Aslında değil ben, en yakın kurmayları bile Başbakan Erdoğan’ın bundan sonra oluşturacağı yol haritasını tam olarak bilmiyor ama şimdiye kadar gelişen olaylardan yola çıkarak neler yapmayacağını tahmin edebiliriz.
Başbakan, başkanlık konusunu kafasında kapatmış gibi görünüyor.
Muhtemelen başkanlık arzusundan vuruşmadan çekilerek realite üzerine odaklanacak.
Başkanlık seçeneğini elediğimizde, Erdoğan için elimizde 3 alternatif kalıyor.
Ya yeniden Başbakan olacak, ya Cumhurbaşkanı olacak, ya da siyasetin, “Bir bileni” olarak kalacak.
Başbakan’ı, “Bir bilen” olmak artık kesmez.
Daha doğrusu, siyasete mola verdiği anda artık karşı taraf olarak adlandırılan yüzde 50’nin biriktirdiği negatif elektriğin hareket gücü karşısında tutunamayacağını iyi bilir.
Bu yüzden bu seçeneği kesin olarak eleyebiliriz.
Erdoğan’ın Başbakanlıkta kalma ihtimali zayıf olsa da, masadaki seçeneklerden birisi.
Zayıf, çünkü; siyasete ara vermesini istediği mesai arkadaşlarını nazikçe saha dışına çıkaracak, ‘3 dönem’ şartı kalkarsa, sözünü yemekle kalmayacak, hatırını kıramadığı ama yorulduğunu düşündüğü yol arkadaşlarının bir bölümüyle devam etmek zorunda kalacak.
Bu denklemin bozulması, 3 dönemi dolduran bazı isimleri yerel yönetimlere kaydırma planını da etkileyecektir.
Bu yoruma, “Ama Başbakan’ın astığı astık, kestiği kestik. İstediğiyle yola devam edebilir” diyerek karşı çıkabilirsiniz.
Bu eksik bir yorum olur. Çünkü; Başbakan, sadakatinden emin olduğu insanları kıramayacak kadar duygusal bir siyasetçi.
Sert, tavizsiz tarafı, dost olarak tanımlayamadığı insanlarda gün yüzüne çıkıyor.
Eldeki verilere göre, Başbakanlık seçeneğini tamamen eleyemesek de, zayıf bir opsiyon olarak düşünebiliriz.
Görünen o ki; Başbakan Cumhurbaşkanı olmak için elinden geleni yapacak ama bu kadar muktedirlikten sonra Çankaya Köşkü’nün sınırlı gücüne talip olur mu?
İdeal seçeneği bu değil elbette. Güçlendirilmiş Cumhurbaşkanlığı seçeneği için MHP ile yakınlaşacağını düşünüyorum.
Erdoğan, MHP’nin desteği ile Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini artırarak adı konulmamış yarı başkanlık sistemini MHP ile gerçekleştirebilir.
Bu süreçte BDP desteğini asla arzu etmeyecektir.
Peki, MHP’nin desteğini alabilir mi?
Büyük olasılıkla evet.
Olmaz diyenler için MHP’nin iktidar partisine yönelik geçmiş kritik kararlarını yeniden gözden geçirmelerini öneririm.
Niye herkes kendinden kaçıyor?
Bilirsiniz; Kendi gücümüzü çoğaltırken, kendimiz dışındakilere gücümüzü dayatmaya çalışırız.
Bize engel oluşturduğunu düşündüğümüz ‘zayıf’ı ele geçirme gayretinden bir türlü vazgeçmeyiz.
İçindeki azlığı kapatmak için sanal bir yüksek insan tipi oluşturmaya çalışanları, Dünya’ya sığdıramadıkları kibirlerinden hemen tanısak da, çoğu kez onlara gücümüz yetmez.
Hadi itiraf edelim; Şu dünya, ‘Niçin yaşıyorum?’ sorusuna yanıt bulamayanlarla dolu.
Yanıtı olanları da sevmeyen bir dünya bu…
Henüz ahlak kurallarını bile evrensel yapmayı beceremeyen bir dünyadan gelip geçiyoruz farkında mısınız?
Dibini görmediğimiz her şeyi derin saymamızı dayatan karanlıkların efendilerini bile tanıyamadan ölüp gideceğiz buralarda…
Mazlumu güneşin ortasına, kendisini koyu gölgeye bırakan kötü insanların çoğunu ancak mahşerde tanıyabileceğiz.
Belki de en kötüsü; Bizi mutlu eden şeylerin, çoğu kez felaketimizin de kaynağı olduğunu öğrenemeden terk edeceğiz bu sılayı.
Sevdiğimizi, düşmanımızdan daha zor affedebildiğimizi vaktinde bilemeden…
Hesabın insanı makam, vicdanın insan yaptığını bilemeden.
Adaletin eşitlik değil, herkese hak ettiğini vermek olduğunu öğrenemeden…
Kendimizi, kendimizden kaçmakla bulacağımız yanılgısından kurtulamadan…
Bu muydu yaşamak sahi?
Değildi elbette ama böyle oldu işte.
Allah, yarattığı insanların çoğuyla gurur duyamadı.
Katil oldular, mazlumu tekmelediler, yalancı oldular…
Allah’ım aklımı koru…
Sanırım onu kaybediyorum…
Yanardağ gidiyor, Dündar geliyor!
CHP’li Milletvekili Durdu Özbolat’ın sahibi olduğu Yurt Gazetesi’nin zor günler geçirdiği bizzat Özbolat’ın gazetede genel müdür olan kızı Ezgi Özbolat’ın çalışanlara gönderdiği mesajla ortaya çıktı. Bu kötü gidişi durdurmak isteyen Yurt Gazetesi’nin patronu Durdu Özbolat gazete yönetiminde değişiklik yapmaya karar verdi. Tirajların artmaması ve gazetenin reklam alamamasında sorumlu gördüğü genel yayın yönetmeni Merdan Yanardağ’ı görevden alarak yerine Milliyet’ten kovulan Can Dündar’ı genel yayın yönetmenliği koltuğuna getirecek. Dündar’la prensipte el sıkışan Özbolat’ın gazetedeki bu değişikliği kısa sürede kamuoyuna açıklaması bekleniyor.
CHP’li Durdu Özbolat’ın projeleri bunlarla da sınırlı değil. Özbolat, yurt bünyesinde bir de yeni televizyon kurmak istiyor. Art 1 televizyonundan istifa eden duayen gazeteci Uğur Dündar’a televizyonun başına geçmesini teklif eden Özbolat, Dündar’dan, “Düşüneyim” yanıtını aldı. CHP’li Özbolat’ın, sahibi olduğu Yurt’un girdiği ekonomik krize rağmen gazeteye transfer hazırlığı, üstüne bir de televizyon kuracak parayı bulması oldukça ilginç. Kızı Ezgi Özbolat,”batıyoruz” derken, baba Durdu Özbolat tam aksi hamlelerde bulunuyor. Ya babası, ya kızı! Birisi bizi işletiyor ama hangisi?
Çağımızın Yunus Emre’si Hatipoğlu!
Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’nu fenomen yapan ne reytinglerde 1 numara olması, ne güven veren deruni hitabı, ne de hepimizin bildiği o güçlü tasavvuf bilgisi. Hatipoğlu’nu kendi kulvarındaki alimlerden ayıran en önemli özelliği, izleyiciye hemen geçen eşsiz samimiyeti. Eğmeden, bükmeden, kendine göre bir din kurmadan, nefsini buzdolabına koyarak anlattığı her şey için bu toplum ona teşekkür borçlu. Teşekkür ederim…
*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…