Lordlar Kamarası kitabını D&R mağazalarından ve www.dr.com.tr den temin edebilirsiniz.
20 yıldan fazladır gazetecilik yapıyorum. Tüm gazetecilik hayatımda meslektaşlarımın meslekte yükselmenin olmazsa olmaz koşulu saydığı bir lobiye sahip olmak, bir gruba yakın olmak, güçlülerle güçlü ilişkiler kurup bunu başarıya tahvil etmek gibi olmazsa olmazlar benim için hep önemsiz oldu. Hep, neysem o oldum.
Kendimle neden başladım yazıya? Şundan; çok değer verdiğim gazeteci ağabeylerim hep “Yaşadıklarını yazmalısın Talat. Hafızanı bu güne kadar yazdıklarının dışında okurlarınla paylaşmalısın. Her şeyi bırak, bu mesleğine karşı görevin” dedi. Özellikle Emin Çölaşan'ın, "hatıralarını gelecek kuşaklara muhakkak bırak" sözleri bende etkili oldu.
Haklılardı muhtemelen. Ama hep ertelemiştim bunu. Ancak bir yere kadar. Sonunda yazdım.
Uzun zamandır hazırlıkları sürdürülen kitabım Lordlar Kamarası baskıdan çıkmak üzere. Sanırım önümüzdeki haftadan itibaren tüm kitapçılarda yerini alacak.
Önsözünü iki değerli gazeteci ağabeyim Emin Çölaşan ve Uğur Dündar’ın yazdığı ve Bilgi Yayınevi tarafından yayınlanan Lordlar Kamarası aslında bir anlamıyla yukarıda bahsettiğim tüm o lobilere girmeden, ilişkilere basıp yükselmeden, tek başına bir gazetecinin verdiği mücadelenin hikâyesi.
Ama ben, hikâyenin sadece bir tarafı, daha doğrusu tanığıyım. Lordlar Kamarası’nda gazetecilik hayatıma başlama serüvenimi okurken Turgut Özal’ın hiç bilinmeyen bir yüzüyle tanışacaksınız, o günlere gideceksiniz.
Tayyip Erdoğan’ın bir gazeteciye yazarlık teklif etmesini okurken bu günkü kudretli Başbakan’ın ilk günlerine şahit olacaksınız.
Emin Çölaşan’ın Habertürk’ten daha başlamadan kovulmasının perde arkası bilgilerini ilk kez okurken medya ile ilgili bir ders daha çıkartacaksınız.
Çalıştığım radyonun basıldığını okurken bir Bakan’ın hem neler yapabileceğini hem nasıl gaflet içinde olabileceğini göreceksiniz.
Çok tartışılan Uğur Dündar’ın eşi ile ilgili haberlerin aslında nasıl bir kurgu olduğunu önemli bir polis şefinin ağzından ilk kez öğreneceksiniz… Gökçek’in tekrar aday olma sürecinde AKP genel merkezini nasıl bastığını… Aydın Doğan’ın desteği ile Basın Konseyi’ni nasıl mahkûm ettirdiğimi… Çok ünlü bir gazetenin bir bürokratı nasıl tehdit ettiğini… Ezandan rahatsız olan gazeteciyi… Türkiye’yi titreten Kenan Evren’in bir şemsiye karşı nasıl titrediğini… Baykal’a benzetilmenin bu ülkede dava konusu olabileceğini ve bu içtihadı bir Ankara Temsilcisinin meydana getirdiğini… Bugün 28 Şubat mağduru diye nemalanmaya çalışanların dışında da 28 Şubat mağduru gazetecilerin olduğunu ve asıl mağdurların ses çıkarmadığını… Çiller ile ilgili çok ilginç anekdotları… Umur Talu’nun vicdanının sadece bu güne has bir haslet olmadığını ve gecikmiş bir özrü… Şamil Tayyar-Muharrem Sarıkaya vakasını… Bekir Coşkun’un Habertürk’ten kovulmasının perde arkasını… 7 kurşun sıkıp kalpten öldü denilen medya patronunun yakının olayın aslını hangi gazeteci tarafından öğrendiğini… Meclis’teki trilyonluk makam arabası skandalında yaşanan baskıyı… Ve birkaç yıl öncesine damga vuran Ufuk Güldemir-Uğur Dündar kapışmasının hiç bilinmeyen detaylarını…
Bu kitabı okurken bir yandan beni okuyacaksınız ama diğer yandan beni unutup yakın tarihin perde arkasına dalacaksınız.
Bu kadar da değil. Hepsi gündeme damga vuran çok çarpıcı Turktime röportajları da kitapta yer alacak. EMİN ÇÖLAŞAN, UĞUR DÜNDAR, BEKİR COŞKUN, CEM UZAN, KEMAL KILIÇDAROĞLU, NUMAN KURTULMUŞ, FEHMİ KORU, CAN ATAKLI, FATİH KARACA, ADNAN OKTAR, TAMER KORKMAZ, SABAHATTİN ÖNKİBAR, AYTUN ÇIRAY, MAHMUT KOÇAK, AYŞE SUCU röportajları kitap için tekrar düzenlendi.
Şaşırabilirsiniz belki. Ama zaten biz gazeteciler de sizi şaşırtmak, gördüğünüz hiçbir şeyin aslında göründüğü gibi olmadığını göstermek için yok muyuz?
Lordlar Kamarası kitabını D&R mağazalarından ve www.dr.com.tr den temin edebilirsiniz.