27 Nisan E-Muhtırası verildiğinde herkes ana mevzuya odaklanmıştı haliyle. Aradan uzun zaman geçtikten sonra o gece ortadan kaybolan, telefonlarını kapatan bakanlar olduğu ortaya çıktı.
Yani renkli ayrıntıları sonradan duyduk.
Hemen her büyük gelişmenin ardından benzer şeyler oluyor. Renkli ayrıntılara uzun süre ulaşıyoruz. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılmasının depremi sırasında gözlerimiz bu tip küçük ama renkli ayrıntıları aradı.
Hakan Fidan’la Başbakan Erdoğan’ın arasındaki bağı kuran ve Hakan Fidan’ın yükselişine katkı sağlayan kişi Beşir Atalay’dı. Atalay ve Fidan arasındaki yakınlığı Ankara’da bilmeyen yoktur.
Açılım sürecinin ana yürütücüsü olan Beşir Atalay, bu süreçte Hakan Fidan’la çok yakın çalışmış ve ünlü OSLO Görüşmelerinin de ana planlayıcısı olmuştu. Fidan’ın Oslo’nun ses kaydında Atalay’ı övdüğünü dinlemiştik.
Habur faciasından sonra duran süreç nedeniyle Atalay’ın adı “Habur Fatihi!”ne kadar çıkmıştı.
İşte MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a yönelik operasyon gecesi Beşir Atalay’ın ne yaptığı bu nedenle oldukça önemli.
KCK operasyonlarına Beşir Atalay’ın başından beri karşı çıktığı hatta İçişleri Bakanlığı döneminde iki yıl operasyonları geciktirdiği yönünde kuvvetli rivayetler var. Aslında bunu söz konusu dönem Valiler toplantısında açıkça söylemişti de. Şimdi kendisine en yakın isme hem de KCK nedeniyle “şüpheli” sıfatıyla çağrı çıkınca, Atalay ne yaptı?
Atalay’ın o gece kendisine yakın gazetecilerle yoğun bir trafik yaşadığı Ankara kulislerine yansıdı.
Atalay ertesi gün tıpkı 27 Nisan’ın ertesi günü ortadan kaybolan bakanlar gibi ortadan kayboldu. Kendisine mikrofon uzatmak isteyen kimse Atalay’ı bulamadı.
27 Nisan’ın kayıp bakanlarıyla ilgili espriler Atalay için de yapıldı gün boyu.
Ancak Atalay’ın uzun süredir Fidan hakkında izlediği çok ince bir taktik var.
MİT’i sivilleştirme çabalarıyla göz dolduran Fidan görevde olduğu sürede iki kritik süreçte zorda kaldı. Biri OSLO Ses kaydının çıkması. İkincisi Uludere’de yanlış istihbarat verilerek 35 köylünün öldürüldüğü iddiası…
İki olayda da Beşir Atalay çok ince bir taktik izleyerek kendisini Hakan Fidan’dan geri çekti ve Hakan Fidan’ın Başbakan Erdoğan’ın bürokratı olarak tescilledi.
Yani Hakan Fidan’la ilgili büyük fatura ortaya çıkarsa, ödeyecek kişiyi kendisi olmaktan çıkardı ve Başbakan Erdoğan yaptı.
Erdoğan da muhalefetin Hakan Fidan’a yüklenmesi sonucu refleks olarak Hakan Fidan’ı aşırı savunmaya geçti ve kamuoyunda “Hakan Fidan Erdoğan’ın bürokratı” tamlaması oturdu.
Oysa Hakan Fidan Beşir Atalay’a Erdoğan’dan daha yakın bir bürokrat.
Bu gerçek unutulurken, Beşir Atalay, son kriz sonrası bu unutmayı geri dönülemez noktaya getirmek için ortadan kayboldu.
Süreç ilerledikçe ve fatura büyürse Erdoğan, Fidan’ın asıl referansını hatırlayabilir.
Talat Atilla'yı Twitter'dan da takip edebilirsiniz...
https://twitter.com/#!/TalatAtilla