Evet, dediğimiz olmaya başladı yavaş yavaş. Maalesef “İmralı Barış Süreci” İmralı Sinir Harbi’ne dönüşmeye başladı. KCK Eş Başkanı Cemil Bayık 1 Eylül’e kadar adım atılmaz ise çekilmeyi durduracaklarını söyledi. Yani tehdit etti. Ekonomik dengelerin bozulması netleşti; dolar 2 lirayı, benzin 5 lirayı geçti. Enflasyon hedefi yine şaştı. Borç oranı yine yüzde 40’lara çıktı, hızla tırmanıyor. Dış politika Osmanlı’nın çöküş döneminde olduğundan daha kötü, daha sefil ve zebun halde… İktidar çıkış olarak, kurtuluş olarak bir savaşı dahi göze aldı ve Suriye konusunda kurulacak koalisyona katılacaklarını açıkladı. Suriye’ye müdahale, bir savaş bahanesi iktidarı kurtarabilir ümidi ile Ortadoğu bataklığına daha fazla giriyoruz.
Aslında sorun şu; Ülke yönetilmiyor. R.Tayyip Erdoğan Başbakan olarak ülkesini, devlet meselelerini çözecek nitelikte olmadığını ispatladı ama gören göz, söyleyen yürek, vicdan ve cesaret sahibi olmak gerek… Sonbaharda savaş yoksa PKK’ya, Öcalan’a ne denecek? Güçlenmiş ve haklı duruma geçmiş bir PKK ile savaşmaktansa, işsizliği, (Bu Türkiye’de ne yerli ne yabancı yatırım yapmaz ve işsizlik artar) ekonomisi sorun bir Türkiye’de iktidarı göz göre göre yitirmektense Suriye ile savaşa girip bir bilinmezliğe yelken açmak, “Allah Büyüktür” demek tercih ediliyor…
***
Bir Başbakan önceden bildiği, haberdar olduğu bir konuda televizyon canlı yayınına çıkıp dakikalarca ağlıyorsa, böyle bir mizansene gerek duyuluyorsa vay o toplumun, o ülkenin haline… Başbakan maalesef gerçek anlamda bir tiyatro sergilenen yayında bazı eski dostlarına dahi, “Hayatını gayri-ciddî yaşayanlarda kalbî hayat olamaz... onların ağlamaları da ayrı bir yalandır.” dedirtmeyi başardı.
Başbakan’ın ruh hali konusunda bir psikiyatrist ile konuştum, inanılmaz şeyler söyledi. Kısaca çok çaresiz, ümitsiz bir ruh hali yansıttığını ve güven bunalımı yaşadığını anlattığını söyleyeyim, gerisini siz anlayın…
***
Tayyip Bey, yani Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı çıktı meydana, Mısır Darbesinin arkasında İsrail var ve ben bunu ispatlayacağım dedi. İspatladı mı? Hayır. Ciddiye alan oldu mu? Hayır. Rezil olduk mu? Maalesef… ABD konuyu Beyaz Saray Sözcüsü düzeyinde hemen bir fırça yalanlaması ile bitirdi. İsrail üst düzey bir cevap dahi vermedi ve Mısır çok ağır bir cevap verdi. Peki Tayyip Bey dediğini yaptı, ispatladı mı? Hayır. Dediği ile kaldı. Beyaz Saray’a sitem etti. “Beyaz Saray neden karışıyor?” dedi. İsrail’in bu kafadaki Ortadoğu’da her olayın arkasında olduğunu bilmeyen mi var? Suriye’de İsrail ile birlikte hareket et, İsrail’in güvenliği için topraklarında radar kur, ticaret senin döneminde üstelik kavgalı olduğun dönemde zirve yapsın sonra da İsrail edebiyatı yap… Yerler mi? Yerler tabi… “Bağzıları” maalesef yerler…
***
Gresham Yasası geçerli oldu sonunda. Geçen yazıma bakınca bu köşe için de geçerli oldu sonunda dedim…