Pazartesi günü medyaya aşağıdaki haber düştü. Fark ettiniz mi? Bana çok ilginç geldi. Sizlerle paylaşmak ve tartışmak istedim. Önce haberi okuyalım sonra tartışalım;
Anayasa Mahkemesi eski Raportörü Doç. Dr. Osman Can, Diyarbakır’da katıldığı ‘Anayasa Paneli’nde izleyenleri Kürtçe ‘Amed halkı hoşgeldiniz’ diye selamladı.
Konuşmasında bugüne kadar yapılan anayasaları eleştiren ve bazıları için “Konuşmaya değmez” diyen Doç. Dr. Osman Can, “Anayasayı eğer toplum sözleşmesi olarak değerlendiriyorsak, kimler tarafından yapıldığını çok iyi biliyoruz. Kimler tarafından yapıldıysa bu anayasalarda onların çıkarlarına hizmet edilmek üzere üretildi. Bize soruldu mu? Örneğin Anayasanın değiştirilemez maddeleri diye ilginç şeyler var. Ya başkentin Ankara olmasını kim bize sordu. Babalarımız ve dedelerimiz karar vermedi bildiğim kadarıyla” dedi.
Burada beni ilk olarak rahatsız eden üslup… Şimdiye kadar yürürlüğe giren Anayasalar üzerinden devletle dalga geçme, bu ülkede yapılanları küçümseme hissediyorum. Zannederim yanlış da değil. Amaç tam da bu. Düşünüyorum, hangi ülkede başkent halka sorularak tespit edilmiştir, bulamıyorum. Amerika’da mı, Almanya’da mı, İngiltere’de mi, Arabistan’da mı, Asya’da mı, Afrika’da mı?
İkinci olarak rahatsız olduğum konu ise mantık… Bir devletin kurulması devrimci bir süreçtir. Bir devlet kurulurken birilerine rağmen, birileri ile mücadele edilerek kurulur. Bu aşamada hemen hiçbir şey için halka müracaat edilmez. Başkentin neresi olacağı konusu da halka sorulmaz. Cumhuriyet kurulurken de Ankara’nın başkent olmasının halka sorulması kadar saçma bir şey olamazdı ve sorulmadı. Başkentler öyle sık sık değişemeyeceği içinde Ankara hep başkent kaldı. Durum bu iken Osman Can’ın “Ya başkentin Ankara olmasını kim bize sordu. Babalarımız ve dedelerimiz karar vermedi bildiğim kadarıyla” demesini inanın anlayamıyorum. Eğer, Can bu ifadesi ile halka sorulmayan konuların demokratik olmadığını anlatmak istiyorsa yine saçma geliyor.
Demokrasi her şeyin halka sorulması mıdır?
Bu yöntem her zaman doğru mudur?
Örneğin, halka Kürtçe televizyon kurulsun mu diye sorulsaydı TRT Şeş kurulabilir miydi?
Halka sorulsaydı geçmişte üniversiteler kurulabilir miydi?
Halka sorulsaydı geçmişte futbol oynanabilir miydi?
Her şey halka mı sorulur?
Demokrasi her şeyi halka sormak mıdır?
Hiç unutmuyorum, 3 çocuklu bir arkadaşım, “Ailede demokrasi olsaydı tüm maaşım çikolata ve dondurmaya giderdi” demişti. Demokrasi ve halka gitmenin bir mantığı olmalı. Bu konular istismar edilmemeli…
Osman Can, sevelim veya sevmeyelim bu ülkenin aydını… Dedikleri dinlenen, medyada yer alan, kamuoyunu etkileyen biri…
Biz galiba, bu toplumun aydınları olarak şirazemizi yitirdik. Aklımıza ne gelirse, her yerde, her ortamda söylüyoruz…
Yazık değil mi bu topluma, bu ülkeye, bu devlete!