“Dövlet dediğün önce güven verir. Dediğü dedüktür. Dedüğünden caymaz. Doğru gonuşur. Gocek gibin gıvırmaz… Devlet dedİğün İrecep Tayyip İrdoğan’ın devleti gibin olur…” Böyle diyor bizim Polatlılı arkadaşımın 83 yaşındaki babası Sadullah Amca… Devlet güven verir, doğru söyler ve kararlı olurmuş… Muhakkak ki doğru ama “İrecep Tayyip İrdoğan” ın devletine kadar… Çünkü bu Recep Tayyip Erdoğan müthiş bir siyasetçidir ama sıfır devlet adamıdır. Devletin de anasını ağlatmıştır…
En büyük, en ulu Cumhurbaşkanımız Erdoğan İŞİD’e karşı ABD öncülüğünde oluşturulan koalisyona katılmak için bazen 3 bazen de 4 şart öne sürmüştü; 1-Esat’ın gitmesi 2-Güvenli Bölge oluşturulması 3-Uçuşa Yasaklı Bölge oluşturulması 4-ÖSO’ya eğit-donat desteği verilmesi.
Ulu Cumhurbaşkanımızı haddini bilmez kafir taifesi nedense takmadı ve kara kafir Obama bir telefonu ile şartları yerle bir etti. Hemen İncirlik -güya sadece insani yardım için açıldı. Ulu uzun adamın “Kobani’nin bizimle ne ilgisi var?” dediği Kobani’ye her türlü yardım başladı ve bizim topraklardan Peşmerge ve bilerek söylüyorum PKK, Bizim asker ve polisimizin refakatinde geçirilerek ayrıca Kobani’ye özel koridor açılarak ulaştırıldı.
Bu gavur taifesi bizim yarı mübarek –bazılarına göre tam mübarek- Cumhurbaşkanımızı mahcup ederek, şartlarını sallamayarak dediklerini yaptırıyorlar… Ulan alçaklar onun Aksaray’ı sizinkinden çok daha büyük, çok daha lüküs, çok daha şatafatlı, siz kimsiniz? Sizin onun ki gibi 500 milyonluk uçağınız var mı?
Ki bu ulu uzun adam “ABD’ye Kobani’ye koridor açılmasını ben teklif ettim” demişti... Devamında da daha Çarşamba günü şunu söyledi; “Peşmergelerin Kobani’ye geçişiyle ilgili olarak Sayın Obama ile yaptığımız telefon görüşmesinde kendilerine bu teklifi zaten ben yapmıştım. Buradaki PYD ve PKK gruplarına vereceğiniz destekler bizim için kabul edilemez demiştim. Burada bir ÖSO ile, iki Peşmerge ile işbirliği kabul edilebilir demiştik. Kendilerinin yaklaşımı burada süreç olarak bir sıkışma söz konusu denildi”
Hem “PYD terörist örgüttür” diyeceksin, hem “PYD için koridor açılmasını ben teklif ettim” diyeceksin, hem “buradaki PYD ve PKK gruplarına vereceğiniz destekler bizim için kabul edilemez” diyeceksin hem de aynı cümle içerisinde ki bu saçmalıklarla övüneceksin… Pes… Bu kadarını Teyyo Pehlivan bile beceremez… Pes.
Bir dakika! Kimse “ama şu da şunu söyledi, bunu dedi” demesin. Onlar sorumluluğu olmayan kişiler. Cumhurbaşkanı ile aynı sorumluluğu taşımıyorlar ve söylemleri aynı sonuçları doğurmuyor… Kimseyle kıyaslamayın, devletin en tepesinden bahsediyoruz…
Beni en fazla üzen ne biliyor musunuz?
Vatanseverliğinden asla şüphe etmediğim bazı kişilerin sırf milliyetçi veya dindar sanıp, siyasi tavırlarına inanıp, devlet adamlığı sıfır olan bu Recep Tayyip Erdoğan’ın peşinden gitmeleri… Hasan Tahsinlerin hiç şüpheleri olmasın Erdoğan, 12 yıllık kesintisiz başbakanlık döneminden sonra dahi kendileri kadar devlet adamı değildir… Onun kostak yürüyüş ve tok konuşmasına aldanmasınlar, kendileri ile mukayese etmesinler ve kendilerinden hiç şüphe duymasınlar…
İnanmayan geriye dönsün, Kıbrıs, AB, Fransa boykotu, Mısır, Libya, Suriye, Irak, Gazze, Hamas, İran, Ermenistan, İsrail, Rusya gibi ülkelerle olan sorunlarda ve Soma gibi afetlerde o uzun siyasetçinin ne deyip ne yaptığına bir baksın…
Bu zahmete girmek istemeyen “Bank Asya ha battı, ha batacak” diyen veya “Kobani düştü, düşüyor” diyen bir 12 yıllık Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı iken bu lafları nasıl edebildiğini bir düşünsün… Hiç ipe-sapa gelir tarafı var mı?
İnanın sarkastik veya mizahi yazmaya gerek yok… Yazımın başında mizahla başladım sonra her yapılan veya söylenenin zaten mizah içerdiğini fark edip vaz geçtim… Ancak, yabancıların “Türkiye U dönüşü yaptı” deyip dalga geçtiği yerde gülebilirseniz gülün…