Sağlık, eğitim gibi hizmetleri yerel yönetimden mi almak istersiniz yoksa genel idareden mi?
Cevabınız “yerel”de, “genel”de veya “hangisi daha iyi hizmet veriyorsa” şeklinde olabilir. Her şekilde siz haklısınız ama ben artık klasik hizmetler olan çöp, su gibi hizmetler yanı sıra belediyelerin eğitim sağlık gibi hizmetleri vermede de devreye girebileceklerini hatırlatmak istedim. Bu hafta TBMM açılınca ilk ele alınacak konulardan biri de Yerel seçimlerin öne alınmasının yanı sıra, mevcut 16 ile ilaveten 13 ilde büyükşehir belediyelerinin kurulmasını getiren yasa olacak. Bu büyükşehirler tüm il sınırlarında yetkili olacaklar ve galiba 500’den fazla belde belediyesi ortadan kaldırılacak. Tasarı tam olarak belli değil, henüz iktidarında kafası net değil ama il sınırlarının büyükşehir sınırları olacağını öngören tasarının TBMM’ne geleceği kesin.
Yerel yönetimlerin yetkilerinin artmasını neden destekliyoruz? Çünkü yerel yönetimler yoluyla “halk egemenliğini” oluşturmak daha kolaydır. Halkın yönetime katılması ve kendi hayrına kararlar alması daha büyük bir ihtimaldir.
Yerel yönetimlerde kırsalda yönetime katılım kolaydır ama bu büyük şehirlerde nasıl olmalı? İstanbul’da, Ankara’da halk egemenliğini nasıl tesis edeceğiz? Bunun yöntemi ne olmalı? Halkı kim temsil etmeli? Kendisi ile ilgili kararları alma konusunda o yöre halkının üzerinde bir güç olmalı mı?
Metropollerde halkı temsil etmenin bulunabilen en önemli yolu sivil toplum kuruluşlarının, meslek örgütlerinin gelişmiş olması. Bizde sivil toplum ise henüz gelişmiş değil. Halkın çevresi ile ilgili sorumluluğu veya hassasiyeti gelişmiş ülkelere göre pek fazla değil. Şimdiye kadar ki uygulamalar, deneyimler henüz bu alanda çok mesafe kat etmemiz gerektiğini gösteriyor. Bizde yerel yönetimlerde görev alanlar maalesef konuya genellikle rant olarak bakmışlar. En başarılı belediyeler en fazla rant yaratıp yandaşlarına dağıtan belediyeler oluyor maalesef…
Peki, neden bu yasa tasarısı veya teklifi acilen TBMM’ye getiriliyor? Tahmin ettiğim 4 sebep var: 1-İl sınırlarının büyükşehir sınırları olması ile yeni rantlar oluşması, 2-İl sınırlarında seçim yapılması ile İzmir, Eskişehir, Antalya gibi yerlerde büyükşehir seçimini iktidarın alma şansının artıyor görünmesi, 3-Kürt sorunu konusunda gecikmiş bir adımı atmış olmak, 4-Tayyip Beyin Başkanlık sistemine hazırlık adımı.
Fütüristler yakın gelecekte insanların mega kentlerde yaşayacaklarını öngörüyor. Buna Türkiye’nin de hazırlık yapması şart ama konuya hala salt siyasi bakarak mevzuat oluşturmak, kişiye göre kanun yapmak Türkiye’ye pek hayır getirmeyecektir. Bahsettiğim tasarı veya teklif halkın yönetime katılımı ve demokrasinin gelişimi konusunda pek fayda getirmeyecek gibi görünüyor. Özellikle pergel yasası olarak adlandırılan uygulama ve İstanbul ve İzmit’teki tüm il sınırları büyükşehir sınırı uygulamaları pek başarılı değilken hiçbir araştırmaya dayanmadan bu kanunun getirilmesi pek hayra alamet değil… Padişahımız “Bu kanun tez çıka” buyurmuş. Bizlere gereğini yerine getirmek düşer, tartışmak değil…