Yerel seçimlere 4 ay kala, AK Parti, göstereceği adaylarda finale yaklaştı.
Büyükşehir adaylarının çoğunu açıklayan iktidar partisi, ilçe ve belde adaylarını da iki hafta içinde bitirmeyi hedefliyor.
Bu hafta içinde İstanbul adayının mevcut başkan Kadir Topbaş olarak İstanbul’da açıklanması bekleniyor.
Yerel seçimlerde gösterilecek, başkan adaylarının tespitinde en titiz çalışan partilerin başında AK Parti geliyor.
Aday adayları, adaylığa terfi için 4 engeli aşmak zorunda kaldılar.
Öncelikle bağlı oldukları il ya da ilçenin süzgecinden geçtiler.
Daha sonra genel merkezin çapraz anketiyle tartıya çıkarıldılar.
Ankette öne çıkanlar, parti yönetimi tarafından filtre edildi.
Bitmedi!
Başbakan Erdoğan, parti yöneticilerine, aday adaylarının fotoğraf ve görüntülerini tek tek görmek istediği talimatını verdi.
Bunun üzerine bir sine vizyon teşkilatı kuruldu.
Aday adayların özgeçmiş ve fotoğrafları, sine vizyondan akarken, Erdoğan, zaman zaman görüntüleri durdurup tenkit ve önerilerde bulundu.
Örneğin;
Kravatını düzgün bağlamayan, giyinişine özen göstermeyen bazı aday adaylarını o an eledi...
Başbakan Erdoğan, giyim ve tutumundan dolayı üstünü çizdiği, aday adaylarıyla ilgili, çalışma arkadaşlarına şunları söyledi;
“Kravatını dahi bağlayamayan, giyimine özen göstermeyen aday istemiyorum. Zaten bu arkadaşlar, bu ilgisizlikle, ‘ya tutarsa’ diye düşünüyorlar ama biz işimizi şimdiye kadar şansa bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız...”
Bu yazı, iktidar partisinden aday adayı olacaklara ikramım olsun!
Siz, siz olun;
Giyiminize özen gösterin!
Sezgin Tanrıkulu
22 Kasım da, “Gazeteciye evini sattıran vekil kim?” başlıklı yazıda, CHP genel başkan yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun gürültüsü yüzünden evini taşıyan, SKY TÜRK Ankara temsilcisi Sedat Yazıcıoğlu’nun başından geçenleri kaleme aldım.
Tanrıkulu, gönderdiği açıklamada, “Yazılanlar yalan. Gürültü çıkarmadım. Evde topuklu ayakkabılarla gezildiği yazılarak, şeref ve haysiyetimle oynandı” şeklinde, her türlü izahtan vareste bir değerlendirme yapmış.
Açıklama hakkına saygıdan dolayı mahkeme kararı dahi olmadan bu itirazını yayınlıyorum ancak, yazdıklarımın doğruluğunu gerekirse mahkemede şahitlerle ispatlayacak durumdayım. Dolayısıyla, ne Tanrıkulu, ne de başka bir kişinin şeref ve haysiyetiyle oynanma gibi kastım olmadığı açık.
Eşiniz ya da akrabanız, topuklu ayakkabı giydiğinde, topuklu ayakkabı sesinin alt kattan duyulduğunun yazılmasının neresi şeref ve haysiyet ile oynamaktır?
Bu noktada bir ima ya da yanlış anlamaya yol açacak tek kelimem olmadığı halde, şeref ve haysiyetle oynadığımı iddia etmeyi maksadı aşan kelimeler olarak görüyorum.
Ya Başbakan devreye girerse?
Günlerdir, ANKESOB Başkanı Mehmet Yiğiner’in, uygun olmayan yöntemlerle Ankaragücü’ne minibüs esnafından bağış topladığını ve bağış yapanları daha çok kazanan yerlere taşıdığını yazıyorum.
Başta Yiğiner olmak üzere, ne Futbol Federasyonu Başkanı Erdoğan Demirören’den, Ne TESK Başkanı Bendevi Palandöken'den, ne de kıymetli Ankara Valisi Alaattin Yüksel’den ses çıkmadı.
Geçen gün yanıma gelen bir AK Parti Milletvekili, “Sayın Başbakan, ANKESOB'la ilgili devreye girerse, Türkiye’nin gündemi 1 hafta kilitlenir!” dedi.
Ne demek istedi acaba?
*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…