Bir ihtimal daha var!
Ankara kulislerinin vazgeçilmez gündemlerinden birisi de Başbakan Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’la aralarının limoni olduğu yönündeki iddialar…
Bu iddialara geçmeden önce Erdoğan, Gül ve Arınç’la ilgili kısa tespitlerimi paylaşayım;
ABDULLAH GÜL: Refah’ın iktidar sürecinde tanıştığım Cumhurbaşkanı Gül’ün insani ilişkilerinin kuvvetli olduğunu söyleyebilirim. Başbakan Erdoğan’a kıyasla muhalefet dahil birçok kesimle arasında uzlaşılabilir mesafesi olan bir isim. Gül, yeşerdiği siyasi zeminin dinamiklerini korurken diğer yandan farklı görüşleri de dışlamıyor. Hükümet politikalarının dışında politika belirleme alanı çok geniş olmasa da, gerektiğinde rest çekebilecek izlenimi vermesi dahi hanesine güç olarak yazılıyor. Yeniden Cumhurbaşkanı olmayı istediğini Başbakan Erdoğan’ın da bilmesi aralarındaki mesafeyi açabilir.
TAYYİP ERDOĞAN: Başbakan Erdoğan’la ilk tanışmamız, hakim kamuoyunun, “Muhtar bile olamaz” dediği, hapishaneden çıkış günlerine denk geliyor. Erdoğan, Cumhuriyet tarihinden bu yana en çok tartışılan siyasetçilerden birisi.
Kendisini seven ve nefret edenlerin hararet duyguları eşit. Doğru ya da yanlış, aldığı kararların arkasında Erdoğan kadar dik duran, düşündüklerini sansürsüz açıklayan başka bir lider bulmak zor. Başbakan’ın eleştiriyi en çok hak eden tarafı, kendisi gibi düşünmeyenleri yok hükmünde görmesi…
BÜLENT ARINÇ: Nadiren görüşsek de Bülent Beyi yaklaşık 12-13 senedir tanırım. Zaman zaman birçoğumuzu kızdırsa da, Arınç’ı Uğur Dündar’ın deyimiyle AKP’nin vicdanı olarak gören geniş bir kesim var. Hata yapan yol arkadaşları bile olsa onlara karşı yaptığı itirazlar, çabuk sinirlenmesi, diliyle beyni arasına süzgeç yerine samimiyet koyması bazen dezavantaj gibi gözükse de bu hasletler Bülent Arınç’ı diğer pek çok siyasetçiden ayırıyor. Hakkında ima yoluyla bile olsa yolsuzluk dedikodusu çıkmayan nadir siyasetçilerden.
NE OLUR?
Başbakan Erdoğan’ın tüm kontrolü eline alması ya da almak istemesine Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın tamamen sessiz kaldığı söylenemez. Gül de Arınç’da yeri geldiğinde Erdoğan’a kontrollü tepki veriyorlar. En azından öyle anlaşılıyorlar. Gül ve Arınç’ı zaman zaman tepki vermeye iten nedenin, partinin kuruluşunda aldıkları, “Her konuda istişare.” ilkesine Erdoğan’ın uymayarak tek başına hareket etmesi gösteriliyor. Gül ve Arınç’ın, “Milletvekillerini tanımak için vekil kataloguna bakıyoruz.” mealindeki sözlerini Erdoğan’a, “Vekil listelerini yaparken usulen bile olsa bizimle istişare yapmıyorsun.” şeklinde bir gönderme olarak okuyabiliriz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en güçlü favorisi Erdoğan olsa da, Gül ve özellikle Bülent Arınç faktörü göz ardı edilemez.
Başka bir yaklaşımla; Gül Cumhurbaşkanı, Erdoğan Başbakan oldu, sıra Arınç’ta diyen önemli AKP dinamikleri olduğunu söyleyebiliriz.
Sabah’ta son durum
Sabah’ı halen kimin aldığı/alacağı resmi olarak açıklanmasa da, Ahmet Çalık’ın medya patronluğundan çekileceği kesin gibi. Yaklaşık bir ay önce, “Murdock’un yalnızca ATV” ile ilgilendiğini yazmıştım. Sabah Grubu’nun ciddi taliplilerinden birisi de Texas Pacific Group…
Texas Pacific Group yetkililerinin iddiasına göre Sabah Gurubu’nu satın aldılar ve açıklama için gün sayıyorlar. Kulağıma gelen en ilginç bilgi, Sabah yazarı ve patronu Ahmet Çalık arasında geçtiği iddia edilen konuşma. Sabah yazarının yakın arkadaşlarına anlattığına göre Çalık, yazarına, “ATV’yi Murdock’a sattık. Sabah konusunda henüz biten bir şey yok.” demiş. Bakalım bu söylentilerin hangisi gerçek çıkacak?
*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…