TRT binasında olan 4 asker etkisiz hale getirilir.
TRT binasının güvenliği sağlandığını duyan diğer darbeciler TRT’yi kuşatmak için harekete geçerler.
Tanklara karşı etten duvar olan halk tankları püskürtür.
Saat sabaha karşı 4 civarı.
Yavaş yavaş kaybettiğini anlayan darbeciler son bir hamle ile Etimesgut Zırhlı Birlikler’deki tanklara, “Dışarı çıkın ve direnen herkesi ezin” talimatı verir.
Durumdan haberdar olan kabinenin çok etkili bir Bakanı (ismi bende saklı) çevresine, “Acilen bir şeyler yapmalıyız!” der.
Bakan’a, “Ülkücü bir ocak başkanı var. Gözü kara ve ocaklarda sözü geçer” diyerek Alper Hasta’nın isim ve cep telefonunu verir.
Eski ocak başkanı Alper Hasta’yı arayan Bakan, Alper Hasta’ya, “Zırhlı birliklerden tanklar çıkacak, bu hainler vatanı düşürmek istiyorlar. Mutlaka durdurmalıyız” deyince, Alper Hasta, “Vatan hepimizin gerekeni yapıyoruz” yanıtını verir.
Bu gelişmeler üzerine Etimesgut Zırhlı Birliklere yönelen vatandaşlar ve ülkü ocakları mensupları ile Etimesgut Zırhlı Birlikleri koruyan darbeci askerler arasında çok şiddetli silahlı çarpışmalar olur.
Darbeci Feto askerlerinin en ağır kayıp verdiği yerlerden birisi, tam da burasıdır.
Ülkücü bazı unsurları harekete geçirerek hayati bir rol oynayan Bakan’ın ismini şimdilik yazmayacağım ama bu vatansever Bakan’ın ismi sır kalmayacak!