E-Dergah’ın genel kabulünün olduğu konulardan biri halk egemenliği veya halk iradesidir. Halk egemenliği, farklı anlaşılmakla ve bazı şartlar taşımakla beraber herkes tarafından doğruluğu kabul edilen bir kavramdır. Halk iradesini kutsal bir kavram olarak kabul ederken belirleyebildiğim e-dergah kıstası toplum mühendisliği yapılarak bu kutsiyetin bozulmamasıdır. Zannederim bu konuda çok fazla itiraz olmayacaktır. Peki, toplum mühendisliğinin olmaması ve halk iradesinin bazı güç unsurları tarafından yönlendirilmemesi nasıl sağlanacaktır? Tabi ki halk iradesinin oluşumunu etkileyen en önemli unsur olan basın yoluyla… Diğer bir ifade ile halk iradesinin özgürce oluşumu ve seviyesi önemli ölçüde basına; medyanın verdiği haberlerin doğruluğuna ve tarafsızlığına bağlıdır. Dolayısı ile basın özgürlüğü, halk iradesini oluşturan en önemli kavram olarak karşımıza çıkıyor.
Bu hafta basın özgürlüğüne, dolayısı ile de halk iradesine maalesef darbe vurulan bir hafta oldu. Güzel olan taraf, basının yurt dışından da aldığı destekle tepki vermesi ve bazı iktidar unsurları ile iktidara yakın olanlar tarafından da olayın kınanmasıydı. Hatta Başbakan Erdoğan dahi konuya taraf olmadığını, bu konuda talimat vermediğini söylemek zorunda kaldı. Ben de Ergenekon ve Balyoz’daki gelişmelerin Başbakan’ın inisiyatifi dışında oluştuğuna inanıyorum. Devlet içinde Başbakan’ın dahi kontrol edemediği bir güç var. Bu güce “cemaat” diyip sıyrılmak ta çok yanlış… Daha dikkatli bakmalıyız…
Son arama ve gözaltılar, basın mensuplarına yönelik geceyarısı hücreye alma operasyonları Ergenekon ve Balyoz gibi davaları çok ciddi olarak görenleri ve “çok şey ortaya çıkacak” diyenleri de zora soktu. Bu operasyonları “Bağırsaklar temizleniyor” diye niteleyenler yok artık. Aslında her şey “Kozmik oda” operasyonu ile bitti. Kozmik oda’dan çok şey çıkmasını bekleyenler için tam bir fiyasko söz konusu oldu. Türk Devletinin sanıldığı veya izlenim verildiği kadar “pislik” içerisinde olmadığı anlaşıldı.
Tabi bu arada görevini istismar edenler ile gerçek görev adamları ve gerçek kahramanlar ise birbirine karıştı. Bu işten istismarcılar çok memnundurlar eminim.
Etrafımızda tek demokrasi ile yönetilen ülke hangisi biliyor musunuz? Yunanistan. Rusya, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, İran, Irak, Suriye, Mısır, Bulgaristan, Romanya ya sandık demokrasisine ya da bebek demokrasiye sahipler. Bizim de her zaman, özellikle kriz dönemlerinde sandıklı demokrasiye geçme ihtimalimiz var. Dikkatli olmalıyız.
***
Bu hafta detayını bilmediğim ama çok önemli gördüğüm bir olay Cumhurbaşkanı Gül’ün ani Mısır seyahati oldu. Mısır konusunda Obama telefonundan sonra mesaj veren ve dolayısı ile askeri rejimin gelmesinde payı bulunan ülke görüntüsü verdiğimiz için sabıkalıyız. Gül kendi inisiyatifi ile Mısır’a gitmedi, bu açık ama kim adına ve neden gitti? Bize nasıl bir rol biçiliyor, üzerinde düşünmemiz ve yorumlar yapmamız lazım. Hakikaten önemli bir konu.
***
Nereden buldum hatırlamıyorum ama not almışım, sizlerle paylaşayım istedim;
Allahım;
Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET,
Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR,
İkisinin arasındaki farkı bilmek için AKIL,
Beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak DOSTLAR ver...